Bu sene ramazan çok zor geçti .
Hava çok sıcaktı -evin içi bile 38 dereceyi gösteriyordu-
Günler çok uzundu.
Aç susuz bu sıcaklarda herhangi bir aktivite yapmak da çok zordu.
Zaman geçmek bilmedi.
Uyku düzenim tamamen bozuldu.
Sabah 6'da yatıp 10'da kalkıyorum.
Gündüz de sıcaktan uyuyamıyorum.
Bir de tatilde olduğumdan, iş-güç de yok tabii, daha da zor geçti günler.
Etrafımda herkes ramazan ne çabuk geçti özleyeceğiz diyor ama ben yeter artık bayram gelsin diyorum -içimden tabii-
Susuzluğa ve uykusuzluğa bağlı baş ağrımdan kurtulmak istiyorum artık.
Bu ramazan vakit geçsin yeterki diye diye bol bol belgesel ve film izledim.
ESARETİN BEDELİ
İlk olarak gelmiş geçmiş en iyi film kabul edilen Esaretin Bedeli'ni izledim.
Bana göre gelmiş geçmiş en iyi film değil ama gerçekten kaliteli bir film.
Senaryo oyunculuk, konu çok iyi.
Filmden pek çok ders çıkartılabilir.
Öğrencilerime gönül rahatlığı ile izletebilirim bu filmi.
Bir de bu filmi izleyene kadar idama karşı değildim. Suçu ispatlanmış çocuk tecavüzcülerini, katilleri bir de vergilerimizle niye besleyelim ki diyordum.
Artık kafam daha karışık .
Esaretin Bedeli deyince unutulmaz film müziği mozart le nozze di figaro'yu da eklemeden geçemeyeceğim.
REVOLUTİONARY LOAD
Sonrasında Revolutionary Road filmini izledim.
İsmine bakıp yanlış anlaşılmasın ihtilal, devrim, savaş, gösteri falan yok.
Filmdeki çiftin yaşadığı sokağın adı Revolutionary Road.
Gayet sıradan bir konu, gayet günlük olaylar.
Ama o denli güzel bir oyunculukla işlenmiş ki filmden çok etkilendim diyebilirim.
Leonardo di Caprio ve Kate Winslet yıllar önce titanikte tanışmışlar evlenmişler çocukları olmuş ve film de 10 yıl sonra bu aşkın geldiği noktayı gösteriyor gibiydi.
PRENSESİN UYKUSU -ÇAĞAN IRMAK-
Çağan Irmak filmlerini seviyorum.
Sıradan bir konu, sıradan bir olay.
Karakterlerin derinlikleri yok ama yine de çok sevdim bu filmi.
Çok duygulandım.
Çağan Irmak'ın daha güzel filmlerini izledim ama bu da bir zaman kaybı değildi.
Filmin en güzel yanı da redd prensesin uykusu adlı şarkıyı ilk kez dinlememdi. R
Bunların haricinde Thor, Altın Pusula, Cube ve Alice Harikalar Diyarında'yı izledim.
Thor'u eğer sinemada para verip izleseydim çok üzülürdüm.
Altın pusula nasıl bir filmdi hatırlayamıyorum bile öyle vasat, sıradan.
Cube bir sürü cevapsız soru, bir sürü saçmalık ama zaman kaybı demem en azından filmdeki mekan ve filmdeki karakterler hakkında düşündürdü. Yine de tavsiye etmem kimseye.
Alice Harikalar Diyarında ise etkilemedi bir şey kazandığımı düşünmüyorum.