20 Şubat 2018 Salı

ŞAMLAR MESİRE ALANI 5. KAPI

Bugün  hava çok çok  güzeldi. Günlerdir ilk kez güneşi  gördük çok şükür. Fakat ben çok keyifsiz uyandım. Her yerim ağrıyordu. Dün akşam Kemal fenerin maçını izlemek için ablasına gitmişti, Defneyi de yanında  götürmüştü. Ben de fırsattan istifade bütün evi dip bucak temizledim. Gece 1.30 da yattığımda her yanım sızım sızım sızlıyordu. Ve Defne  gelmeden tüm işimi bitirmek için aslında daha da geç olmadan  evi süpürmek için çok hızlı  hareket ettiğimden adrenalim çok yükselmişti. Uzun bir müddet uyuyamadım.

Sabah Defne anne hadi kalk dediğinde  yataktan bir külçe olarak kalktım.
Ben ne kadar bitkinsem Defne o kadar canlıydı maşallah.  Bıcır bıcır konuşuyor  sürekli  oynamak koşmak istiyordu. Anne yakalamaca oynayalım mııı, anne beraber koşalım mıı...

O kadar yorgundum ki bir ara artık dayanamadım yorgunluktan oturdum ağladım.

Bu ev benim evim ama dinlendiğim huzur bulduğum rahat ettiğim  bir ev değil.  Defne yüzünden değil. O olması gerektiği gibi hayat dolu normal bir bebek benim yavru kuşum.  Kesinlikle kızımdan şikayetçi değilim.  Sorun bende, hem yaşlandım hem kiloluyum hem de hastayım. Yerimden kalkamıyorum. Her yanım ağrıyor, her yerim tutuk.

Geçen  hastalığımın (grip olmuştum) ağır  evresinde okulda bir koltukta  boş  derslerimden birinde uyumuştum. Hayatımdaki en mutlu uykularımdan biriydi herhalde. Huzur dolu bir 30 dakikada binlerce rüya  görmüştüm, koltuğa adeta sızmıştım.

İşte evde hiçbir zaman gündüz vakti yapamadığım bir şey.  Defne benleyken gözleri  ağırlaşır, hatta kapanır, uykusuzluktan geberir ama yine de gündüzleri  uyumaz. Bazen bana o kadar uyku bastırır ki uyumayacağını bildiğim halde  çaresizce saatlerce uyutmaya çalışırım. Tam artık vazgeçip bir çay ya da kahve içip mecburen açıldığımda kendime geldiğimde Defne'nin uykusu gelir daha doğrusu uykuya yenik düşer böylece ben artık cin gibiyken kucağımdan inmeyen yatağa koyduğum anda ağlayan canımın  içi kızım Defne ile  1-2 saat koltukta mahsur kalırım. Kucağımda Defne varken yapacak başka birşey olmadığı için  tamamen ķısık seste böyle saçma sapan tv programı  izlerken beynim uyuşup ta gözlerim  kapandığı anda ise Defne tüm enerjisi ile  uyanır ve  herşey  yeniden başa döner . Böyle kısır döngü  ile hayat devam eder. Gözlerimin altında mor halkalar var artık.  Çok  yorgunum...

İşte tam olarak yine böyle  uykusuzluktan geberecek gibi olduğum bir anda Kemal hadi çıkalım  Defneyi parka götürelim deyince hiç mutlu olmadım. Ama çocuğumun dışarı  çıkmaya  ihtiyacı  var. Artık yorgunluk psikolojik olmaktan çıktı  bedenime vuruyor,  kalbim çarpa çarpa hazırladım Defneyi (Bu arada kardiyolojiye gittim kalbim sağlammış,  ben de bir sorun yokmuş çok şükür sorunum galiba psikolojik ) sonra kendim  giyindim. Onlar önden gittiler ben arkadan kapıyı kilitlerken biraz daha ağladım bu ev benim huzur bulduğum  rahat ettiğim yer değil  artık dedim yeniden.

Sonra aşağı  inince güneş bana çok iyi geldi. Daha bir kaç dakika olmuştu evden çıkalı ama canlandım. Arabaya bininceye kadar üstümdeki tüm keder uçmuş  kendime gelmiştim. Sadece vücudum çok kırgındı, onun için  de zamana ihtiyacım var.

Kemale Şamlara  gidelim mi dedim.

Açıkçası Şamlar ile ilgili hiçbir olumlu beklentim  yoktu. Gidip bir göreyim ve Şamları gezme listemden tamamen çıkarayım diye düşünüyordum. Birkaç çam ağacı  her taraf mangalcılar çerçöp pislik su şişesi, plastik vs bekliyordum.

Çok kısa zamanda vardık.

Tamamen tesadüf olarak 5. Kapıya geldik.

Giriş ücretsiz otopark ücreti  de yok.

İçeri girdimizde Kemal de ben de çok şaşkındık, hiç böyle bir yer beklemiyorduk.


Şamlar mesire alanı çok güzelmiş.

Her yer çam ağacı, tertemiz, mis gibi çam havası var.

Öncelikle  bisiklet parkuru var mükemmel... Ah ah ben çocukken  böyle bir parkur olacaktı mutluluktan uçardım herhalde.... Araç trafiğine  kapalı olduğu için  çocuklar  güvenle bisiklet  kullanabiliyor.


Her taraf çamlık. Çok ama çok büyük bir ormanmış burası.



Keyfim yerine geldi.

Biraz yürüdükten sonra ise iyice açıldım kendime geldim. Tüm sıkıntım uçtu gitti.

Defnecik papatyaları inceledi. Mantar gördü . Kozalak topladı. Kuş  evlerini inceledi. Parkta oynadı. Yol boyunca koştu oynadı.  Çok eğlendi.



Kemalle çok hayıflandık. Dibimizde böyle  bir güzellik  varmış da haberimiz yokmuş diye.

Bu arada Şamlar mesire alanına geldiğinizde 5. Kapıda mangal yapılamıyor. Ama diğer  kapılardan girerseniz yapılabiliyormuş.

5. Kapıda girişte paintball oyun parkı var.

Girişte  bisiklet kiralayabiliyorsunuz.

İlerleyen yollarda minik bir survivor parkuru var oldukça eğlenceli duruyor.









Çocuk parkı ve yürüyüş yolları  var

Ben çok beğendim.

Sık  sık  yürüyüşe bisiklet sürmeye   buraya gelmeyi düşünüyorum.

Bizim eve 6.5 km uzaklıkta. Dönerken eve varmamız 5 dakika bile sürmedi.

Hâlâ hayretler içerisindeyim. Tavsiye ederim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder