19.04.2023
Herşey 3-4 yıl önce evimi bir çiçek evine dönüştürme hevesim ile başladı.
Bir gün otururken eee ben çiçekleri çok seviyorum güzel de bakıyorum beni çiçek almaktan alıkoyan şey nedir, evim neden bir çiçek bahçesi değil dedim.
Hemen işe koyuldum.
Bir kaç menekşe bir kaç sukulent ile başladım derken yılbaşı çiçeği kaktüs gardenya çeşit çeşit kalanşo internetten özel bir cins begonya mum çiçeği kroton drecenia yeni yeni sukulentler sardunyalar karanfiller yıldız çiçekleri hatta bir ara maydanoz soğan derken evde tüm cam önleri güneş alan her yer çiçekle doldu.
Hâlâ bir sürü çiçek alma planlarım vardı, doyamadım çiçeklere, fakat sonra bu çiçekler büyüyüp de hacimleri 5-10 katına çıkınca hepi topu 65 m2 olan evim bu kalabalığı kaldıramadı.
Saksıları bir oraya koydum olmadı bir buraya koydum olmadı.
Sonunda başedemeyeceğimi anladım.
Küçük evler için çiçek yetiştirmek çok da uygun değilmiş diyerek bu sene neredeyse hepsini dağıttım.
Artık evim bir çiçek bahçesi değil.
Geçen yaz çiçeklerimi dağıtırken sardunyalarımdan 3 tanesini kapımın önündeki pencereye yerleştirmiştim.
Orayı çok sevdiler hemen büyüdüler serpildiler.
O kadar güzel oldular ki.
Her sabah akşam eve gelirken evden çıkarken rengarenk çiçeklerine bakarak mutlu oldum.
Evimin girişine hoş bir hava kattılar.
Bu kış sardunyalarımı içeri aldım kapalı balkonda dinlendirdim.
Havalar ısınınca da budadım topraklarını değiştirdim yerlerine yerleştirdim.
Bir müddet sonra bir baktım ki kumrular benim güzel sardunyalarımın dibine yuva yapmak için dal parçaları getirmeye başlamış.
Her seferinde attım elbette.
Çünkü
1. Onlar yuva yaparsa sardunyalarımı sulayamam ve bitkilerim ölür.
2. Yavrular çıkınca kargalar yiyor ve ben hem kendi hem de Defneciğin psikolojisi için böyle bir şeye şahit olmak istemiyorum.
3. Yaramaz çocuklar kuşları rahat bırakmayacaktır.
Er ya da geç bu kumrular nedeni ile üzüleceğim biliyorum.
Bu sebeblerle onlar dal getirdi ben attım onlar ısrarla getirmeye devam ettiler ben de inat ettim attım hatta birgün çiçeklerimin altında anne ve babayı gördüm kovaladım gelmeyin istemiyorum sizi dedim.
Sonuç: Bir sabah baktım sardunyamın altında bir kuş oturuyor. Kovaladım her zaman ki gibi ama bir de ne göreyim; Bitkinin dibinde minimini bir yumurtacık...
Artık çok geç...
Yapacak bir şey yok bu kumrular burayı yuva yapmış.
Sonra o minicik yumurtalardan bir tane daha oldu.
Anne günlerce yumurtaların üzerinde oturdu.
Sonra bir gün bir de baktım mini mini çirkin mi çirkin iki yavrucuk.
Sonra çirkin yavrular gitgide büyüdü büyüdü.
Her gün uzaktan merhaba dedik bir anneye bir yavrulara..
Sonra bir gün bir baktım ki anne yok. Bir kaç saatte bir kontrol ettim ama hala anne yok.
Aklıma tek gelen ihtimal acaba anneyi kedi mi kaptı oldu.
Allahım saat başı bakıyorum anne yok bekledim bekledim anne yok. Konu komşuya sordum internette araştırdım sordum.
Herkes sakin dokunmayın anne gelir dedi.
İnsanlara ve doğaya güvendim sonuçta 3 gün sonra gerçekten de anneyi gördüm. İyi ki de yavruları içeri almamışım.
Anne yavrular yalnızlığa alışsın uçmaya hazır olsunlar diye bilerek yuvayı bırakırmış.
Günde bir iki besler sonra yavruları terk edermiş.
Gerçekten de minik çirkin yavrular inanılmaz bir hızda büyüdüler.
O kadar hızlı büyüdüler ki inanılmaz bir şekilde bir kaç günde tam bir kumru formuna dönüştüler.
Sonra bir baktım ki bunlar artık ayakta duruyor ve tam bir yetişkin kumru gibi.
Artık uçacaklarını biliyordum.
Nihayet bir tanesi uçtu geriye bir yavru kaldı.
Bugün ise o da uçmuş.
Günlerdir haftalardır düzgünce sulayamadığım sardunyalarımı nihayet suladım.
İçim ise buruk...
İnş bir gün camıma konarlarda yine severim o minik çirkin ördek yavrularını.
Not: Yaklaşık bir hafta sonra yine bir kumru yumurta bıraktı. Yine aynı süreçler... Bunlar da uçtu gitti.
Sonra 3. kez bir kumru yumurta bıraktı. Lakin sonra yuva boş kaldı. Ne yumurta vardı ne kumru. Akibetlerini bilmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder