Evet bir ayın daha sonuna geldik.
Kovid-19 sebebi ile bu ay da evdeydik.
Elimden ne kadar gelirse o kadar güzel geçirmeye gayret ettim bu zamanı.
Sosyal medyada çok fazla oyalanmamaya çalıştım.
Bol bol kitap okudum.
Her akşam üstü parka indiğimde novella denilen mini romanlardan okudum.
Bir sürü novella okumuş oldum.
Akşamları Defne uyuduktan sonra ise diğer kitaplarımı okudum.
Her okuduğumu da çok beğendim.
(Vişne Bahçesi hariç)
Hatta neden bu kadar geç kalmışım neden şimdiye dek bu kitapları okumamışım diye baya hayıflandım.
Anton Çehovla tanıştım bu ay ki beni derinden etkiledi.
İlk kez Stefan Zweig hikayeleri okudum. Hayatı başka gözlerden gördüm.
Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sını geçen ay okuyup çok beğenmiştim. Bu ay da Kuyucaklı Yusuf'u okudum. Çok çok iyiydi. Edremit'li olduğum için ve hikaye Edremit'te geçtiği için daha da çok beğendim.
Nietzsche Ağladığında'yı ise 2. kez okudum. Aradan epey bir zaman geçmiş. Bu kitabı okuduğumda Nietzche'yi ve felsefesini bilmiyordum. Fikirleri çok uçuk gelmişti. Şimdi ise çok daha tanıdık bildikti.
Daha önceden okuyup bana hiçbir şey ifade etmeyen Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği bu sefer ise çok daha anlamlı idi.
Daha önce beni çok çok etkileyen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unda ise o eski tadı bulamadım. Yaşanmışlıklar okuduklarımızı da farklı değerlendirmemize sebep oluyor demek ki. Bu sefer Nuran'ı iradesiz güçsüz buldum, sinir oldum. Mümtaz'ı ise bu sefer pek bir pısırık buldum. Ona da ayrı sinir oldum.
Böyle nasıl düşünebilirim diye de kendime hayret ettim.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unun bana kattığı en güzel şey romanda geçen Ferahfeza Mevlevi Ayinini araştırırken Bezmara grubunu Tanburi Cemil Bey'i Dede Efendi'yi Kemençeci Nikolai'yi keşfetmekti. Klasik Osmanlı-Türk müziğini ne kadar sevdiğimi anladım.
Gece gündüz dinlemekden hiç bıkmadığım bir müzik türü oldu bu.
Eski Osmanlı müziğini dinlerken tamamlandığımı bu notalarda nihayet aradığımı bulduğumu hissettim.
17 yıl önce yurttan çıkıp da kendi evime yerleştiğimde bu yeni başlayacağım hayatta istediğim sadece iki şeydi; Kocaman bir kitaplık ve çok kaliteli bir ses sistemi...
Kilimde oturacak yer yatağında yatacak ama bu iki şeyi mutlaka edinecektim. Bunlardan sonra ise param yeterli gelirse belki duvarıma gerçek hat tehziplerden oluşan bir iki tablo da alırdım.
Bekarken arkadaşlarımla derdik ki biz evlenirken koltuk takımı yemek odası konsol almayacağız ona vereceğimiz para ile duvara gerçek hat ve tezhip eserler alacağız. Sisteme boyun eğmeyeceğiz:)
Bazılarımız sisteme boyun eğmedi evet ama bugün bakıyorum da sisteme boyun eğenler mi kazançlı çıktı yoksa sistemle uyum içinde olanlar mı hâlâ pek emin değilim.
O bekar evimde çoğu zaman tek başıma bazen arkadaşlarımla çok güzel müzikler dinledim. Bazı akşamlar dakikarca hiç konuşmadan müziğin ahengine kendimizi bırakır nağmelerle akıp giderdik.
Bazen de bir yanda arkada radyo voyage çalarken bir yandan da kitaplıktan rastgele bir kitap seçer kitapta altını çizdiğimiz beğendiğimiz kısımları okurduk, şiir tahlil ederdik.
Çoğu insanın hiç bilmediği entelektüel bir doyumla keyifli zamanlar geçirirdik.
.......
Ne kadar da çok şey yazmışım akşam akşam.
Yaşlandım galiba durup durup hatıralar geliyor.
Geçmişten sanki çok özlemle bahsetmiş gibi anlatmışım ki bir konuya açıklık getirmeliyim; o da geçmişe özlem falan duymuyorum.
Hatta geçmişimi hiç sevmiyorum.
Bazıları der ya saadet dolu bir çocukluk geçirdim gençliğim mükemmeldi vs...
Ben de öyle bir his yok.
Geçmişe dönmek istemem.
Hatta mümkün olsa geçmişimi sildirmek tamamen bomboş kalmak isterdim.
Bunu çok düşünmüşümdür. Teknoloji gelişse hafıza sildirme olsa ya da beynimi kodlasam, elimde olsa hayata yeniden başlasam nereden başlardım nereye kadar sildirirdim diye.
Yıllardır düşünüyorum.
Başlamak istediğim bir an bulamadım.
Yolların ayrım noktasındaki ben...
Öyle olmayabilirdi böyle olabilirdi dediğim bir an bulamadım.
Sanki herşey en baştan yanlış gibi.
Geriye gidiyorum gidiyorum o saf mutlu gerçekten mutlu bir başlangıç anı bulamıyorum.
Bulamadım.
OKUDUKLARIM
* Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Milan Kundera
İletişim
* Semerkant
Amin Maalof
YKY
* Nietzsche Ağladığında
Irvin D. Yalom
Ayrıntı
* Huzur
Ahmet Hamdi Tanpınar
Dergah
* Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
* Bir Kadının Yaşamından 24 saat
Stefan Zweig
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
* Olağanüstü Bir Gece
Stefan Zweig
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
*Sineklerin Tanrısı
William Golding
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
* Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali
Yky
* Altıncı Koğuş
Anton Çehov
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
* Vişne Bahçesi
Anton Çehov
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İZLEDİKLERİM
* Seven Years in Tibet
* The Biggest Little Farm
DİNLEDİKLERİM
Klasik Osmanlı Müziği
Bezmara Yitik Seslerin İzinde
Tanburi Cemil Bey
Dede Efendi
Kemençeci Nikolai