3/30/2015

KAFAMDA BİR TUHAFLIK, ORHAN PAMUK

Kafamda Bir Tuhaflık  Orhan Pamuk'un  sabırsızlıkla  beklediğim kitabıydı. 


Nihayet Kafamda Bir Tuhaflık'ı hevesle aldım, okudum. 

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; ne Kara Kitap'ın ne de Masumiyet Müzesi'nin zevkini alabildim. 

Kara Kitap, İstanbul, Benim Adım Kırmızı, Masumiyet Müzesi, Kar Orhan Pamuk'un en sevdiğim kitapları...

 Bunları okurken özellikle de Kara Kitap'ı okurken kitap bitmesin de ben hep okuyayım diye düşünürdüm.

 Kitapta bir cümlenin üzerinde dakikalarca düşünür tam da ben böyle hissediyorum tam da bu benim düşüncem derken bulurdum kendimi.

Hatta Kara Kitap'ın bir gün bana fısıldadığını bile düşünüp kendimden korkmuştum.

 Masumiyet Müzesi ise ülkemiz erkek bakış açısını anlamak için birebir süper bir kitaptı. 

 Bu kitapları defalarca sıkılmadan okuyabilirim.

HAMİLELİKTE 15. HAFTA

Bugün 15+1'e girdim. 

Gribim nihayet hafifledi. 

Hala koku alamıyorum, burnum akıyor ve öksürüyorum. Ama en azından ayaklandım.

 15. Haftayı özetlersek hamilelik başından beri toplamda 7 kilo zayıfladım. 

Sürekli içim bulanıyor. Bulantım azaldığı zaman ise korkunç midem yanıyor. Sanki karnımda kezzap var. İştah sıfır. Zorla içim bulana bulana çok az yiyebiliyorum; genellikle muz elma kivi... 

Ne zaman normale döneceğim moralim çok bozuk.

 Hiç bir an kendimi iyi hissetmiyorum ve çok bunaldım artık.

 Okul hayatı ise hâlâ bir işkence... 

Midem cayır cayır yanarken bir taraftan da içim bulanırken ders anlatıyorum dersin bitmesi için saniyeleri sayıyorum. 

Tek iyiye giden şey ise karın ağrım çok hafifledi gece rahat uyuyabiliyorum. 

16. Haftanın tek kazanımı da bu işte; rahat uyku...

3/23/2015

HAMİLELİKTE İLK 14 HAFTA

Hamile kaldığımdan beri internetten ne çok faydalandığımı fark ettim.

En basit şeyleri bile merak ediyor insan.

 Belki birilerine faydam olur diye ben de hamilelik aşamalarımı yazmaya karar verdim. 

Hem daha sonra hatıra kalır bu günler.


BEBİŞ

Üstteki 11+3 alttaki 14+0 iken 

Öncelikle nasıl hamile olduğumu öğrendiğimi anlatayım.

 Bende greyfurt büyüklüğünde -9 cm çapında- miyom var. Bunun dışında bu miyomun uzantıları ve daha küçük başka miyomlarım da var. Uzun süredir - 8 aydır- bu miyomlarla ilgili doktora gidiyordum. Son olarak miyomdan parça alındı. Doktorun söylediği şey ise benim tüp bebek denememi miyomlarımla hamile kalma olasılığımın düşük olduğunu söyledi. 

Bu arada yaşım 40 olmasına rağmen bebek istemiyordum. Doktorlar buna hiç ihtimal vermedikleri için çocuğumun olmadığını zannediyorlardı ve direk tüp bebek öneriyorlardı. 

Miyomlarım yüzünden adet düzenim de biraz bozuktu. 

Okulun tatil olmasına az kalmıştı. Öğretmenler bilir dönem sonu not dilenmeler 1 puanla teşekkürü kaçırıyorumlar falan bu zaman diliminde ögrenciler öğretmenlerini çok bunaltırlar.

 Yine öyle bir günde öğrencilerle konuşurken başım döndü düştüm. 

Öğretmenler odasında off yeter ya bu öğrencilerden çektiğimiz nedir diye dert yanarken tecrübeli bir arkadaşım, sevgili Ayşegül Hocam'' Sen hamilesin kız!'' dedi.

  Yok ben hamile olamam dedim. 

Çünkü hem 40 yaşındayım hem miyomlarım var hem de tedavi olmadan hamile kalacağıma ihtimal dahi vermiyordum.

 '' Ben de günlerdir adet öncesi ağrıları kasılmaları var her an adet olabilirim. Hamile falan değilim ben. '' dedim. Ayşegül Hocam da yok dedi zaten öyle olur, adet olacağım zannedersin ama olmazsın aslında bebek yerleşiyordur oraya dedi. 

Herkes tedavi ile hamile kalıyor öyle kolay mı dedim.

Yine güngörmüş geçirmiş Nurten Hocam da '' Allah ol der o da oluverir Allah'a hiç bir şey güç gelmez. '' dedi.

Ben yine de hiç ihtimal vermiyordum. Açıkçası çok da hazır da hissetmiyordum kendimi.

Eve geldim gebelik testini yaptım.

O kadar emindim ki heyecan falan olmadı.

Daha idrarı damlatmamla iki çizgi anında oluşuverdi.

 O çizgileri gördüğümde döndüm dolaştım yeniden baktım acaba rüya mı görüyorum diye.

Sevinçle birlikte büyük bir şaşkınlık yaşadım da bu mucizeye şaştım kaldım.

Meğerse hamileymişim de benim bebişim rahmime tutunmaya çalışıyormuş.

İlk haftalar bende olan şeyler;

* Karnım aşırı şişti.

* Geceleri özellikle karnımın şişinden ötürü uyuyamıyordum.

* İlk başlarda hiçbir şey hissetmiyordum. Bulantı falan hiç bir değişiklik yoktu ama müthiş bir iştahsızlık vardı. Yani birisi yemek getirirse afiyetle yiyordum ya da dışarıdaysam iştahla yemeğimi yiyordum ama evde hiçbir şey canım istemiyordu.

* Aşerme denilen şeyi hâlâ bilmiyorum, hiç olmadı bende.

* Herkes "aman nazar değer sakın kimseye söyleme rahat hamilelik geçirdiğini"  diyordu.

* 2 hafta öncesinden itibaren ise müthiş iç bulantılarım başladı. Herkes rahata ererken ben de bulantılar yeni başladı. Tersim yani ben... Ölüyorum hiçbir şey yiyemiyorum. Hamile kaldığımdan beri 5 kilo zayıfladım. Yemeye çalışıyorum ama olmuyor, sürekli midem bulanıyor.

* Bir kısır döngünün içindeyim. Yemek yiyemiyorum yemedikçe de bir şeyler yemem lazım deyip ne yiyebilirim acaba diye düşünüyorum o da daha çok midemi bulandırıyor. Sürekli yanımda poşet taşıyorum. Okulda tost kokuları, havasız sınıflar, ter kokulu öğrenciler, süslü kızların parfümleri beni öldürüyor. Daha önce hiç burnuma gelmeyen komşuların pişirdiği yemek kokularından sabaha kadar fenalık geçiriyorum.

* Bebişimi besleyemediğim için ayrıca çok suçluluk duyuyorum ama yemek yemek de  baya zor işmiş.

* İnternetten öğrendiğim şeyi yapıyorum bir kaç gündür çok işe yarıyor. Sabah uyanır uyanmaz çubuk kraker yiyorum her içim bulandığında 2-3 kraker atıyorum ağzıma çok işe yarıyor. Çubuk krakeri icat edenden de üretenden de Allah  razı olsun diyorum.

* Dün de biri hamile bloğuna yazmıştı; sabah uyanınca zorla bir şeyler yiyorum o zaman öğleden sonra bulantım geçiyor demiş. Bugün ben de bunu denedim az önce öğüre öğüre zorla tost yedim bakalım inş işe yarar.( yaramadı.)

* Bu arada ikili test sonucum 1: 160 çıktı. Şimdi amniyosentezi düşünüyorum.

* Son üç gündür de karnımın alt bölgesinde beni sabahlara kadar uyutmayan değişik bir ağrı var. Rahim büyüdüğü için çevre organları sıkıştırıyormuş sanırım o ağrılar...

 İç bulantısı, karnımın şişmesinden oluşan ağrı, yemek yiyememekten halsiz düşme, evdeyken hep  oturma, otur otur her yerin daha çok ağrıması, çalışma hayatının işkenceye dönüşmesi ... 

İşte benim 15 haftamın özeti.

3/08/2015

AŞK EN GÜZEL BAHANESİDİR ŞİİRİN; KELEBEĞİN RÜYASI

Bugün Kelebeğin Rüya'sını izledim. 

 Yılmaz Erdoğan'dan incelikli bir film bekliyordum ama bu kadarını değil. 

Şiddetle tavsiye ederim.


MEMNUNİYET
Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında     RÜŞTÜ ONUR