01.01.2023
Dün Defne ile Emirgân Korusu'na gittik.
Dün sabah erkenden uyandık.
Aslında çok yorgundum ve yataktan çıkmayı hiç istemiyordum ama Defne rahat vermedi. Israr etmedim nasıl olsa Defne uyandıktan sonra uyumak mümkün değil.
Biraz zoraki kalkmadan sonra kahvaltı yaptım bu sırada Defne de sütünü içti. Makinaya çamaşır attım. Evi temizlemeye başladım.
O kadar temizliğe ihtiyacı var ki evin.
Bu sırada Defne "Anne beni hiç gezdirmiyorsun" deyip mızmızlanmaya başladı.
Hak verdim.
Hava çok güzeldi.
Zaten ben ne kadar yaparsam yapayım bu ev temizliği belli etmeyecek bir iki saat sonra da aynı eski dağınık görünümüne geri dönecek.
Ayrıca ne zaman temizlik yapsam Defne ağlaya ağlaya geberiyor.
Akşama sinirlerim çok bozulmuş olucak yani temizlik yaptım oh ev mis gibi diye zaten sevinemeyeceğim biliyorum.
Dışarı çıkmaya karar verdim.
Oraya mı gitsek buraya mı gitsek derken Emirgan'da karar kıldık.
Aslında ben de çıkmak bir yerlere gitmek istiyorum ama hep temizlik yapmak şu evi bir temiz görebilmek isteğimin dışında içimde hep bir korku var; trafik korkusu... Hele Defne yanımdayken daha da geriliyorum. İliklerime işlemiş olan araba kullanma fobisini içimde bir türlü bitiremiyorum. Biri arabayı kullansa her gün her saat bir yerlere rahatlıkla gidebilirim gibi hissediyorum.
Alternatif olarak otobüsle metro ile dolaşmak dersek o da imkansız gibi birşey. Artık yoruluyorum bir de Defne ile otobüs metro yolculuğuna dayanamayacağımı düşünüyorum.
Taksi için ise param yok.
Neyse işte Defne ısrar esince hava da mis gibi olunca öğle 12:15 sularında evden çıktık. Yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Emirgan'a gelebildik.
Emirgan bize 34 km uzaklıķta.
Az önce baktım HGS de 39,5 TL'lik geçiş ücreti ödemişim.
Bunlar da kayıt olarak kalsın burada.
Dibimdeki yere gidebilmek için benim vergilerimle yapılan bir yolu kullanma bedeli olarak için bir de 39,5 TL yol parası ödüyorum.
Emirgan'a giriş ise 30 TL .
Süre kısıtlaması yok.
Otopark sorunu ise hiç yok.
Hava çok güzeldi.
Kış olmasına rağmen Emirgân da güzel.
Çok az insan var ama herkes huzurlu mutlu görünüyor. Herkes birbirine gülümsüyor.
Her yer kupkuru ağaç...
Emirgân'ı Emirgân yapan çiçekler bahçe düzenlemeleri yok.
Havuzlar bakımsız.
Kupkuru ağaçlarla Emirgân diğer zamanlara göre küçücük bir alan gibi görünüyor.
Ama yine de güzel.
Kuru ağaçların arasından masmavi boğaz görünüyor.
Defne ile Emirgân'ın parklarında oynadık gezdik.
Sonra biraz da Boğaz havası almak için sahile indik.
O kadar güzeldi ki...
Oltayla balık avlayanları izledik.
Her olta atışta 7-8 balık geliyor.
İstavritlerin en büyüğü parmak kadar. Kafasını çıkarsalar bir lokma bile etmez ama yine de avlıyorlar.
Bir yandan termoslarından sıcak çay kahve yudumluyorlar bir yandan olta atıyorlar.
Her balıkçı kovasını balıkla doldurmuş.
Defne ile sahilde yürürken hadi bir de Sakıp Sabancı Müzesi'ni gezelim dedik.
Onu da bir önceki postta anlatmıştım.
Orayı da gezdikten sonra Defne çok yoruldu.
Dinlene dinlene Emirgân'a çıktık.
Çıkarken yine parkta oynadık.
Arabaya ulaştığımızda ben de çok yorulmuştum.
Yollar Allah'a şükür baya açıktı.
Yaklaşık 45 dakika sonra evdeydik.
Defne yolda uyudu.
Eve geldik Defne'ye yemek hazırladım.
Sonra da kendime...
Makinadakileri çıkarıp yenilerini attım.
Kalan temizlik işlerini bitirdim.
Defne bütün gün koşturup oynadı ama akşam zerre enerji azalması yoktu.
Satranç oynadık sos oynadık.
Minişlerle satranç oynadık.
Biraz ders yaptık.
Nihayet 23:00 gibi uyudu.
Melekler gibi görünüyor uykusunda.
Gece 12'yi vururken 2023'e yeni yıla merhaba derken gündüz yıkayıp kuruttuğum koltuk kılıflarını geçiriyorum.
Her yerde havai fişekler patlarken ben yorgunluktan gebermiş hayatımın anlamını sorguluyorum.
Mutlu muyum mutsuz muyum karar veremiyorum.
İşte bir 31 Aralık gecesi de böyle geçti...
İnş çok güzel bir yıl olur.
Huzurlu mutlu umutlu bir yıl olur.
Şu umutlu kelimesini yazarken bile içimde bir yer kanıyor.
Mutlu seneler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder