28 Mart 2025 Cuma

AYVALIK TEKNE TURU

 

04.07.2023

Sabah erkenden uyandım. 

Bugün için tekne turuna çıkmaya karar vermiştik.

 Hemen hazırlıkları yapmaya başladım. Yiyecek içecekleri hazırladım. Kıyafetleri ayarladım. Bu arada çeşmeye gidip Eybek suyu doldurdum. Fırından simit aldım.  

Hep beraber neşe içinde saat 09:00'da yola çıktık. Yollar çok sakindi. Ayvalık'a rahat rahat geldik. Ayvalık bize 51 km uzaklıkta. Arabayı uygun bir yere park ettikten sonra sahile indik tekneleri inceledik.

Biz müziksiz kafamız rahat huzurlu huzurlu  bir teknede yolculuk yapmak istediğimiz için daha önce de deneyip çok memnun kaldığımız bu tekneyi tercih ettik.

İlk biz gitmiştik. Kesin kalkacak değil mi dedik evet dediler. Yerleştik. Annem bir işi için Bim'e gitti. Biz de bu sırada Defne ile kahvaltı yaptık, simit zeytin peynir termosta çay. Görevli bu sırada bize 3 bardak çay getirdi. İkramımızdır dedi. O kadar lezzetli taze taze harika bir çaydı ki anlatamam, çok iyi geldi. 

Turlar 11:30 da başlıyormuş. Biraz Ayvalık'ı gezelim dedim ama Defne istemedi. Teknede minişleri ile oynamayı tercih etti. Çok sıcak bir gün olduğu için de benim de işime geldi gölgede beklemek. Biraz teknede bekledik. Annem de bu sırada geldi kahvaltısını yaptı. 11:15 gibi kaptan geldi bu tekne kalkmayacak sizi yan tekneye alalım dedi. Yan tekne de 500 kişilik çıstak çıstak teknelerden. Bozulmadık desem yalan olur. Canımız sıkıldı. 

Müziksiz başka bir tekne arayayım dedim annem boşver dedi. Ben de bu teknenin pardon geminin keyfini çıkarmaya karar verdim. Belki Defne için daha eğlenceli bile olabilir. 

Bu arada Ayvalık'ta tüm tekneler 11:30 da kalkmaları gerekirken hepsi de 12'den sonra kalktı. Kalabalık değil pek fazla gelen yoktu herhalde ondan diye düşündüm. Bir ara ekonomiyi protesto edip bizi burada sap gibi ortada bırakacakları bile aklıma geldi. Çünkü benzin fiyatları dolar fiyatları çok arttı.

12:10 gibi nihayet tekne kalktı. 

Bu tekne de Veysel Kaptan'dı. 

Ayvalık'ın sahillerinde adalarında dolaşmaya başladık. 

Önce İncirli Koyu ya da İncili Koy ya da Martı Koyunda mola verdik. 

Burası yurtdışı sayılıyormuş.

Bugün biraz rüzgar var ve deniz hafif dalgalı. Ama buna rağmen su o kadar güzeldi ki. Yüzmeye doyamadım. Tertemiz hem de tam yüzülebilecek sıcaklıkta harika bir su idi. 

Bu arada Defne de yüzmeyi epey öğrendi.  Kendi kendine yüzüyor. Kafasını suya daldırıyor. Ben yine de simitini elimden bırakmadım tabii ki. 

Bıraksalar akşama kadar yüzerdim bu suda.

Sonra yemek saati geldi mecburen çıktık. Yemekte sardalya salata ve makarna vardı. Son tekne turunda çupra yemiştik. Bu sene ise tüm tekneler sardalya veriyor. Ekonomik krizin bir etkisi daha.

Defne bir sürü balık yedi. Çok mutluyum. Ben de bir sürü salata yedim. Sardalya balığını da belki 10 yıldır 20 yıldır yememiştim.

Bu arada personel sürekli dolaştı. İsteyenlere salata makarna balık ekmek takviyesi yaptılar.

Evde olsa hiç sevmeyeceğim belki de yemeyeceğim bir balık. Yağlı yağlı ama bu teknede hem ortamdan hem de çok acıkmış  olduğumdan bana güzel geldi. Hem de Defne afiyetle yediği için de hoşuma gitmiş olabilir.

Daha önceleri yine Ayvalık tekne turunda yediğim çupra ise gerçekten enfesti. 

Yemek yerken bir sürü martı geldi. Herkes kalan balıkları kılçıkları ekmekleri martılara attı. Denizde de bir sürü büyük balık geldi. Ben başta denize atmayalım su kirlenir vs dedim ama adettenmiş burada martılara yiyecek atmak. Her gelen gemi artıkları böyle atıyorsa deniz nasıl kirlenmiyor bilemedim.


Buradan  Akvaryum Koyu'na geçtik. Burası da harikaydı. Su mükemmeldi.

Fotoğrafta çok belli olmuyor ama gerçekten  harikaydı su. Metrelerce derinliğe rağmen dibi görünüyordu. Yüzmek çok keyifliydi.


 Burada insanlar iskeleden atladı. Herkes sıraya girdi. Annem ben de atlayacağım dedi. Emin misin dedim. Sonra bir baktım annem tepede ve herkes alkışlıyor o zaman ben de atlayayım bari dedim. İlk defa bu kadar yüksekten atladım çok güzeldi. Bu arada beni de alkışladılar :) 

Burada da epey durduk. Bu arada her yüzme molasında bir cankurtaran tepeden bizi izliyordu. Bu da hoşuma gitti.

Buradan ayrılınca Cunda Adası'na doğru yol aldık. Bu arada Defne ile bana çay aldık. Sabahki gibi değildi ama yine de çok üşümüştük ( evet bu cehennem sıcaklarında  teknede üşünüyor)  iyi geldi. (Çay 10 TL)

Oradan da Cunda Adası'na diğer ismi ile Alibey Adası'na geçtik. Geçen geldiğimizde hava çok sıcaktı. Kaptan isterseniz Cunda yerine başka bir sahilde yüzme molası vereyim demişti. Teknedeki herkes yüzmeyi tercih etmişti. Bu sefer Cunda'ya indik.

Cunda Adası'nda yaklaşık 50 dakika kaldık. Çok güzelmiş Cunda. Bilaller sürekli geliyorlardı, varmış bir hikmeti. Yıllardır gelmemiştim. En kısa zamanda buraya gezmeye gelmeye karar verdim. Çok güzeldi. Bu arada hava iyice bozdu. Güneş gitti. Rüzgar arttı. O yüzden de ferah ferah gezdik adayı.


Buradan çıktıktan sonra karpuz ikramı oldu ve son koya gittik. Hava iyice bozduğu için normalde gideceğimiz yere mi gittik bilmiyorum. Ama gittiğimiz yerde akıntı çok fazla idi. Su alıp götürüyordu. Biraz korktum. Burada akıntıdan dolayı pek açılamadım aynı zamanda Defne sürüklenecek diye korktum o yüzden de pek keyif alamadım.

Akşam 07:00 de Ayvalık'a döndük.

Veysel Kaptan Gemisinden memnun ayrıldık. Mutlu eğlenceli güzel bir gündü. Personel çok ilgili idi. Tuvaletler masalar soyunma kabinleri temizdi. 

Yine de sabah ki küçük ahşap tekneyi tercih ederdim ama ne yapalım.

Ayvalık Tekne Turu kişi başı 300 TL



Gemiden indikten sonra benim 2 annemin 2 haşeması ıslanan havlular ıslak kıyafetler derken eşyalarımız baya ağırlaşmıştı. Belki yorgunluktan belki de yokuş yukarı çıkmaktan ama büyük olasılık ıslak çamaşırların ağırlığından arabaya biraz zor gittik.

Eve geldigimizde hepimiz çok yorgunduk.
2 makina çamaşır yiyeceklerin boşaltılması  yemek hazırlığı bulaşıklar yatak yapma vs derken akşam kendimi terasta yatağa zor attım. 

Yıldızların altında derin bir uykuya dalmışım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder