Bugün At Çiftliğine gittik.
Minik bir tesis. Köy okulunun yanında zeytinliklerin arasında küçük bir alanda hizmet veriyor. Benim çok hoşuma gitti. Girişte zeytin ağaçlarının altında kahvaltı masaları var. Kahvaltı kişi başı 35 TL imiş. Biz kahvaltı yapıp gitmiştik o yüzden menü servis kalite hakkında bilgim yok ama şunu söyleyebilirim tüm masalar doluydu. Etraftan cıvıl cıvıl çocuk sesleri geliyordu.
Defne atları görür görmez havalara uçtu. O kadar mutlu oldu ki.
Önce biraz atları tanıdık.
Yaz günü korkunç bir koku bekliyordum ama hiç de değil öyle aman aman ağır bir koku yoktu. Atlar gayet bakımlı ve mutlu görünüyordu. Ortalık temizdi.
Yanlarına yaklaşıp atları biraz sevdik. (Ben aslında baya tırstım.) Atlar yanlarına gidince beni seçin beni seçin diye ayakları ile kapılara vuruyorlar.
Atların isimleri de çok hoştu. Ben siyah inciden hoşlandım. Onun yanında ise kar tanesi vardı. Sonra bir de ayaz hürrem ve aklımda kalmayan tuhaf isimli bir at vardı.
Her birinin belli bir karakteri var. Kar tanesi çok uysalken Ayaz yerinde duramıyor. Havranlı genç çalışan ise atlarla bir insan gibi konuşuyor ve galiba anlaşıyorlar da.
Defneciğe midilli cinsinden minik bir at getirdiler. Defne hiç korkmadı. Hemen mutlulukla oturdu atına. Başta biraz iğreti otursa da bir kaç dakika sonra oturuşu eğeri tutuşu değişti. Gayet rahat bir şekilde el sallamaya, atını bir yandan sürüp bir yanda sevmeye başladı.
Küçükler için 10 dakikalık tur 25 TL. Küçükler ortada minik alanda turluyorlar. Büyükler ise isterlerse yukarılara yeşillik alanlara çıkıyorlar. Dağ bayır dolanıyorlar.
Güzeldi.
Sonra cuma namazı için Havran'a geçtik.
Bizim oralarda köy yolları böyle, her yer zeytinlik..
Ulu çınarların birinin altına oturduk.
Havran köy gibi minicik bir kasaba.
Namaz sonrasında ise denize gittik.
Güzel bir gündü.
Herkese mutlu tatiller...