30.07.2021 Cuma
Bugün Kadırga Koyunda idik.
Bilaller Çanakkale'ye dönüyorlar. Dönüş yolunda Kadırga'da yüzüp öyle geçelim dediler.
Biz de onlara eşlik ettik.
Aslında hiç gidesim yoktu. Bugün Edremit yanıyordu. Kaç derece bilmiyorum ama etraf bana 50 derece gibi geldi. Terasta yatmama rağmen gece sıcaktan sıkıntıdan uyayamadım. Kimse uyuyamamış. Gecesi böyle olan günün öğle saatini siz düşünün. Saat 16:00 gibi evden çıktığımızda etraf cayır cayır yanıyordu.
Edremit'ten Kadırga Koyu 61 km.
Küçükkuyu'dan sonraki yaklaşık 22 kmlik yol ise çok dar bir yol, en fazla 40-50 km/saat hız yapılabiliyor. İki araç yanyana zor geçiyor. Yol çift yön.
Eskiden bu yolu çok şirin bulurdum. Her yer zeytin ağacı. Yan tarafta ara ara deniz görünüyor.
Ama bu sefer şoför ben olduğumdan bu yolu hiç de sevimli bulmadım. Git git bitmedi.
Yaklaşık 2 saat sonra Kadırga Koyunda idik.
Daha önce de Kadırga Koyu ile ilgili yazı yazmıştım.
Kadırga Koyu 2018 için tık tık
Kadırga Koyu 2017 için tık tık
Şu anda yani 2021'de koyun her tarafı dolmuş. Koy baştan sona otellerle dolu . Her otel önündeki sahile şezlong bar vs ekleyip çevirmiş. Dışarıdan gelenler için minicik bir alan kalmış ki seneye onu da bulamayacağımıza eminim.
Koyun en son noktasına yakın yerdeki boşluğa şemsiyemizi açtık.
Kadırga Koyunda su masmavi o kadar berrak ki...
Aynı su aynı deniz ama mesela her gün gittiğimiz Güre suyu ya da Pelitköy suyuna göre çok farklı.
Bu koyda kum yok onun yerine minik çakıl taşları var. Yosun vs yok. Tertemiz bir su.
Deniz mükemmel görünüyor.
Git git bitmeyen yolu unutup buraya daha sık gelelim dedim. Hatta burada bir kaç gün kalalım. Az ötede çok hoşuma giden taş otel gördüm orada kalabiliriz diye düşündüm.
Internetten baktık. Bir geceliği 1200 -1400 TL imiş. Bu fiyata yemek dahil değil. Bu hayalimiz de 5 dakikada sönüverdi böylece.
Çoğu zaman olduğu gibi bugün de su soğuk. Denizde pek kimseler yok.
Gelir gelmez önce kendimizi suya attık. Bir müddet sonra soğukluğa biraz alışıyor insan. Yüzmesi çok keyifli. Sonra yemek için çıktık. Annem bize köfte ekmek ayran almış.
Yemek faslından sonra ise bu sefer su o kadar soğuk geldi ki alışma durumu da olmadı, hiçbirimiz giremedik. Defne dahil.
Annem 2 saatlik yolu bu kadarcık yüzme için mi geldik deyip durdu. Ama kendi de dayanamadı hemen çıktı.
Çöl sıcaklarında soğuktan titremek de bir nimet sayılabilir tabii ki. Oysa ki daha az önce kabinde giyinirken şimdi burada sıcaktan bayılırsam ki -bayılacak gibi hissettim- beni ne kadar zaman sonra bulurlar acaba o zamana kadar sıcaktan ölür müyüm diye düşünmüştüm.
Yüz(eme)me faslından sonra koyu şöyle bir dolaşayım dedim.
Hiç beğenmedim. Yürümesi keyifli değil. Deniz uzakta kalıyor ve şezlong şemsiye vs sebebi ile deniz görünmüyor. Her yer araç olmuş. Bütün koyu dolaştım daha da gelmem buraya dedim. Ayrıca koyda tuvalet yok. Gidebilecek kuytu bir köşe ne bileyim bir ağaç altı vs bile yok. Onu da ekleyeyim.
Akşam üstü denize karşı oturup da çayımızı içerken değişik türde bir sinek her yerlerimizi ısırmaya başladı. Daha fazla dayanamadık. Geri döndük.
Bugün de böyle geçti.
Herkese iyi günler...