31 Mart 2025 Pazartesi

KAPADOKYA TURU

Doğu Anadolu Turu'ndan gelince okullar açılıncaya kadar o bir haftada evi bir güzel temizler, sonra da çayımı yapar, tertemiz evimde oturur, sinema izler, müzik dinler, gerçek manada bir tatil yapıp kafa dinlerim, dinlenirim demiştim.

Neredeyse üç aydır Defne benle. Babasını özlemiştir. Onunla 2-3 gün vakit geçirir ben de rahat rahat acele etmeden işlerimi bitiririm rahatlarım diyordum. 

Pazar günü turdan döndük. Defne babasına gitti. Ertesi gün Defne'yi babası getirdi.

Daha valizleri bile kaldırmamıştım.

Defne'nin burada kimsesi yok. Arkadaşları da inmedi bahçeye. Telefonu da ben vermek istemedim. Defne de sıkıntıdan patladı. 

Ben çamaşır yıkadıkça huysuzlandı, ben valizleri topladıkça söylendi. 

Bir müddet sonra sen zaten hep temizlik yapıyorsun benle oynamıyorsun deyip ağlamaya başladı. 

Baktım olmayacak. 

Defne bana iş yaptırmayacak belli. 

Ben de evde durmanın manasızlığına hükmettim. 

Her şeyi bıraktım Kapadokya Turu'na katıldım.

DOĞU'NUN HAZİNELERİ TURU, 6. GÜN, KEMALİYE, DİVRİĞİ UlU CAMİ VE ŞİFAHANESİ, SİVAS

24.08.2024 Cumartesi

 Bugün sabah erkenden saat 05:30'da uyandım. Bugün gerçekten de zor uyandım.

Gezimizin son zamanları artık. Yorgunluk vurmaya başladı. 

 Sabah kahvaltıya indiğimizde kahvaltı muhteşemdi. Hayatımda bu kadar güzel kahvaltı nadiren görmüşümdür.

DOĞU'NUN HAZİNELERİ TURU, 6. GÜN,TUNCELİ, MUNZUR GÖZELER, HARPUT

 

23.08.2024 Cuma

Sabah 06:00'da kahvaltı ve 07:00'de otelden çıktık.

Önce Muş sonra Bingöl'den geçerek Tunceli'ye doğru yol aldık.

Ne kadar güzel bir coğrafya imiş buralar. Bayıldım.

Yol üzeri 33 Şehitler Abidesi'ni otobüsten gördük. 

33 Mehmetciğimizi haince kurşuna dizmişler burada.

Maalesef Tunceli denilince akla terörizm ve şehitlerimiz akla geliyor.

Zaten buralarda sürekli polisler durdurdu. Sürekli kimlik kontrolü yaptılar. Narkotik köpekleri dolaştırdılar.

Tunceli'nin eski ismi Dersim. 

Tunceli'ye doğru gittik de gittik.

Yolda kayalıkların yanında dağ keçilerini gördük.  Bizi görünce hemen kaçtılar. 

Ama ilerde yine yola yakın kayalıklarda başka bir gurup dağ keçisi gördük. Çok güzellerdi.

Gide gide Tunceli'ye vardık.

Tunceli o kadar hoş bir şehirmiş ki.

DOĞU'NUN HAZİNELERİ TURU, 5. GÜN, VAN, AKDAMAR KİLİSESİ, NEMRUT KRATER GÖLÜ, AHLAT

 

22. 08.2024 Perşembe

Bugün sabah yine erkenden uyandım. Bu sefer ama fön çekmek için değil.

Daha güneş doğmadan denizi seyrettim.

 Otelin fotoğraflarını çektim. Dün buraya geldiğimizde akşam olmuştu çekememiştim.

Çok güzel bir sabahtı. 

Kahvaltıdan sonra ilk olarak Urartu El Sanatları Kültür ve Sanat Evi'ne gittik.

Orada da bize bir sunum yapıldı. Takılar hakkında bilgi verildi.

Buradaki bazı takıları internette vs bulamıyoruz. Van Müzesi'ndeki takıların birebir aynısını yapmışlar patentini de almışlar başka yerlere de satmıyorlar.

Urartular takıya süse düşkün bir toplummuş.

Burada Urartu kazılarından çıkmış 3000 yıllık kolyenin aynısını üretmişler.  Urartu kraliçesi takıyormuş bunu. Her bir sembolün ise anlamı var. Bir tanesi şans, bir tanesi Kybele yani doğurganlık, bir tanesi bolluk bereket, bir tanesi güneşin doğuşu, bir tanesi de güneşin batışı imiş.

Bir de burada savatlama tekniği ile gümüş bilezik üretiliyormuş. 

Çok güzellerdi.

Ben de aldım. Aşırı beğendim. Hemen taktım. 


DOĞUNUN HAZİNELERİ TURU, 4. GÜN, IĞDIR TUZLUCA MAĞARASI,DOĞUBEYAZIT İSHAKPAŞA SARAYI, MURADİYE ŞELALESİ

 21.08.2024 Çarşamba

Katerina Sarayı'nda odamız muhteşemdi.

 Ortam çok güzeldi. 

Yine de gece uyuyamadım. Bir türlü dalamadım. Sabah 05:30'da kalktım ama elim ayağım titriyordu yorgunluktan.

Yine de saçıma fön çektim.

 Defne ile 06:30'daki kahvaltımıza indik.

 Kahvaltı gayet güzeldi. Konulan yiyecekler lezzetliydi. Defne hiçbir şey yemedi. Ben de yiyemedim. Öğle yemeğindeki kazı hâlâ sindirememiştim.

Bahçede ağaçların altında biraz oturduk.

Her yer çok güzeldi.

 Otelin hemen önünden geçen Arpaçay'ın gürül gürül sesi hâlâ kulaklarımda.

07:30'da aracımız kalktı. Önce Aras Nehri'ni takip ede ede Iğdır'a geldik. Yükseltinin düşmesi ile ekolojik çevre nasıl değişiyor çok iyi gördük. Yukarılarda her yer çorakken ağaç bile tek tük görürken burada kayısı ağaçları bile görünmeye başladı.

Iğdır'da Tuzluca Mağarası'na gittik. 

DOĞU'NUN HAZİNELERİ TURU, 3. GÜN, KARS, ANİ HARABELERİ

 

20.08.2024 Salı

Bugün saat 06:00'da kahvaltı var 07:00'de ise aracımız kalkacak. Sabah 05:00'de kalktım. Gayet de dinçtim. Palandöken havası bana iyi gelmiş belli.

Saçlarıma fön çektim. 

Sırf fotoğraflarda düzgün görünmek için sabahın köründe kalktığıma inanamıyorum.

Palandöken Dağı'ndaki güzel otelimizden hüzünle ayrıldım. 

Erzurum'da kayak merkezi var. Hem gençlik oyunları vs yapılıyor burada. Bu yüzden de adamlar harika bir otel yapmışlar tam kayak merkezinin karşısına. 

Gezimizin geri kalanında bundan düzgün bir otel göremeyiz daha da.

Aracımızla Kars'a yol aldık. 

Erzurum'da otobüsten Aziziye Tabyası'nı Mecidiye Tabyası'nı gördük.

Nene Hatun'un köyünü gördük. 

Babamın ara ara söylediği "Hasan Kalesi'nde ceketim kaldı" türküsündeki Hasankale'yi gördük. 

Pasinler Ovası'nı Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin doğduğu köyü gördük.

Bu arada rehberimiz her geçtiğimiz yerle ilgili de bilgiler veriyordu. 

Mesela Pasinler Ovası'nı geçerken Pasinler Savaşı'ndan, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden bahsederken tabii ki İsmail Fakirullahtan ve tabii ki Tillo'dan.

Bunun gibi.

 Zaten turumuz kültür turu. 

Gezdikçe kültürleniyoruz.

Gerçekten de bir kültür turu oldu bu tur. Tarih ve coğrafya bilgilerimi tazeledim.

DOĞU'NUN HAZİNELERİ TURU, 1. ve 2. GÜN, ERZİNCAN, ERZURUM, YAKUTİYE MEDRESESİ, İNCE MİNARELI MEDRESE

Geçen hafta Jolly Tur'la Doğu'nun Hazineleri Turu'na katıldım. 

18 Ağustos Pazar günü başlayan turumuz bugün yani 25 Ağustos Pazar günü itibarı ile son buldu.

Uzun zamandır bu turu takip ediyor katılmak istiyordum. 

Çevremdekiler - özellikle de annem- bu sıcakta hiç gidilir mi oralara, orada ne var ki, hep harabe hep harabe, çok uzun bir tur, kimse gelmez bu tura boşuna heves etme vs deyip deyip hevesimi kırıyorlardı.

Nihayet katıldım. 

Annem son ana kadar gitmemem için telkinde bulundu. Her kozu kullandı. Hatta en son savaş çıkacakmış gitme tehlikeli olur bile dedi.

Anneme rağmen katıldım bu tura.

İyi ki de katılmışım.

KRALİÇE TAKIM YILDIZI, CASSİOPEİA TAKIM YILDIZI

 Edremit'te çoğu insanın sahip olmadığı bir lükse sahibim: Geceleri terasta yıldızları seyrederek uyuyorum.

 Geceleri defalarca kalkıp uykumun arasında gökyüzünü şöyle bir tarayıp yeniden dalıyorum.

DİKİLİ TEKNE TURU

 

12.08.2024 Pazartesi

Bugün Defne ile Dikili Tekne Turu'na katıldık.

Sabah 09:15'de aracımız bizi Bülent Börek önünden aldı. Yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra Dikili'ye geldik. 

Bir görevli bizi teknemize transfer etti.

Bugün Can Sinbat Teknesi ile açılacağız.

ASSOS, BEHRAMKALE, KADIRGA KOYU TURU

 


 09.08.2024 Cuma

Bugün Defne ile Assos-Behramkale Turu'na katıldık.

Annem ben harabe gezmeyi sevmiyorum dedi gelmedi.

Sabah 08:30'da aracımız bizi otogardan aldı.

İlk durağımız olan Assos'a doğru yol aldık.

Bu yolu hep çok sevmişimdir. 

MİDİLLİ (LESVOS) GEZİSİ DEVAM

 06.08.2024 Salı

Aslında sabah çok erken kalkıp sahile inmeyi düşünüyorduk. Ama Defne o kadar yorgundu ki kıyamadım. Zaten ben de yorgundum.

MİDİLLİ( LESVOS) GEZİSİ

 

05.08.2024 Pazartesi

Bu pazartesi Annem ve Defne ile Midilli'ye gittik.

Tıpkı Gökçeada Turu gibi bu da harika geçti. 

Gezimiz sadece iki gün idi ama 2 hafta hatta aylar yaşamış gibiyim.  

ÜLKER TAKIM YILDIZI

 


03.08.2024 Cumartesi

Çok eskiden bir sabah güneş doğmadan çok önce çok erken saatlerde babam terasta bana gökyüzünde Ülker Yıldız Kümesini göstermişti. 

Bakalım kaç yıldız sayabiliyorsun demişti. 

GÖKÇEADA(İMROZ) GEZİSİ

  


  30 Temmuz 2024 Salı

Bu salı annem ve Defne ile Gökçeada'da idik. 

Unutulmaz rüya gibi bir iki gün geçirdim.

ŞAHİNDERESİ KANYONU JEEP SAFARİ

 


 27.07.2024 Cumartesi

Bugün Defne ile  Şahinderesi Jeep Safari Turu'na katıldım.

AYVALIK TEKNE TURU

 

26.07.2024

Dün Defne ve annemle artık bir Edremit geleneği haline gelmiş olan her sene gerçekleştirdiğimiz Ayvalık Tekne Turu'na katıldık.

Her sene olduğu gibi bu sene de tercihimiz  Veysel Kaptan Teknesi idi.

30 Mart 2025 Pazar

BÖRÜLCE SALATASI

 

23.07.2024 Salı

Edremit'e gelince börülce yapmadan olmaz. Burada börülce kültürü vardır. Bizim çevrede herkes yaz akşamları bol bol börülce salatası yapar.

KIZILCIK ŞERBETİ

 


22.07.2024 Pazartesi

Bugün pazartesi pazarına gittim. 

Pazarda köylü kadınlardan belki de daha o sabah toplanmış meyve sebze ot bulabiliyorum. Ayrıca satıcı yörük kadınları hoşuma gidiyor. O yüzden Edremit'te pazar yapmak bana keyifli geliyor.

ŞAHİNDERESİ ŞELALESİ

 

18.07.2024

14 Temmuz Pazar günü Kemal sabah bir sürpriz yaptı. 

Yoldayım ben geliyorum dedi. 

Hiç ama hiç beklemiyorduk. 

TOKAT, AMASYA KARADENIZ TURU 6. GÜN

 06.07.2024 Cumartesi

 Bugün ilk kez rehberimiz geç uyanmamıza izin verdi. Çünkü ne müzeler ne de alışveriş yerleri erken saatte açık olmaz. Her sabah olduğu gibi 07:00 de değil 08:00 de toplanacağız.

Bugün Tokat'ı gezeceğiz.

Otelimiz Tokat merkezde. Bu yüzden hep beraber yürüyerek araç kullanmadan önce Ali Paşa Camisi'ne gittik. 

Daha sonra Nasıreddin Tusi'nin türbesini gördük. 

SÜMELA MANASTIRI, TRABZON AYASOFYA, ATATÜRK KÖŞKÜ KARADENİZ TURU 5. GÜN

 

05.07.2024 Cuma

Bu sabah yine 6'da uyandık. Hemen kahvaltıya indik. 

Sonra da Trabzon merkeze geldik. İlk durağımız Trabzon Ayasofya Camisi.

BATUM, RİZE BEZİ, YÖRESEL ÜRÜNLER KARADENİZ TURU 4. GÜN

  

04.07.2024 Perşembe

Bahri Otel'de sabah daha 5 olmadan kuş seslerine çok rahat bir şekilde uyandım. Gerçekten de çok dinç idim. Oysaki bir gün önce çok çok yorulmuş gece 12'den çok sonra yatmıştım.

Buralarda neden onlarca otel bungalov var anladım. İnsanların bir bildiği varmış elbette. 

AYDER YAYLASI, UZUNGÖL, ÇİNÇİVA KÖPRÜSÜ,ZİLKALE, PALOVİT ŞELALESİ KARADENİZ TURU 3. GÜN

 

03.07.2024 Çarş 

Bu sabah erkenden saat daha 06:00 olmadan uyandım. Dünden çok yorgunduk ama mecbur kalktık. Valizleri hazırlayıp kahvaltıya indik. Annem çok hayret etti. Çünkü dünkü yorgunlukla bu saatte kimsenin kahvaltı yapamayacağını hatta kimsenin uyanamayacağını düşünüyordu. Herkes de kalkmış herkes de bir güzel kahvaltı yapıyordu.

KUZU ALAN ŞELALESİ, GÖKSU TRAVERTENLERİ, BOZTEPE, SAMSUN, ORDU, GİRESUN, KARADENİZ TURU 1. ve 2. GÜN

 

01.07.2024 Pazartesi 

Bugün tüm gün hazırlıklarla geçti. Ben bir gün önceden valizlerimiayarladığım için rahattım. 

Ama annem -Bilaller tüm hafta evde olmalarına rağmen- sanki evi bir hafta boş bırakacakmışçasına hiç durmaksızın çalıştı. Ekmekleri doğradı güneşe koydu.  Patlıcanları güneşe dizdi. Buzluğa atabilecek olacakları buzluğa attı. Buzdolabını boşalttı. Et çıkarmıştı, sanırım Eylem'e güvenemedi gitti onu sabah sabah pişirdi. -Çoğu yemeği olduğu gibi onu da yaktı. Ama yanık olmasına rağmen yolda yerim ben diyerek yola koydu ama yiyemedi elbette, turun 2. günü kedilere mama oldu- Gitme saatimize kadar hiç durmadan işlendi. Epey bir yoruldu yani.

KÜRECİ AİLE PİKNİK ALANI

   


29.06.2024

 Bugün sabah erkenden Pelitköy'e kahvaltıya gitmeye karar vermiştik.

Sabah erkenden daha 07:30 olmadan kalktım. 

Bilal hava durumuna baktı; bugün çok rüzgar varmış deniz keyifli olmaz, vazgeçtik.

Evde kahvaltı yapacağız. Ben de herkes uyuyorken Karadeniz Fırın'a gittim. Lavaş, pide ve simit aldım. 

Eve geldiğimde annemler de uyanmış kahvaltıyı hazırlamışlardı.

Terasta kahvaltımızı yaptık.

Kahvaltımızın sonunda Bilal bize Toblerone pasta almış, sürpriz oldu. 

Kahvaltıdan sonra hep beraber çıktık.  Ege Bora gelmedi -daha da hiçbir yere gelmeyecekmiş- o evde oyun oynamayı tercih etti. 

Kadıköy'den girip Yolören'den geçerek önce Zeytinli Küreci Aile Piknik Alanı'na geldik.

KIZILKEÇİLİ KÖYÜ, ÇAĞLAYAN PİKNİK ALANI, ANIT ÇINAR

 


25.06.2024 Salı

 Bugün okul seminerinden sonra Kızılkeçili Köyü'ne gitmeye karar verdim.

Köyün ismini çok duymuştum ama şimdiye dek gitmek nasip olmamıştı.

Bizim okulun bulunduğu Zeytinli köyüne 4-5 km uzaklıkta imiş. 

Yakınmış gideyim bir göreyim dedim.

HASANBOĞULDU, SÜTÜVEN ŞELALESİ

 


24.06.2024 Pazartesi

 Bugün sabah erkenden uyandım. Hazırlandım. Zeytinli'de bulunan Şehit Mustafa Serin Fen Lisesi'ne seminere gitmem gerek. Bu okulu daha önce hiç duymamıştım. Yandexi ayarladım. Okuluma gittim.

Ana yoldan çıkıp da Zeytinli'ye döndükten sonra iki yanı ağaçlı şirin bir yolla gidiliyor bu okula. Trafik falan hiç yok. Sessiz sakin...

 Gölge bir yere çektim. Biraz erken gelmişim. Biraz kamelyalarda oturdum. Gayet şirin ferah bir okul.

2024 KURBAN BAYRAMI, EDREMİT

 

15.06.2024 Cumartesi  

Uzun yorucu zorlu bir dönemden sonra nihayet dün karneleri verdik, öğrencilerimizi uğurladık.

LAZANYA

  


06.06.2024

Çam ve Sakura Hastanesi'nin yanıbaşında Anpa Market açıldı. 

Orada gezerken Lazanya gördüm. Şimdiye  dek lazanya'nın sadece adını duymuştum; ne aldım ne de tadını biliyorum. Bizim aile bilmez lazanyayı. Bir deneyeyim dedim.

Defne çok beğendi.

Defne soslu olan hiçbir şeyi  yemez ama lazanyayı yiyebildi. Hatta ertesi gün yeniden istedi.

Ben de beğenmekle beraber çok da ahım şahım bir şey değil.

Kıymalı makarnayı daha da kalorili hale getirmişler ismi lazanya olmuş.

Bir paket lazanya'yı 3 seferde kullandım.

DİKKAT DİKKAT!!  Bu yemek aşırı kalori içermektedir.

* Önce wok tavada soğan sarımsak kavrulur. Üzerine kıyma eklenir. Kıyma da piştikten sonra domates ve biber salçası eklenir o da kavrulur. Son olarak da domates eklenir. Güzelce pişirilir. Tuz karabiber pulbiber eklenip altı kapatılır.


* Kaserolde bir kaşık tereyağında 2 kaşık un kavrulur. Üzerine 2 bardak kadar süt yavaş yavaş eklenir ve beşamel sos hazırlanır.


* Borcama önce beşamel sos eklenir. Sonra bir kat lazanya sonra kıymalı sos üzerine  yeniden beşamel  sos sonra yine lazanya. Bu şekilde bir kaç kat yapılır. 

* En üste beşamel sos ve rendelenmiş kaşar peyniri eklenir. 

* 180 derece fırında kaşarlar kızarıncaya kadar pişirilir.

* Sıcak sıcak servis yapılır.


Afiyet olsun.


YAĞMURLU BİR BAHAR GÜNÜ...

 


04.05.2024 Cumartesi

Bugün hava kapalı yağmur yağıyor. 

Çok güzel bir gün. 

Pek çok yapmak istediğim şey var, zaman bulamıyorum. Böyle havalar bence tam da bu işler için.

