Anaç bir yapım yok . Hani yolda yürürken bebek görseler seven ayy ne şeker diyen kızlar vardır ya ben hiç öyle bir insan olmadım. Çocukken oyuncak bebeklerle bile oynamazdım. Evlilik, yemek yapmak, bebekler, ev hanımlığı hiç bana göre değildi. Yıllarca bekar, yalnız ve mutlu yaşadım. Bir aile kurmayı düşünmedim. Sonra kendimi hazır hissettim, doğru insanı bulduğuma da inandım ve 38 yaşında evlenebildim.
Evlilik hayatı da korktuğum kadar değilmiş. Bu hayatı da sevdim. Ev işleri, yemek yapmak, evde oturmak, birini beklemek evde farklı bir ses, farklı bir nefes bunlar da farklı güzelmiş.
Yaşım 38 olduğu için bir an önce çocuk yapmam gerektiğini biliyordum (Tabii ki Allah'ın izni ile) Ama ne eşim ne de ben hiç mi hiç hazır değildik çocuğa. Tabii buraya yazarken kolay ama hiç kimseye anlatamıyorsunuz bu durumu. Kırkına merdiven dayamış bir karı kocadan "bir çocuğun sorumluluğunu almaya hazır değiliz" cümlelerini duymak şaşkınlık yaratıyordu insanlarda ve kulağa komik geliyordu. Ama durum tam olarak da buydu. Zaten herkes kafasına göre konuşuyorlardı, Her önüne gelen bilip bilmeden tüp bebek tavsiye ediyorlardı. Ben de hı hı deyip kafamı sallıyordum.
Hatta bir keresinde bir durumum için hastaneye gitmiştim, doktor tüp bebek denememi söyledi ben de yok daha biz henüz çocuk düşünmüyoruz deyince kadın hayretler içinde bakmıştı ve 40 yaşındasın daha neyi bekliyorsun demişti.
Sonra eşimle çocuk konusunu konuşmaya başladık. İkimiz de eğitimliyiz. Sorumluluk sahibiyiz. Bir çocuk büyütmek için gerekli donanıma sahibiz. Birbirimize güveniyoruz. İyi bir aile oluruz biz... Ama hala her ikimizin de kafasında oturmayan şeyler vardı; Nasıl terbiye edeceğiz, büyük bir sorumluluk... Düzenimiz bozulur, bir ömür devredilemeyen sorumluluk, bir ömür onun eğitimi terbiyesi... ( Saldım çayıra mevlam kayıra zihniyetinde olmadığımız için her sorumluluk bize biraz ağır geliyordu)
Sonra şöyle bir düşünce gelişmeye başladı bende; 40 yaşıma kadar kafama göre yaşadım. Yedim, içtim, gezdim. Benden sonraya kalabilecek, bu dünya için yapabileceğim en değerli şey hayırlı bir evlat yetiştirmek olacaktır, geri kalan her şey boş... (Allah nasip ederse tabii) Eğitimliyim, görgülüyüm, insanlara saygılıyım... Her önüne gelen sonunu düşünmeden doğurup sokağa salıyor. Ben neden düzgün bir insan olarak düzgün bir insan yetiştirmeye çalışmayayım.
ve bu düşünce içimde büyüdü büyüdü...
Ben ve eşim ikimiz de 40 yaşında olduğumuz için tedavisiz hamile kalabileceğime zerre ihtimal vermiyordum. Adetlerim de iyice düzensizleşmeye başlamıştı. Hatta artık menopoz, yumurta dondurtma gibi şeyleri okumaya başlamıştım.
2015 ocak ayında birinci sömestirin son zamanlarında öğrencilerle not mevzularını konuşurken dengemi kaybettim ve düştüm. Sonra öğretmenler odasında " of bu öğrenciler hiç rahat bırakmıyorlar ki koridorda dengemi kaybettim düştüm" diye dert yanarken tecrübeli arkadaşım Ayşegül Hocam "Kız sen hamilesin " dedi. Ben de "Yok canım benim adet başlangıcım yakın karnım ağrıyor bugün yarın adet olurum " dedim. Ayşegül Hocam da " yok hamileliğin ilk haftasında zaten insanın karnı ağrır adet oldum zannedersin ama bir türlü olamazsın" dedi.
Sonra başka arkadaşlar da etrafımıza toplandı. Ben " 40 yaşındayım tedavisiz çocuğum olur mu hiç" dedim . Oradan Nurten Hocam
" Allah ol derse olur, O her şeye kadirdir"
dedi.
Eve geldim. Hiç mi hiç ihtimal vermiyordum hamile olduğuma.
Test yaptım 2-3 dakika beklemem gerekiyordu ama idrarı döker dökmez ıslaklığın yayılması ile 2 çizgi anında beliriverdi.
İnanamadım.
Durup durup çubuğa tekrar bakıyordum.
Günlerce o çubuğu atamadım. Evde dönüp dolaşıp, uyuyup uyanıp emin olmak için tekrar tekrar bakıyordum. İnanamıyordum.
Sonra doktora defalarca kontrole gittim. Tahliller ultrasonlar bebek kesesi vs görüyorum ama hâlâ inanamıyordum. Taa ki ayrıntılı ultrasonda bebişi gördüğümde nihayet içimde bir canlı büyüdüğüne inanabildim. Ama yine de tam olarak inanamıyordum.
Maceram işte böyle başladı.
Hamileliğim süresince internetten çok faydalandım, öncekilerin tecrübeleri çok işime yaradı.Ben de belki başkalarına faydalı olurum umudu ile ben de hamileliğimi yazmaya karar verdim.
Hamileliğimde yaşadığım ve daha önce hiç bilmediğim şeyler;
* İlk zamanlar adet sancısı gibi ağrılar oldu. Her seferinde tamam şimdi adet oldum diyordum kontrol ediyordum tabii ki bir şey çıkmıyordu. (Bu sırada rahim genişliyormuş)
* İlk aylarda bir ara ( 5-6 gün) gece uyutmayacak kadar rahatsızlık veren karın ağrısı oldu. (Rahim yavaş yavaş yukarı çıkıyormuş.)
* İlk aylarda karnım şişti ve çok gerginlik hissettim, karnım patladı patlayacak gibi hissediyordum ama sonra geçti. Bir daha da son günler dahil o kadar şişkinlik hissetmedim.
* İlk aylarda iştahım kesildi. Yani olunca yemek yiyordum ama tüm gün yemesem de aklıma yemek yemek gelmiyordu. O kadar ki midem bir kase çorbayı bitiremeyecek kadar küçüldü.
* İlk aylardan itibaren sarı renkli akıntım oldu, hamileliğim boyunca da devam etti. Bunun için ilaç da kullandım ama bir işe yaramadı. .
* Hamileliğimin ilk haftalarında mide bulantım yoktu. Ben de seviniyordum oh be rahatım diye. Sonra gitgide artan bir bulantı başladı. Off o kısım çok zordu işte. Aylarca yemek yiyemedim 8 kilo zayıfladım. Çok çok zordu. Her şey midemi bulandırıyordu. Gece uyurken bile kusasım geliyordu. Başka hamilelerde iç bunaltısı oluyormuş ama arada yemek yiyebiliyorlarmış. Bende ise hiç ara yoktu. Hiç bitmeyen bir öğürme isteği vardı ve hiçbir şey yiyemiyordum. Allahtan bebiş bu durumdan etkilenmezmiş. Hatta doktora ben 8 kilo zayıfladım hiçbir şey yiyemiyorum deyince "oh oh süper çok iyi " demişti de hayret etmiştim. Bir müddet sonra bundan sonra hep böyle mi yaşayacağım hissi geldi ve psikolojik olarak çöktüm. Sinirlerim bozuldu ve hep ağlamaya başladım. Hamileliğin 7. ayından itibaren yavaş yavaş bulantılarım da geçti. Son haftalarda yemek yemeye başladım. Diğer hamilelerin anlattığı gibi abartılı iştah artması olmadı. Doğuma giderken de hamile kalmadan önceki kiloma ulaşamamıştım. Yani hamile kalmadan önce daha kilolu idim.
* Son ay hariç diş macunu midemi aşırı bulandırdı. Ama yine de dişlerimi özenle fırçaladım. Zaten hamilelikten bir ay kadar önce diş kontrolumu olmuştum. Herhangi bir diş çürümesi ya da diş kaybı yaşamadım.( Annem bana hamile iken 4 dişini kaybetmiş )
* Hamile kaldığım kilo itibarı ile düşünürsem hiç kilo almadım. Başta bulantılarım yüzünden 8 kilo zayıfladım sonra o verdiğim kiloları almaya başladım. Ama hamile kalmadan önceki kiloma gelmedim.
* Aşerme diye bir şey olmadı bende. Hiç ekstradan canımın çektiği bir şey olmadı.
* Hamileliği düşünmeye başladığımdan itibaren folik asit kullanmaya başladım.
* Hamilelik boyunca her gece demir hapı kullandım. (Kahvaltıdan en az 2 saat önce.) Demir hapı çok mide bulandırıyor bu yüzden gece saat 3- 4 gibi uyanıp hapımı içip geri yatıyordum.
* İlerleyen dönemde baldırda kramplar başladı. Sağlık ocaklarında ücretsiz decavit denilen ilaçlar veriliyor. Kramplara çok iyi geliyor.
* B12 vitamini eksikliği yaşadığım için her 15 günde bir düzenli olarak 5 adet iğne vuruldum. Bu da benim hayatımın ilk iğneleri oldu.
* Karnımda gerginlik hissettiğim anda 4-5 aylıkken yani-kaliteli bir çatlak kremi kullanmaya başladım. Göbeğimde çatlak oluşmadı. Aynı zamanda göbek ortasında oluşan siyah çizgi de bende oluşmadı.
* Çok hareketli olmaya çalıştım. Her işi kendim yapmaya çalıştım. Nazlanmadım kimseye yani. Herhalde bundan ayaklarımda ellerimde ödem ya da herhangi bir şişlik oluşmadı.
* Hamileliğim son haftalarında bile ağırlaşmadım. Kendimi salmamaya çalıştım. Temizliğimi kendim yaptım eğildim kalktım. Hatta güzel bir müzik duyduğumda dans ettim.
* Her akşam 1 saat yürüyüş yapmaya çalıştım.
* Hamileliğin her haftası için internette araştırma yaptım. Tecrübeli annelerin deneyimlerinden faydalandım.
Hamileliğim boyunca eşim hep destek oldu. Bir gün bile uf puf demedi. Allah razı olsun ondan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder