Crepis Sancra bu mevsimde her yerde bol bol gördüğümüz sarı çiçekler oluyor.
28 Mart 2019 Perşembe
YABAN KISKISI, CREPİS SANCTA
Bugün parkta Defne ile oynarken bu çiçeklerin fotoğraflarını çektim. Her yerde açmışlar. Geçen yıl sarı çiçekleri araştırmaya cesaret edememiştim. Çünkü hepsi birbirine çok benziyor. İlk öğrendiğim ve bu blogda paylaştığım ilk sarı çiçeğim de bu oldu.
Crepis Sancra bu mevsimde her yerde bol bol gördüğümüz sarı çiçekler oluyor.
Crepis Sancra bu mevsimde her yerde bol bol gördüğümüz sarı çiçekler oluyor.
24 Mart 2019 Pazar
YAVŞAN OTU, CIRCAMUK, VERONİCA PERSİCA
Çok özlediğim bahar geldi. Kır çiçekleri çıkmaya başladı. Yabani bitkilere karşı ilk merakım Defne doğduktan sonra ona çiçekleri bitkileri tanıtmaya çalışırken başladı. Aslında yaban hayatı hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Hâlâ da bilmiyorum aslında. Bana göre her yeşillik ot her yeşil büyük olanlar da ağaçtı. Kızımla birlikte ne kadar çok çeşit olduğunu fark etmeye çalıştım. Defne doğduğunda evimizin alt tarafında yeşil doğal bir alan vardı. Koyunlar keçiler otlamaya gelirdi. Yaz başında da köylüler gelip otları biçerdi. Şimdi o yeşil alan kalktı. Üzerine dip dibe, sımsıkı aralarında bahçe bırakılmamış okullar kompleksi yapıldı. Buradan çok çirkin görünüyor. Geri kalan kısım ise park olacakmış hâlâ bekliyoruz.
Boş derslerimde inip yeni bilmediğim bir bitki var mı diye bakardım. Fotoğraflarını çekip isimlerini öğrenmeye çalışırdım. Şimdiki okulum merkezde ve bahçesinde yabani bitki yok. Eski okulumu pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da çok arıyorum, özlüyorum.
Yani bu sene aslında hiç okunmamasına rağmen ısrarla yazdığım yabani çiçek postlarını yayınlayamayacağım görünüşe göre. Oysaki kaliteli bir cep telefonum var artık. Çok güzel fotoğraflar çekebilirim ama bu sene de maalesef çayır yok dolayısıyla çiçek yok.
Bugün Hidiv Kasrında idik. Pırıl pırıl bir güneş vardı. Boğaz masmavi idi. Buna rağmen hava buz gibiydi. O kadar soğuktu ki şu anda akşam oldu ama hâlâ yüzüm kıpkırmızı ve yanıyor. Soğuk yemişim. Sürekli soğuk havlu ile kompres yapıyorum ve ayrıca başım çatlıyor. Hidiv Kasrından sonra Beykoz Korusuna gittik. Orası daha da soğuktu. Kahvaltı yapıp Defne ile bol bol oynayıp eve geldik. Defne aşağıda biraz daha oynamak istedi. Bu sefer de evin önündeki parka gittik. Baya orada da oynadı ve ben orada artık soğuktan buz kestim. Defneyi zorla eve getirdim. Gördüğüm kadarı ile Defne'de enerji azalmasına dair hiçbir emare yok. Ben ise geberiyorum başımın ağrısından. Son çare olarak tableti verdim karşımda piyano çalıyor ben de burada bu postu yazıyorum.
Beykoz Korusunda bugün yeni bir çiçek fark ettim. Mini minicik, Maviş maviş, her yerde vardı. Plant-net programımdan bakarak isminin Yavşan otu olduğunu öğrendim. Ayrıca Cırcamuk da deniliyormuş.
Birkaç fotoğrafını çektim.
İşte yavşan otu, Veronica Persica
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)