ŞAMLAR TABİAT PARKI

 

27.04.2024 Cumartesi sabah erkenden kalktım. 

Sabah sabah dilimde bir şarkı

" Güneşin doğuşu batışı farksız

Nasıl yaşadımsa yine yaşarım ben aşksız"

Sözlerini bilinçaltım nasıl da değiştirmiş:)

Bütün gün söyleyip durdum içimden ki bu şarkıyı yıllardır dinlemiyorum.

ADALI YALI

 


 21.04.2024

O kadar güzel bir rüya gördüm ki bunu şimdi yani uyanır uyanmaz unutmadan,  hatırladıklarımı hemen yazmak istiyorum.

Böyle rüyaları ayda yılda bir görüyorum.

Uyandığımda çok mutlu oluyorum.

Rüyamda bir evde misafir idik. Yanımda şu anda hatırlayamadığım arkadaşlarım vardı. Ya sohbette idik ya da Kuran okuyorduk.

Ev gayet zengin birinin evi idi; belliydi. 

Sonra ev sahibi bayan dedi ki "İsterseniz bahçemde devam edelim."

Biz de olur dedik ve bahçeye çıktık.

 Gayet dengeli ne büyük ne küçük bu eve yaraşır çim bir bahçe görünüyordu. İleride tam karşımızda yeşil çalılardan çitler ve üstlerinde heykeller vardı.

Sonra taraçadan basamaklardan inip de yan tarafa bakınca denizin kenarında olduğumuzu anladım.

Boğaza sıfır kocaman bir bahçe.

O kadar güzeldi ki.

Deniz tam ayaklarımızın altında idi.

Biraz ilerleyince bir ada gördük. 

Ada bazı kısımlarda bizim bahçeye bir adım mesafe kadar yakındı. Oradan atladık. Adanın çimlerinin üzerinde yürüyüş  yapmaya başladık. Adanın ilerleyen tarafında denize bakan kısmında kayalıklar başladı orada da yürüdük.

 Bu sırada Defne'nin gülücüklerini duydum. O da arkadaşları ile oynuyordu. Defnecik dikkatli ol dedim ama tabii ki Defne suya düştü biraz ıslandı aman boşverdim rüyamda, üstünde kurur ne olacak. 

İşte böyle...

Yazınca çok basit kaldı.

Ama rüyam hiç öyle değildi. 

Mutlulukla uyandım.

Hava da öyle güzel ki bu sabah.

Yazmışken geçenlerde gördüğüm unutmak istemediğim bir rüyamı da yazayım. 

Yerden biraz yüksekçe beyaz mermer bir balkonda, saray balkonu gibi bir yerdeydim.

Hafif loş bir ortam vardı. Balkon yine çok  yüksek kubbeli saray gibi Ayasofya gibi bir binanın içindeydi.

Ortam güzeldi kasvetli değildi.

 Yanımda mavi mi yeşil mi bir türlü anlaşılamayan ama çok güzel anlamlı gözleri olan çok yakışıklı tanımadığım ama kalbini kalbime yakın bulduğum biri vardı.

Ona diyorum ki bak sana uçmayı öğreteceğim.

Sonra bir zıplıyorum o mermer balkondan ve uçmaya başlıyorum.  

Önce o yüksek kubbeli mekanın içindeki evlerden konaklardan geçtim.

Orası bir kentmiş.

Bir yandan da uçmayı öğretiyorum.

Sonra o kubbeli devasa mekandan çıktım.

 Dışarıya güneşli aydınlık iç ferahlatan bir yere çıktım. 

Önce bağlar bahçeler geçtim. Sonra Mardin'deki Mezopotamya tarlalaları gibi göz alabildiğine geniş yeşil tarlalar başladı. Üzerlerinden jet hızı ile geçiyorum. Arada İshakpaşa Sarayı gibi ama çok güzel bakımlı bembeyaz saraylar görüyordum. Onların da yanlarından üstlerinden geçiyorum.  

Manevralar sirtolar yapıyordum.

Bir yandan da yanımdaki kişiye bak böyle yaparsan yukarı çıkarsın böyle yaparsan yana doğru kayarsın vs diyorum. 

Gerisini unutmuşum. 

Uyandığımda bir yürek genişlemesi ile ferahtım.

Mutlu pazarlar...

NAKKAŞTEPE MİLLET BAHÇESİ, KUZGUNCUK, KUZGUNCUK BOSTANI,ÜRYANİZADE AHMET ESAT EFENDİ CAMİSİ

 

06.04.2024 Cumartesi

Bu sabah hava çok güzeldi. 

Aslında kalbim ağrıyordu bu sabah. Hiç iyi bir ruh haleti içinde değildim. 

Safir'i kısırlaştırma ameliyatı sonrası dün eve almıştık. Akşam tüm dikişleri atmış. Karnında kocaman bir yarık oluşmuş. O kadar kötü görünüyordu ki yanımda biri olsaydı bayılırdım herhalde. Kendimi zor tuttum. Defne zaten o yarığı görünce direkt ağlamaya başladı. Apar topar yeniden acile götürdük. Safir'i bayıltıp yeniden diktiler karnını. 

Tüm gece üzüntüden uyuyamadım.

Ağzı var dili yok bir minik kedicik. 

İçimden sen Tanrı mısın da karışıyorsun? Ne hakla hiçbir şeyden habersiz bir kediciği sokaktan alıp eve getiriyorsun sonra da kısırlaştırıyorsun hiç yoktan bir sürü acı çektiriyorsun diyordum.

Minik kedicik kimbilir neler çekiyor çekti veterinerde haberimiz yok burada.

Çok sevdiğim birinin de aynen hissettiği gibi hem Allah'tan hem de minicik kedim Safir'den utandım bu gece. Yarın Hakk'ın divanında nasıl hesap veririm bilemedim.

Akşam Defne ile beraber yattık. Ruhum öyle bir sıkıldı ki gerçekten de Defne'ye onun huzurlu uykusunu dinlemeye ihtiyacım vardı. 

 Huzursuz mutsuz yatarken gece sağ tarafım tutulmuş acı içinde uyandım. Üzüntüden kalp krizi geçiriyor olabilir miyim diye düşündüm.

 Ama Safir'in acıları aklıma gelince sesimi çıkarmadım.

Sabah uyanınca Defne'yi evde tutmak istemedim. Bu güzel bahar gününde evde bomboş vakit geçirmek olmazdı. Bugünlerde evde tek yaptığı telefona bakmak ve slime yapmak.

Hem ben de belki biraz açılırım dedim. 

Defne'ye hadi hazırlan Hidiv Kasrı'na gidelim bir yürüyüş yapıp gelelim dedim.

O da babamı da arayalım o da gelsin dedi.

Kemal de tamam dedi. 

Sonra Kemal bizi almaya geldi. Hep beraber bahar gezmesine çıktık. 

Daha önce Nakkaştepe'ye hiç gitmemiştik. Hadi bugün bilmediğimiz bir yere gidelim bir de orayı keşfedelim dedik.

Yollar çok güzeldi. Yol boyu beyaz mor çiçekli ağaçlar gördük. 

Yol kenarlarında çeşit çeşit açmış ağaçlarla baharı içimizde hissettik.

  Erguvanlar da açmaya başlamış. 

Çok güzeldi.

Nakkaştepe Boğaziçi köprüsünün hemen yanı.

Üsküdar'dan sonra önce Fethipaşa Korusu var. Sonra da ikinci koru olarak Nakkaştepe geliyor.

Ben çok beğendim burayı.

Belediye çok iyi iş çıkarmış. 

Çok eğimli bir araziyi teraslarla park haline getirmişler. 

Böyle hava yolları ile seyir teraslarına  gidiliyor. Arazi çok eğimli olduğu için iyi fikir.

Etraf oldukça sakindi. Güzeldi. 




Parkta Defne ile beraber hepimiz sallandık. Ne zamandır salıncağa binmemiştim.

Etrafı keşfettik.

Manzaraya baktık.

Sonra aşağı indik. Sahile geçtik.

Sahil de çok güzeldi. 

Boğaz bugün masmavi idi. 

Her yerde çiçek açmış ağaçlar mor erguvanlar mor salkımlar vardı. 

Her taraftan ara ara güzel kokular geliyordu.

Sonra Üryanizade Ahmet Esad Efendi Camisi'ne geçtik. 

Bahçede biraz oturduk. İmam Kuran tilaveti yapıyordu.

Çok huzurlu idi.

  Sonra camiye girip üst kata çıktım. Penceresi açık camdan boğazı seyrettim. Su şıpırtısı martı sesleri gemi sesleri arasında Kuran'ı Kerim dinledim.

Pek çok süslü püslü camide olmayan o uhrevi hava bu minicik ama samimi camide vardı.

Aşağıda bir imam bir de yanına oturmuş rahleden mukabeleyi takip eden sakallı bir amca vardı. Çok tatlılardı. Onların o samimi havası maneviyatı ömür boyu unutamayacağım bir kare olarak aklıma kazındı.

Sahil boyu çok güzel yalılar gördük.

Yalıların arasından boğazı seyrettik.

Sonra da Kuzguncuk'ta İcadiye Sokağı'na geçtik. 

O kadar güzel ki o sokaklar.

Geniş ve ağaçlı sokaklar ve sokakların iki yanında birer mücevher gibi dizilmiş eski Osmanlı Rum evleri. Rum evleri diyorum çünkü Edremit'te de böyle bir Rum mahallesi var. Oradan tahmin ediyorum.

Bir sürü çok hoş ve uhrevi ve bakımlı  görünen Ermeni kiliseleri gördük. 

Bir kilisenin yanında ise o hoş yapıya hiç de uyumlu olmayan estetikten bir gram nasibini alamamış utanarak seyrettiğim bir cami -Kuzguncuk Cami'si- vardı. Hayırsever bir zengin şu camiyi yıkıp o kilisenin yanına yaraşır estetik değeri olan bir cami yapsa keşke. 

Kuzguncuk çok güzel. 

Oruç olmadığım bir zaman yeniden gelip her sokağını gezmek görmek istiyorum.

Burada gezerken bir manav gördük. Defne'ye çilek aldık. ( Kilosu 180 TL) 

Defne ömründe bu kadar güzel çilek yemediğini defalarca söyledi. Keşke oruç olmasaydınız da şu çileğin bir tadına baksaydınız deyip durdu.

Burada dolaşırken Kuzguncuk Bostanı'nı gördük. Buraya da bir bakalım dedik. Çok güzel bir yermiş. Hiç duymamıştım. Üsküdar'da evlerin arasında bir bostan.




Buradan sonra artık geri döndük. Epey yorulmuştuk. 

Millet bahçesindeki şu çeşmenin buz gibi suyundan elimizi yüzümü yıkayıp yukarı çıktık. 

Sonra koyu gölge bir oturma yerine geçtik. 

Burada ben ayağımı oturağa koyar koymaz oturak yuvarlandı ve herhalde yorulduğum için refleksim de zayıflamış müdahale edemedim çok kötü düştüm dudağımı çok kötü çarptım.

Önce kendime bir gelemedim. Sadece dişlerimi gösterip duruyordum çünkü dişim kırıldı zannediyordum. Kemal dişlerinde bir şey yok merak etme deyince içim rahatladı. Bir müddet şaşkınlıktan şoktan ve ağrıdan konuşamadım. Bacağımın bir kısmı mor bir kısmı çizildi ve tüm gün sızladı dudağım da hâlâ biraz mor ama dişim kırılmadığı için Allah'a şükrediyorum acılarım ve ağrılarım ise önemli değil nasılsa geçer.

Eğimli arazi olduğu için koltuğun ayakları  boşta kalmış oturmamış sallanıyor. O yüzden dengemi kaybettim. Başka biri de yaralanmasın diye oradaki görevlilere de belirttim o oturakları düzeltin dedim. 

Biraz kendime geldikten sonra geri döndük. 

Kemal bizi veterinerde bıraktı. Safir'imizi de aldık geldik. 

Akşam iftar vakti yorgunluktan mıdır nedir hazırladığım hiçbir şeyi yiyemedim. Greyfurt suyu yapmıştım içemedim. Elma doğramıştım bir iki lokma yiyebildim. Dünden kalan ısıttığım yemekleri zorla bir iki kaşık yedim. Salatanın tadına bile bakamadım. Öyle susamışım ki iftarda su içtim ve doydum. Gece kaç şişe su içtim bilmiyorum. 

Korkumdan da tüm gece kucağımda  uyuttum Safir'i. Hoplayıp zıplamasına izin vermedim.

Hiç kendimde değilim.

Ama Safir gayet iyi görünüyor. Maşallah.

Allah'a şükür bu günlerimize de.