02.07.2019
Uzun zamandır planladığım yaz tatili 1 gün rötarla 2 temmuz salı günü başladı.
Öncelikle 4 geceliğine Köyceğiz'e geldik.
İlk gün yolculukla geçti.
Baya uzun bir mesafe; İstanbul Köyceğiz arası yaklaşık 745 km.
Ama zannettiğimden yine de daha kolay bir yolculuk oldu. Neredeyse bütün yolculuk boyunca uyuduğumdan belki, bana kolay göründü, bilemiyorum.
Akşam saatlerinde otelimize ulaştık.
Otelimiz Köyceğiz Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli.
İlk izlenim; büyük bir hayal kırıklığı.
Otel Köyceğiz'in baya bir dışında, meslek lisesinin bahçesinde.
Etrafta sarı sarı tarlalar...
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yer gibi görünüyor burası. Sağda solda kafeterya herhangi bir dükkan çay bahçesi hiç bir şey yok. Yaklaşık 100 metre ötede anayol geçiyor.
Yani akşam ya da sabah yapılacak spontane bir yürüyüş burada imkansız.
Görür görmez ruhum daraldı ama yapacak bir şey yok, yerleştik.
Köyceğiz uygulama oteli yarım pansiyon günlük 150 TL.
Yerleştikten ve biraz dinlendikten sonra Köyceğiz'i keşfetmek için çıktık.
Minik şirin bir kasaba imiş burası.
Keşke otelimiz de sahile yakın bir yerde olsaydı.
Bu otelde 4 gece kaldık.
Biraz zaman geçtikten sonra alıştım.
Başta nefret ettiğim okul bahçesi ise bir zaman sonra en keyif aldığım bir mekan haline dönüştü.
Akşam Defne uyuduğunda aşağıda yemekhaneden bir termos sıcak su alıp bahçeye çıkıyordum. Zakkumlar altında kamelyama oturup bir yandan çayımı içiyor bir yandan da müzik dinliyor bir yandan da bahçeyi turluyordum. Pek çekici bir bahçe olmadığı için (bildiğin okul bahçesi burası) kimseler olmuyordu. Hatta hiç kimse olmuyordu. Hep tek başıma takılıyordum.
Gecenin ilerleyen saatlerinde yıldızların altında bu bahçede ömrümün en keyifli en huzurlu en mutlu zamanlarından birkaçını geçirdim.
Özleyeceğim zakkumlar altındaki kamelyamı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder