Kuşları dinleye dinleye uyudum.
Dinlendim.
Sabah çok geç uyandım. (08:30 civarı) Odayı topladım terası süpürdüm. Banyomu yaptım. Fırından taze taze ekmek aldım. Kahvaltı hazırladım.
Ege Bora annem Defne ve ben güzel ve uzun bir kahvaltı yaptık. Muhabbet ettik. Sonra Defne'nin ödevlerini yaptırmaya çalıştım.
Sonra da Sıdıka Erke Etnoğrafya Müzesi'ne gittim.
Yıllardır Edremit'teyim bir kez olsun burayı merak etmemiştim. Açıkçası hiç bir beklentim olmadan gittim, 2 dakikada gezer çıkarım diyordum.
Ama gerçekten de çok hoşuma gitti bu müze.
Aslında içerikte pek bir şey yok.
Mini mini bir müze...
Kıyafetler işlemeler para keseleri eski gelinlikler vs var.
Ben daha çok işlemelere dokumalara odaklandım.
İlgi alanım da olduğu için epey hoşuma gitti.
Eski zaman evlerinin planı nasılmış onu da görmüş oldum.
Kısaca bu minik müzeyi çok beğendim.
Eski Edremit fotoğrafları da ilgimi çekti.
Sıdıka Erke de hoş bir bayanmış.
Romanlarda idare lambası diye bir şey geçerdi. Hiç bir fikrim yoktu. İdare lambası da böyle birşeymiş...
Aşağıdaki hamur yoğurma teknesinden babaannemin de vardı.
Bu müzeye giriş 11,5 TL
Çıktıktan sonra çarşı pazar biraz daha gezmek istiyordum. Ama hava bugün çok çok sıcaktı. Ayrıca bacağım ağrıyor yürümeme izin vermiyordu.
Eve dönerken yolumun üzerinde bulunan Edremit'in Hükümet Konağı'nı da inceledim. Bana çok hoş göründü.
Edremit'in bir de şöyle bir sokağı var.
Eve döndüm.
Annem bize mangal yakmış. Ben de salata yaptım. Terasta akşam yemeği yedik.
Sonra da Emine Yengeme geçtik. Bir kahve içtim.
Akşam namazı vakti bir sürü kırlangıç vardı. Defne ile terasta izledik. Onların hızlı hızlı uçuşları manevraları sonra uçarkenki sesleri.
İstanbul'da tabiatı ne görüyoruz ne de duyuyoruz.
Sonra da akşam namazından sonra Büyük Edremit Parkı'na geldik. Defne biraz oynadı. Dönüşte Roma dondurmacısından dondurma aldım kızıma. ( 1 topu 10 TL olmuş geçen yıl 7 TL idi)
Eve geldik hemen terasa çıktık. Hâlâ hava çok bunaltıcı ama teras efil efil maşallah. Yeşil halıyı serdim üzerine yatak attım. Defne'yi yatırdım. Şu anda yıldızların altında terasta yatıyoruz. Bir sürü yıldız var İstanbul'da göremediğimiz.
Yan taraftan Savaş Dayımın Melahatın Teyzemin Filizin Mevlüde Teyzemin ve sanırım Erkanın sesi geliyor. Onlar da terasta yan tarafta oturuyorlar karpuz yiyorlar. Sürekli konuşuyorlar. Bir yandan da onları dinliyorum. Ne konuştuklarını anlamıyorum ama hoşuma gidiyor.
Bir yandan da çocuk sesleri geliyor. Bir Edremit klasiği olarak köpek sesleri mutfak sesleri araba sesleri ve diğer teraslarda oturanların sesleri geliyor. Saat neredeyse 12 oldu ama Edremit hala capcanlı...
Evet Edremitteki 4. günümüz de böyle geçti.
Her günümüz böyle güzel geçsin inş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder