20.09.2020
Bugün İstanbul'a sonbahar geldi. Hava epey soğudu. Mevsimlik kıyafetler çıktı. Kalın sıcak çoraplar giyildi. Uzun süredir ilk kez camlar kapandı. Çamaşırlar balkona asılamadı bugün, kurutmaya atıldı.
Tüm gün hava neredeyse hiç açmadı. Hep karanlıktı. Defne ile dışarı çıktık ama hava oldukça soğuktu kimseler yoktu parkta ve yağmur çiseliyordu mis gibi toprak kokuyordu her yer. Bunalmadan sıcaklamadan hatta biraz üşüyerek açık havanın tadını çıkarttık.
Çoğu insan sonbaharı bu karanlık havaları sevmez ama ben tersine çok severim. Ben güneşli havalarda mutsuz olanlardanım. Bu güzel güneşli havada evde oturmak olmaz o halde bir yerlere gitmeli birşeyler yapmalı ama ne yapmalı nereye gitmeli diye diye helak olup ama genellikle hiçbir şey yapamayanlardanım. Yapmıyorum yapamıyorum sonra niye yapamıyorum diye üzülüyorum. Hava güzel güneşli mis gibi ama biz neden evde kös kös oturmak zorundayız diye çok ağlamışlığım vardır.
Böyle karanlık soğuk havalarda ise hele çocuk varsa yapılacak şey belidir; evde oturmak. Başka olası bir alternatif olmadığından mutlu mutlu ben de herkes gibi eve kapanırım.
Evde olma hali ise hiçbir zaman benim için can sıkıcı bir eylem olmamıştır. Çünkü hep okumam gereken kitaplar dinlemeyi planladığım müzikler izlemem gereken filmler vs vardır. Hem zaten evde yapılacak işler de hiç mi hiç bitmez. Hani bir söz var ya tam depresyona girecek gibi oluyorum aklıma makinadaki çamaşırlar geliyor tam depresyona gireceğim ama aklıma tezgahtaki bulaşıklar geliyor bir türlü giremiyorum diye...
"Yalnız kaldığında kendin için bir evren ol"
Evi evreni olanlardan biri olmayı nasip etsin rabbim.
Tabi bu kadar yalnız olmasam daha iyiydi. Ama herhalde benim de imtihanım bu. Allah böyle takdir etmiş diyerek uzun zamandır bu mevzuyu, yalnızlığımı, irdelemiyorum. Hatta yalnızlığımla gayet barışığımdır.
Şimdi nankörlük olmasın Allaha şükür ki Defneciğim var aslında hiç de yalnız değilim.
Aslında sular vadisini anlatmak için oturdum konu nerelere geldi. Ben asıl konuma döneyim en iyisi..
Dün Defne ile tüm gün dışarıda idik. Bir değişiklik olsun dedik evimize oldukça yakın olan Başakşehir 4. Etap'daki Sular Vadisi'ne gittik.
Uzun zamandır gelmemiştim, güzelmiş...
Defne bayıldı buraya. Daha sık gelmeye karar verdik.
Sular vadisi ilk yapıldığında ben 4. Etapta oturuyordum. O zamanlar bekardım. Mardin'e daha gitmemiştim. Milli Eğitim'e henüz geçmemiştim. Defneciğim yoktu. Buraya inip akşam yürüyüşü yapardım. O zamanlar ağaçlar küçücüktü. Sular vadisi bu kadar güzelleşmemişti.
4. Etaptan ayrılalı 8 yıl oldu. Dün eski evime baktım eskiden yürüdüğüm yollara eskiden beğendiğim içinde yaşama hayali kurduğum villalara baktım. Üzerimden koca bir hayat geçmiş gibi. Yüzyıllar geçmiş sanki... Kendimi o kadar yaşlı yorgun hissettim. Bir zamanlar yaşadığım o hayat bana o kadar uzakta kalmış ki sanki orada yaşayan, bu yollarda yürüyen ben değilmişim gibi o kadar kendime yabancı olmuşum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder