23 Eylül 2020 Çarşamba

SARIYER

 22.09.2020

Dün Defneciği boğaza götürmeye söz vermiştim. Sabah uyanır uyanmaz hemen kahvaltımızı yapıp yola çıktık. 


Aslında sabah külçe gibi uyandım. Herkesin malumu uzaktan eğitim-öğretim  faaliyetlerinin başlaması ile eba çöktü. Öğretmenler ögrenciler idareciler herkes sisteme giriş yapmaya çalışıyor. (Ama yapamıyor)

Bu haftaki ders programım gelmedi. Çünkü idareciler de tıpkı bizim gibi sistemsel sorunlar sebebi ile işini  yapamıyor. 

21 Eylül 2020 Pazartesi

SULAR VADİSİ BAŞAKŞEHİR (2)



21.09.2020

Bugün Defne'yi boğaza götürecektim. Havalar iyice soğumadan şifa niyetine biraz boğaz havası alalım diye düşünmüştüm.

Gitmeden önce birkaç küçük işim vardı.  Okul temposu ağırlaşmadan halledeyim dedim ama o minicik birkaç küçük  iş baya vaktimizi aldı.

20 Eylül 2020 Pazar

SULAR VADİSİ BAŞAKŞEHİR (1)

 





20.09.2020 

Bugün İstanbul'a sonbahar geldi. Hava epey soğudu. Mevsimlik kıyafetler çıktı. Kalın sıcak  çoraplar giyildi. Uzun süredir ilk kez camlar kapandı. Çamaşırlar balkona asılamadı bugün, kurutmaya atıldı.  

Tüm gün hava neredeyse hiç açmadı. Hep karanlıktı. Defne ile dışarı  çıktık ama hava oldukça soğuktu  kimseler yoktu parkta ve yağmur çiseliyordu mis gibi toprak kokuyordu her yer. Bunalmadan sıcaklamadan hatta biraz üşüyerek açık havanın tadını çıkarttık.

Çoğu insan sonbaharı bu karanlık havaları sevmez ama ben tersine çok severim.  Ben güneşli  havalarda mutsuz olanlardanım.  Bu güzel  güneşli havada  evde oturmak olmaz o halde bir yerlere gitmeli birşeyler yapmalı ama ne yapmalı nereye gitmeli  diye  diye helak olup ama genellikle hiçbir şey  yapamayanlardanım. Yapmıyorum yapamıyorum  sonra niye yapamıyorum diye üzülüyorum. Hava güzel güneşli mis gibi ama  biz  neden  evde kös kös oturmak zorundayız diye çok ağlamışlığım vardır.