30 Mayıs 2016 Pazartesi

İÇ BAKLALI ENGİNAR

Bu akşam menüde iç baklalı enginar vardı.

Tarifi seviminaskanası.comdan aldım.

O kadar lezzetli oldu ki bu tarife 10 üzerinden 10 verdim.

Enginar da kılçıksız ve çok lezzetli çıktı. 

Tarifini unutmadan paylaşayım dedim.


 * Önce iç baklamızı bir tencereye koyup haşlamaya başlıyoruz. Benim baklalarım 5 dakika içinde yumuşadılar. Üzerine çeşmeden su ilave edip soğumaya bırakıyoruz.

* Yayvan bir tencerede zeytinyağında incecik doğranmış soğanı kavuruyoruz. 

* Soğanlar kavrulurken bir kasede 1 su bardağı soğuk suya 2 tatlı kaşığı un ilave edip topaklar gidene kadar karıştırıyoruz. 

* Kavrulan soğanların üstüne ekliyoruz.

* 1 adet küçük limonun suyunu da ekledikten sonra enginalarımızı yıkayıp tencereye alıyoruz. ( 2 adet enginar kullandım)

* Ara ara suyunu kontrol ederek gerekirse su ilave ederek yaklaşık 30-40 dakika enginarlar yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.

*  Bu sırada iç baklalarımızın kabuklarını soyuyoruz. Enginarlarımız pişmeye yakın göz kararı iç baklaları ilave edip bir 5 dakika sonra ocağı söndürüyoruz. 

* Enginar ve iç baklaya çok yakışan olmazsa olmaz dereotumuzu ilave edip yemeğimizi dinlendiriyoruz. 

Afiyet olsun...

* Yemeğimiz pişerken tencerenin kapağını çok açmayalım.

* Enginarlara kaşık çatal değdirmeyelim.

* Enginarları oynatmadan tenceresinde dinlendirelim.


29 Mayıs 2016 Pazar

HAŞHAŞLI İRMİK TATLISI

Markette minik silikon muffin kalıpları gördüm. O kadar şirinlerdi ki dayanamayıp aldım. Geçen hafta da dayanamayıp 2 adet metal muffin tepsisi almıştım. Sanki sürekli kek yapan biriymişim gibi ev bir sürü kek kalıbı ile doldu. (Evlenmeden önce de bir sürü kalıp almıştım). Eşim diyette eee ben 90 kiloyu geçtim eve ekmek bile almıyoruz zayıflayalım biraz  forma girelim diye ama ben habire kalıp alıp duruyorum. 

Ha bir de sanki pilav yapıyorum da gittim 2 adet de pilav kalıbı aldım. 

Eninde sonunda gidecek bu fazla kilolar o zaman gelsin tartlar, turtalar , kurabiyeler...

Şimdilik haftada bir gün ödül olarak kilo yapan herhangi birşey yiyebiliyoruz.

Muffin kalıplarım hazır. Düzgün bir muffin tarifi lazım bana. Lezzetli muffin tarifi arayadururken sırf şu şirin kalıpları kullanayım diye  irmik tatlısı yaptım. 

Süslemek için çikolata sos kullanacaktım lakin artık nasıl özlemişsek tatlı şeyleri sosu yapmama fırsat kalmadan akşamına hepsini yedik bitirdik.



Tarif hep bildiğimiz tarif. Daha önce de vişne soslu olarak bu sefer tart kalıbında yapmıştım.


Haşhaşın kırt kırt ağza gelmesini seviyorum.  O yüzden irmikli tatlılara haşhaş ekliyorum.

Malzemeler

* 1 litre süt
* 1 bardak irmik
* 1 bardak şeker
* 1 paket vanilya
* 2 yemek kaşığı mavi haşhaş


Yapılışı

Vanilya hariç hepsi bir tencereye konulur. Kaynayınca içine vanilya eklenir. Kalıplara dökülür. 1 gece dinlendirilir. Süsleyip servis edilir.

Karışım kaynadığında çok cıvık oluyor. Endişelenmeyin sonradan tam kıvamına geliyor.

Afiyet olsun...

28 Mayıs 2016 Cumartesi

DEFNE FERAH 8,5 AYLIK

Son yazdığımdan beri


Defneyi çocuk doktoruna kontrole götürdük, her şey yolunda ( maşallah)


Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastalıkları Hastanesine kardiyolojiye kontrole gittik. İlk doğduğunda kalbinde birkaç küçük delik vardı, doktor büyük ihtimalle zamanla geçer demişti, her şey normal çıktı. (çok şükür)


Kanuni Sultan  Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesine kalça çıkığı kontrolü için eşim götürdü. Önünde 170 kişi varmış bir yarım saat beklemiş. Sıra ancak 5-10 kişi ilerlemiş. Sıra gelmesi mümkün olmadığı için geri dönmüş. Artık başka hastaneden randevu alacağım.

Ebe kontrolü vardı. Son kontrolden beri boyu 3 cm uzamış; 70 cm olmuş.

Kan değerleri biraz düşük çıkmış. Artık kan ilacını sabah akşam 8 damla olarak vereceğiz. Ben de bunu duyduğumdan beri çay miktarımı azalttım, biraz daha beslememe dikkat edeyim, kan haplarımı düzenli kullanayım.

25 Mayıs 2016 Çarşamba

DEFNE FERAH'IN YENİ KIYAFETLERİ ve OYUNCAKLARI(14)

Havalar ısındı artık bebişe ferah ferah kıyafetler almak lazım. Bir kaç dükkan gezdim. El kadar tişörtlere 55 TL fiyat biçmişler. Hayret ettim. Tişört bildiğin bebek tişörtü.  Bir pantolon bir tişört 100 TL yi geçiyor.  

Ben yine usul usul LCW ye gittim. Şimdilik idare edecek bir kaç takım kıyafet aldım.

24 Mayıs 2016 Salı

UNSUZ BROWNİ

Bugün unsuz browni yaptım.

 Tarif serhira.blogspot.com dan...

Çok hafif güzel bir kek oldu. Gayet güzel kabardı. Şekeri de tam sevdiğim gibiydi. Beğendim. 

Eşimden de tam not aldım, paylaşayım dedim.



Malzemeler

20 Mayıs 2016 Cuma

EMİRGÂN KORUSU(2)



Bu cumartesi Emirgân Korusundaydık. Emirgânı hep çok kalabalık hatırlıyorum. Şimdiye dek hep lale zamanı gelmişim herhalde bu yüzden. Bir de bekarken geldiğimizde köşklerde yiyip içerdik. Oralar hâlâ kalabalık. Şimdi ise piknikçilerin tarafındayım oralar ise çok daha tenha.

17 Mayıs 2016 Salı

CİLDİYEYE GİTTİM

Uzun zamandır cilt problemlerim var. 

Hatta bununla ilgili bir-iki ay önce bir yazı yazmıştım. 


Tedbiren bütün kozmetik ürünlerimi yenilemiştim.

Bir ara düzelir gibi oldu. Bende sevindiydim.

Sevincim çok kısa sürdü.

Son zamanlarda  cildim iyice çığırından çıktı. 

Ergenlikte bile görmediğim sivilcelerim yüzümden boynuma yayıldı. 

Aynı zamanda yüzümde renk değişikliği de var.

Ben de artık vaktidir deyip

 Bakırköy Lepra ve Deri Hastalıkları Hastanesinden randevu aldım.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

BÜYÜK ÇAMLICA, ÜSKÜDAR GEZİSİ

Annemle babam memleketten geldiler.  Babam bir ara Aziz Mahmut Hüdayi türbesinin nerede olduğunu, ulaşım imkanlarını falan sormuştu. Aklıma geldi. Pazar günü için Çamlıca-Üsküdar gezisi planladım.

Hafta sonu gezi güzergahımız;
* Büyük Çamlıca Tepesinde kahvaltı
* Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi
* Yeni Valide Camii
* Mihrimah Sultan Camii
*Şemsi Paşa Camii
* Tarihi Kanaat Lokantasında yemek
şeklinde idi.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

BEYKOZ KORUSU -2-

Bu cumartesi Beykoz Korusuna yeniden gittik. 
Geçen hafta  keşfetmiştik burayı fakat o gün hava çok soğuktu, gezememiştik.
 Defne Ferah üşür diye korkmuştuk. 
Bu hafta hava güzel olunca yeniden buraya gelmeye  karar verdik.

Geçen hafta 7:30 da yola çıkmıştık.
Yollar da boştu 8:00 gibi korudaydık, in cin top oynuyordu.
Bu sefer baya geç kaldık, trafik de vardı. 
Yer bulamayacağımıza her yerin çok kalabalık olacağına emindim. 
Koruya varınca ise  şok oldum çünkü yine kimsecikler yoktu. 
Kahvaltı içi sosyal tesise gelen 3 otobüs dolusu öğrenci ise 15-20 dakika içinde terketti koruyu.
Biz bize kaldık.

Hava çok çok güzeldi. 
Boğaz çok çok güzel görünüyordu. 
Telefonumun ayarlarını bozmuşum sanırım hiç güzel foto alamadım bu sefer. 
Fotoğraflardan kat be kat güzeldi koru bu cumartesi.




3 Mayıs 2016 Salı

BEYKOZ KORUSU GEZİSİ-1-

Cumartesi günü Otağtepe gezimizde kafamı dinleyememiştim tam tersine kafam şişmişti. Manzara mükemmeldi ama hemen yanı başımızda köprü trafiği araba sesi dayanılacak gibi değildi. Bir de ben zaten evimde de sürekli bu sese maruz kaldığım için gittiğim yerlerde sessizlik arıyorum.

Pazar günü için sessiz sakin kafamı dinleyebileceğim kuş sesi duyabileceğim ve boğazı gören bir yere gitmek istedim. Nereler olabilir diye araştırma yaparken Beykoz Korusunu duydum. Çok tuhaftır ki internette Beykoz Korusunun pek fotoğrafı yok ve hakkında fazla bir şey yazılmamış. Blogları okudum; sadece  sosyal tesislerin yemeklerinden bahsedilmiş. Biri de özellikle gitmeyin pek bir şey yok orada demiş.


Gidenlerin yazdıklarından edindiğim izlenim pek özelliği olmayan küçük bir ağaçlık alan olmuştu. Bir sosyal tesis, arkada 3-5 ağaç anladım ben ve bu yüzden bugün Kemâl'e Beykoz Korusuna gidelim dediğimde çok ümitsizdim. Gidelim görelim bakalım nasıl bir yermiş merakımız geçsin Beykoz sahilinde denizi seyreder sonra Hidiv Kasrına yürüyüşe gideriz şeklinde günümüzü planlamıştım..

Saat erkenden 7:30 gibi yola çıktık 8:00 sularında oradaydık. İlk izlenimim: çok şaşırdım. Ben minicik bir ağaçlık beklerken devasa bir koruluk karşıladı bizi. Yüzyıllık ağaçlar patika yollar... Görür görmez bayıldım bu mekana.

Biz gittiğimizde kimsecikler yoktu. Ortalıkta bir sürü köpek vardı, arabamıza havladılar, korktum. O kadar çok köpek vardı ki Kemâlle birbirimize bakıp napıcaz dedik hatta inmeden geri dönmeyi bile düşündük. Orada temizlikçiye güvelik görevlilerine sorduk bir şey yapmaz dediler ama resmen arabamıza atladı biri. Sonra sahile yakın bir yerlerde 4-5 ahbap gördük. Semaveri yakmışlar güzel güzel kahvaltı yapıyorlardı.  Köpeklerden korkumuza onların dibindeki masaya geçtik.


Masamız boğazı görüyordu. Hava bulutlu ama deniz maviydi.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

YOĞURTLU EKŞİLİ KÖFTE

İnat ettim, bu akşam adam gibi düzgün bir yemek yiyeceğim dedim. Gündüz alışverişimi yaptım. Akşam bebiş uyuyunca yemeğimi yapmaya başladım. Pişmesi saat 10'u buldu. Bütün ev gece gece koktu, camları açtım ama dışarıdan buz gibi soğuk hava geldi, aman bebişe soğuk gelir diyerekten 5 dakika sonra kapadım. Ev hâlâ kokuyor. Hiç sevmem yemek kokan evleri... Amerikan mutfağın kötü yanı işte; Yemek kokuları eşliğinde uyumaya mahkum olmak  daha doğrusu uyuyamamak ve nihayet en sevdiğin yemekten bile nefret etmek...

İşin bu yanını kenara bırakırsak;

Bu gece mükemmel bir akşam yemeği yedim. Üstelik bebiş uyanmadı -hayret- Lokmaları löp löp yutmadan yavaş yavaş yemeğimi yiyince bir hoş oldum. Yavaş yavaş, lezzetine vara vara,
 ağlama sesi olmaksızın yemek yemek büyük bir zevkmiş de bebek hayatımıza girene dek farkında olmamıştım. Ama ne yalan söyleyeyim özledim kızımı masada eksikliğini hissettim. Kemal çok özlediysen uyandırayım dedi de aman dedim bırak huzurla uyusun yavrucak...



EKŞİLİ KÖFTE 

Malzemeler