20.04.2025 Pazar
Bu pazar İstanbul Kazan Ben Kepçe İnstagram grubum ile Süleymaniye - Şehzadebaşı - Vefa gezisine katıldım.
Aslında buraları gayet iyi biliyorum ama bir de rehberle gezeyim ayrıntıları da öğreneyim istedim.
20.04.2025 Pazar
Bu pazar İstanbul Kazan Ben Kepçe İnstagram grubum ile Süleymaniye - Şehzadebaşı - Vefa gezisine katıldım.
Aslında buraları gayet iyi biliyorum ama bir de rehberle gezeyim ayrıntıları da öğreneyim istedim.
16.04.2025 Çarşamba
Geçen çarşamba Hidiv Kasrı'na gidip sarı sarı öbek öbek çiçekli defneler arasında güzel bir gezinti yapmıştım.
Bu çarşamba da okul çıkışı bu kadar güzel bir bahar havasında evde oturmak bahara ihanettir dedim bir çılgınlık yapıp Otağtepe'ye boğaz seyretmeye ve kaçırmadıysam erguvanları görmeye gittim.
Yolculuğum bir saatten fazla sürdü.
(Bu arada buraya gelirken sadece otoyol ve köprülere 164 TL ödüyorum. Burada kayıtlı olsun.)
Koru'da otopark ücretsiz.
Otağtepe'ye inince hemen ilk olarak bir kuş sesi beni karşıladı. Merak ettim bu kuş hangisi? Hidiv Kasrı'nda Yuşa Tepesi'nde duyup duyup hayran olduğum ses büyük baştankara kuşunun sesi imiş.
Bayılıyorum bu kuşlara. Neden Kayaşehir'de de yoklar acaba?
Koruyu dolaşmaya başladım.
Fatih Korusu her zamanki gibi idi. Temiz düzenli ama çok daha güzel alımlı olabilir.
Manzara öyle eşsiz ki.
Her geldigimde aynı şeyi söylüyorum yine söyleyeceğim; Bu denli eşsiz harikulade dünyada bir tane olan bu yer neden böyle? Çok daha iyi bir çevre düzenlemesi yapılabilir ve çok daha güzel olabilirdi burası.
Zaten burayı pek de kimse bilmiyor. 100 metre ötede 2 kişiye adres sordum kimsenin bu korudan haberi bile yok.
Muhteşem İstanbul manzarasına baktım.
Bugün boğaz nasıl güzel nasıl mavi.
İstanbul'da yaşamayanların, onu bilmeyenlerin ve hissetmeyenlerin hiç anlayamayacağı bir muhabbetle sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul.
Görmedim ki gezip de sevmediğim bir yerini.
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
Yahya Kemal BEYATLI
Erguvan çiçeklerinin çöpü kalmış sadece.
Napalım bu bahar da böyle geçti.
Bir saat kadar koruda dolaştıktan sonra döndüm.
Bu sırada masko'nun önünden geçiyordum. Şu benim vivense'ye bir görüneyim dedim. 22 Marttan beri beni oyalıyorlar. Masamın benchinin ayakları kırıldı, sizi arayacaguz diyorlar ama aramıyorlar.
Neyse derdimi anlattım daha eve varmadan teknik yardım talebi oluştu. Sigortamın bitmesine de 2 gün kalmış tam vaktinde gitmişim yani.
Vivense'den sonra baktım hâlâ vaktim var Tümsan'a da uğrayım Hgs'mi alayım dedim. O da uzun zamandır aklımda olup ihmal ettiğim işlerdendi. Sonra Defne'nin okuluna gittim ki tam vaktinde oradaydım.
Şimdi şu anda 17.04.2025 Perşembe
Defne'nin sınıf arkadaşları bize geldi. Defne ile birlikte 8 kız.
Yemek hazırladım. Pasta kestik. Şimdi parka çıkardım.
Canım ağacım katalpa'nın altında en sevdigim banka oturdum bir yandan bunları yazıyor bir yandan Allah'ım şu günü sağ sağlim bir atlatayım inş diye dua ediyorum.
Hava da epey soğukmuş dondum ama 8 enerjik kız bir evde bir arada olmayalım diye hadi eve gidelim de demiyorum. Mümkün olduğunca burada dursunlar.
Her günümüz bir öncekinden güzel olsun.
Peyami Safa'nın Yalnızız kitabını okudum birkaç gün önce. Romanda Besim talaş böreğinden öyle güzel bahsediyordu ki bir deneyeyim neymiş nasılmış talaş böreği dedim.
İsmini duymuşluğum var ama hiç talaş böreği yemedim.
İsminden çok zor çok meşakkatli bir börek gibi görünüyordu.
Bir deneyeyim dedim.
09.04.2025
Bu çarşamba okuldan çıkınca Hidiv Kasrı'na gitmeye karar verdim.
10:30'da dersim bitiyor ve Defne'yi okuldan 14:30'da almam gerekiyor.
Hidiv Kasrı bana 54 km uzaklıkta ve öte yakada. Köprüyü geçmem lazım ve biliyorum ki her daim köprü trafiği var.
İstanbul gibi bir yerde bu kadar dar vakitte bu kadar uzak bir yere gitmek hiç de akıl kârı bir iş değil.
Ama içimde dayanılmaz bir istek duydum.
Bahar gelince ilk iş Şamlar'a gidiyorum.
Çam iğnelerinin altında öbek öbek baharı müjdeleyen sunbalaları ilk orada görüyorum.
Bir de Şamlar'da çok güzel beyaz çiçekli bir ağaç var.
Vişne ya da erik olabilir. ( Plant-net bitki tanıma programım her sene farklı tanımlıyor. Tam olarak ne ağacı bilmiyorum.)
Yıllardır her bahar bu ağacı görmeye gidiyorum. Çiçekli halini kaçıracağım diye ödüm kopuyor.
O ağaca yaklaşınca bilmem ki hangi unuttuğum hatıranın sevinci üstüme akıyor da bir anda bir yaşama sevinci, vazgeçmeme, ne olursa olsun devam etme umudu geliyor.
Bir yandan bahar dallarını koklarken hir yandan binlerce vız vız arının neşe ile bir oraya bir buraya konmalarını izliyorum.
Bu sene de bahar gelince bir bahar geleneği olarak ilk önce Şamlar'a gittik.
Sunbalaları ve beyaz çiçekli bahar kokulu ağacımızı gördük.
Sırada Beykoz Korusu'na gidip evvel bahar çiçeklerini yani çuha çiçeklerini görüp orada kahvaltı yapmak vardı.
Gidemedik.
Sonra Hidiv Kasrı'nda defneleri görmem bülbülleri dinlemem lazımdı.
Ona da gidemedim.
Çünkü bu sene bahar ramazana denk geldi hem de havalar gezmeye pek uygun değildi. Aynı zamanda hastalandım ve uzun zaman halsiz kaldım yerimden kıpırdayamadım.
İyileştiğimde saray lalelerini görmek üzere Ihlamur Kasrı'na gitmeyi planlamıştım.
O da olmadı.
Onu da sabahları erken uyanamadığım için göremedim. Ihlamur Kasrı'na sabah çok erken gitmem lazım. Çünkü çok kalabalık oluyor bu mevsimde.
Saray laleleri de böylece kaçtı. Aslında Emirgan Korusu'nda da çok güzel saray laleleri var. Ama gidemedim işte.
Bu bahar çok nasipsizim.
Sonra sakuraları görmek üzere Japon bahçesine gitmeyi planlamıştım. Onu da yapamadım. Sakuralar da ben göremeden bitti.
Bari Otağtepe'de Erguvanları Hidiv Kasrında mor salkımları Emirgan'da laleleri kaçırmayayım diyorum ama bakalım gidebilecek miyim?
Gerçi geçen cuma Emirgan'da idim ama bir şey anlamadım ben o geziden.
Kısaca bu bahardan ben birşey anlamadım.
Çok üzgünüm.
Gerçi daha nisanın başındayız. Ama bu sene bahar çok hızlı ilerledi. Geçen yıl çok uzun zamana yayılmıştı. Havalar çok geç ısınmıştı.
Bu sene ağaçlara bir bakıyorum çiçeklenmişler bir bakıyorum bitmiş sadece çiçeğin çöpü kalmış.
Müthiş ivme ile hiçbir şey göremeden hızla geçti gitti sanki bahar.
Doğru düzgün bir fotoğraf bile çekemedim.
İnşallah bundan sonrasını güzel değerlendirebilirim.
...
Bugün okuldan çıkınca bari bizim okulun bahçesinde dolaşayım iki yeşillik göreyim dedim. Bu arada okul bahçesi de geçen yılki gibi değil, kuru kuru.
Neyse işte bugün bahçede dolaşırken sarı çiçekli çalıları gördüm.
Bu okulda 2019'dan beri çalışıyorum. Ama bu çalıların böyle muhteşem çiçek açtıklarını ilk kez görüyorum.
Demek ki bunu da hep kaçırmışım.
Hayran hayran bir sürü foto çektim.
Bu sene bahar hemen geldi ve çok hızlı geçiyor.
Nisan ara tatilinde laleleri görmek üzere Emirgan'a gitmeye karar verdim.
Defne babasını da çağırdı.
Böylece geçen cuma Emirgan'a kahvaltıya gittik.
Yollar boştu çok rahat gittik.
Lakin Emirgan'a giriş çok kalabalıktı. Kapıda epey bekledik.
Boş bir masa bulduk. Kahvaltımızı yaptık.
Sonrasında biraz istop biraz yakan top oynadık Defne ile.
Tam ben koruyu gezme sahile inme hatta belki Sakıp Sabancı Müzesi'ni gezme hayalleri kurarken Kemal hadi geri dönelim trafiğe kalmayalım dedi.
Bari gelmişken laleleri göreyim dedim.
Tamam ben cami bulayım. Namaz bitince de döneriz siz de bu arada görün laleleri dedi.
Defne ile Emirgan Korusu'nu gezmeye başladık. O sırada ileride çocuk parkı göründü. Defne parkta oynamak istedi. Bir 15-20 dakika da burada geçti.
Sonra Defne mıyk mıyklamaya başladı. Geri dönelim yoruldum acıktım vs. vs.
Hadi şelaleyi de görelim öyle dönelim dedim.
Orada da dondurmacı varmış. Defne"ye dondurma alabilmek için de neredeyse 30 dakika kuyrukta bekledim.
Çok saçma sapan akıl karı olmayan birşeydi.
(Dondurma topu:45 TL)
O sırada Kemal de namazdan geldi.
Dondurmalarımızla otoparka yürüdük ve Kayaşehir'e geri döndük.
Emirgan bugün çok kalabalıktı.
Sıkıcı idi.
Gezmiş gibi hissedemedim.
2025 Emirgân da böyle geçti.
(Emirgan Otopark ucreti: 200TL)
Muhallebisi için;
Üzeri için ;
Tabanı için ;
Defne yesin diye manavdan muz almıştım. Bir tane bile yemedi.
Yoğurt yapmak için aldığım sütten de biraz artmıştı.
Ben de muzlu puding yapayım dedim.
İlk defa yaptım.
Tam kıvamında harika oldu.
* 1 litre süt
* 1 su bardağı şeker
* 3,5 çorba kaşığı buğday nişasta
* Yarım kaşık un
* 1 yumurta sarısı
* 1 paket vanilya
* 1 kaşık tereyağı
Pişiriyoruz.
Sonra içine 2 adet muzu ezip karıştırıyoruz.
Bu kadar...
Afiyet olsun...
26.01.2025 Pazar
Bugün İstanbul Kazan Ben Kepçe İnstagram Grubu ile Üsküdar, Camiler, Tekkeler, Türbeler Turu'na katıldım.
23.01.2025 Perşembe
Bugün 09:00 gibi uyandım.
Bilal'ler çok daha erken kalkıp spora gitmişler. 07:30'da kahvaltılarını yapmışlar.
Annem de bugün erkenden kalkıp spora gitmiş.
Geldiğinde hazırlanıp kahvaltıya indik.
Bugün hava çok kapalı. Hafif hafif kar yağıyor.
Aşağıda lobide kahvaltı masamız bugün tam da cam yanı idi.
Biz kahvaltımızı yaparken usul usul kar sepiştiriyordu.
Manzara çok güzeldi.
Bir yanda kar yağarken sıcacık masamızda çayımızı içtik. Kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltıda her şey her zaman ki gibi çok güzel ve lezzetli idi .
Sonra Bilaller geldi.
Bugün hava kapalı olduğundan Erciyes'e kayağa gitmemişler.
Beraber çay içtik.
Ben bugün hava kötü olduğu için otelde kalmayı havuzda takılmayı düşünüyordum.
Bilal ısrarla mutlaka Talas'a gitmem gerektiğini söyledi.
Ben de hazırlandım.
Radisson Blu'nun hemen önündeki tramvay durağına geçtim. Yaklaşık bir yarım saat sonra Talas'ta idim.
Hava çok kapalı idi. Ara ara kar yağmur serpiştiriyordu.
Önce Eski Talas'a geçtim.
Daha önce Bilal'le künefeciden sonra gelmiştik buraya. Gece hali çok güzeldi.
Şimdi gündüz halini gördüm.
Çok beğendim.
Ali Saip Paşa Meydan Çeşmesi ile sokağa giriş yapıyoruz.
Sonra Ali Saip Paşa Cami ve çeşmesi
22.01.2025 Çarşamba
Bu gece de Bilal bizimle kaldı.
Yani yine zor ama pek zor bir gece geçirdim.
Ebeveyn yatağında annem Defne ve ben birlikte yatıyoruz ama sığmıyoruz. Gece koltuğa geçiyorum orada uyuyayım diyorum ama orada da uyuyamıyorum.
Ama bir yanda Ege Bora bir yanda kardeşim bir yanda kızım ve annem hep beraber olabildiğimiz için de mutluyum.
Sabah 08:00 gibi kalktık. Hazırlandık kahvaltıya indik. Bilal erkenden kalkmış kahvaltıya inmiş.
Ege Bora'ya isterseniz siz gidin bizi beklemeyin dedim.
Kahvaltıya indik.
21.01.2025 Salı
Bilal'le Eylem aslında Urfa Diyarbakır Mardin gezisi yapıp bize sonradan katılacaklardı.
Eylem'in babası Aykut amca hastalanınca Eylem babasının yanına Çanakkale'ye gitti. Babası ile hastanede kaldı.
Bilal'de Aykut amcayı görüp Eylem'i orada bıraktıktan sonra biraz Edremit'te biraz da Bergama'da evinde vakit geçirdi.
Sonra da Eylemsiz tek başına Kayseri'ye geldi.
20.01.2025 Pazartesi
Bu gece çok kötü bir gece idi.
Neredeyse ölüyorum zannettim.
Bu sebeple bugün kendimi yormadan yavaş tempoda bir gün geçirmeyi planladım.
Bu sabah Erciyes çok güzel görünüyor.
Sabah uyanınca önce kahvatıya indik.
19.01.2025 Pazar
Bu sabah 09:00 gibi kalktık.
Bu sabah Erciyes başında dumanla çok güzel görünüyor.
Kahvaltıya indik.
18.01.2025 Cumartesi
Bir dönemi daha kapattık çok şükür.
Okullar tatil oldu.
Bugün Defne ile Kayseri'ye geldik.
12.01.2025 Pazar
Bugün Defne'nin bursluluk sınavı vardı. Geçen hafta Çınar Koleji'nin, dün Okyanus Koleji'nin bugün de Era Koleji'nin sınavlarına girdi Defne.
Dün de bugün de hava çok çok kapalı. Hep yağıyor. Çok can sıkıcı kasvetli bir hava var.
Sırf bu yüzden Era çıkışı Defne "Anne Teddy'ye gidelim mi? " deyince -aslında hiç para harcamam lazım ama sıkıntıdan patlamamak için- tamam dedim.
Defne Teddy'den renk renk pon ponlar, 0,7 uç bir de fırça uçlu boya kalemleri seti aldı.
English Home'a da uğradık. Ben de yukarıda fotoğraftaki şirin demliği aldım.
Uzun zamandır ihtiyaç hissediyordum. Bununla akşamları yeşil çay içeceğiz Defne ile.
Cam demlik: 500 TL
Sonra da bone aldık tanesi 100 TL'den. Kayseri'de Radisson Blue'da havuzda kullanmak için.
En son olarak da Onur Fırın'a geçtik ekmek almak için. Defne'ye ekler pasta bana da karışık pastalardan aldık.
Eve gelince hemen hamur yoğurdum. Defne'ye peynirsiz zeytinsiz mısırsız çok çok sade sadece sucuklu pizza (bence sucuklu ekmek oldu bu) yaptım. Hamurun bir kısmı ile cevizli yaban mersinli ekmek yaptım. Bir de pırasalı kek yaptım. Evde pırasam vardı ve pırasa yemeği hiç mi hiç canım çekmedi. Aslında bunu da hiç çekmedi ama can sıkıntısından işte bir şeyler deneyeyim dedim.
* Pırasaları incecik doğradım.( Toplamda 2 adet pırasa)
* Bir tane havucu incecik rendeledim.
* 2 yumurta, biraz süt, biraz zeytinyağı, 2 yumurta, az miktar mısır unu, çok az buğday unu, 1 paket kabartma tozu, tuz, karabiber, pul biber ekledim. Güzelce karıştırıp 180 derecede pişirdim.
Mükemmel bir tat oldu.
Çok harikaydı.
Ertesi gün kalanları okula götürdüm. Herkes çok beğendi.
Ben de beğendim.
Cevizli yaban mersinli ekmeğim de çok güzel olmuştu.
Her günümüz böyle güzel geçsin.
Delilik biliyorum, senle olmak delilik
Takılıp kaldım, karşı koymam imkansız
Yaşanan yıllarım senden çok daha fazla
Hüzünlerim alır gider sevinçlerimi
İçimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
Sende daha yeni yeni kavak yelleri
Doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak
Gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak
Al beni, sarıl bana
Beni koru kollarında
Korkuyorum...
İçimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
Sende daha yeni yeni kavak yelleri
Kaçmayı çok denedim ansızın bu sevgiden
Kaç kere yenik düştüm istemeyin bunu benden
Sarhoş tutkularım koynumda ben bir deli
İş işten geçti artık dönemem geri
İçimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
Sende daha yeni yeni kavak yelleri
Besteciler: Nilüfer Yumlu / Ülkü Aker / Buğra Uğur
Bu gezintiyi aslında geçtiğimiz cumartesi yapacaktım. Defne'nin yoğun ısrarı ile evde kalmıştık.
Bugün sabah kahvaltıdan sonra hadi hazırlan gidiyoruz dedim.
Aslında bu geziye gidemeyecektim.
Defne artık gezi dediğim anda bile ağlamaya başlıyor. Anne ben gitmem sen de gitmeyeceksin diyor.
3 haftadır cumartesileri yokum artık bu hafta sonu evde kalayım Defne ile vakit geçireyim demiştim ki Defne'nin arkadaşı Mina Elmas'ın doğum günü çıktı. Sadece küçükler katılacakmış, kutlamada büyükler olmayacakmış. Defne gitmek istedi. Bana da izin verdi. Ben de içim rahat bir şekilde Defne'yi babasına bırakıp kendi gezime katılabildim.
Defne bir haftadır "anne ne olur bu hafta geziye gitme" diye beni ikna etmeye çalışıyor. Hatta dün epey bir ağladı.