27 Nisan 2013 Cumartesi

BUGÜN GÜNLERDEN CUMARTESİ...

Bugün sabah (çoğu zaman olduğu gibi) kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Sonra sevgili arkadaşım aradı hadi çıkalım dedi. Her zaman olduğu gibi (burada, Mardin'de alternatiflerimiz sınırlı) yukarı çıktık. Hava çok güzeldi. Hem bugün Diyarbakır Kapı'dan itibaren yolları araç trafiğine kapatmışlar. Çok rahat etik. Önce yol üstünde gümüş telkari dükkanlarını dolaştık. Arkadaşım kendine yüzük aldı. Ben de çok beğendim.  Daha önceleri büyük yüzükleri hiç incelememiştim ama bu yüzük ön yargılarımı kırdı.

Yakut ve zümrüt taşlı gümüş yüzük 85 TL


Bu da yüzüğün  yandan görünüşü

23 Nisan 2013 Salı

BUGÜN DE BÖYLE GEÇTİ...

Sabah evi temizleyip kahvaltı yapınca kendimi sabah kuşağı kadın programı izlerken buldum... Derin bir umutsuzluk ve mutsuzluk üstüme çökmek üzere iken ' Kalk Betül, kalk' dedim, sevgili arkadaşımı aradım... Beraber eski Mardin'e çıktık... Başta çok isteksizdim, havaya giremedim... Sağ olsun arkadaşım da üstüme gelmedi.. Sonra sonra açıldım Allah'a şükür... Bugün gümüş takı dükkanlarını gezdik.... Eski Mardin'e gittiğimde mutlaka uğradığım bir antikacı dükkanım var... Orada daha önceden bir yüzük beğenmiştim, parmağıma olmamıştı ... Dükkan sahibi ise bu yüzük genişletilirse özelliği bozulur deyip satmamıştı... Bugün yine gittim ısrarla bu yüzüğü istiyorum dedim o da  yüzüğe zarar vermemek için kuyumcuya bile yollamadı kendisi özenle çekiç kullanarak minik darbelerle genişletti ve böylece nihayet yüzüğüme kavuştum...

  Zirkon taşlı gümüş yüzük  25 TL

 Daha önce antikacımdan aşağıdaki ne olduğunu bilmediğim şeyi almıştım...
 Sanırım at süsü ( katır da olabilir, katır burada çok değerli)
  Duvarıma astım ve çok seviyorum.
 Annemin deyişiyle bir bu eksikti benim evde.

Bu boncuklu süs 20 TL

21 Nisan 2013 Pazar

MİSAFİRLERİM GELDİ...

Büyük bir hevesle beklediğim anneciğim, babacığım Mardin'e ziyaretime geldiler.
 Annem geldiğinde ciddi hastaydı. Umredeyken Medine' de üşütmüş.
 İlk günler  fazla bir şey yapamadık; hem hava kötüydü hem de annemin dinlenmesi gerekiyordu, benim de okulum vardı zaten. Hafta içi evde geçirdik.

Geçtiğimiz cuma Ankara'dan kardeşim de geldi, gerçekten de evde bir bayram havası esti.
Daha gelmeden hazırlıklara başladık.
 Kardeşimin en sevdiği yiyecekler alındı,
 yaprak dolmaları sarıldı, ev temizlendi, gezi planları  yapıldı.

Canım kardeşim gelmeden önce eve ferahlığı sevinci geldi.

Cuma öğleden sonra geldi kardeşim. 
Güzel bir çay, annemin güzel mezelerinden oluşan hafif bir yemekten sonra hep beraber eski Mardin'e çıktık.

Sırasıyla
  1. Şeyh Çabuk Cami
  2. Kırklar Kilisesi
  3. Latifiye Cami
  4. Gazi Paşa İlköğretim ( Tamiratta)
  5. Tatlı Dede Oteli ve önündeki cumbalı ev fotoğraf molası
  6. Ulu Cami
  7. Kayseriyye Pasajı
  8. Revaklı Çarşı
  9. Bakırcılar Çarşısı
  10. Mezopotamya manzaralı çay bahçesinde çay içme molası (Kardeşim menengiç kahvesi içti)
  11. Mezopotamyanın gece manzarasını izleme
vee geç saatte eve dönüş... Yorucu ama güzel bir Mardin gezisi idi.

Kardeşim bana Antep'ten aldığı sedef kakma ceviz ağacından bu kutuyu hediye etti.


Kardeşim benim kutuları çok sevdiğimi biliyor tabii...

 Kutular demişken en sevdiğim kutularımdan bahsedeyim.

İlk olarak 2000 yılında Maraşlı bir öğrencimin hediyesi; meşhur Maraş sandığı. 
( Biraz tozlu ama tam 13 yıllık olsun o kadar yani)


Çok sevdiğim bir arkadaşımın Suriye'den getirdiği  sedef kakma sandık.
( Ah ah eskiden ne güzel bir şehirmiş Şam ve ne güzel yaşanırmış oralarda)