Tarifi internetten aldım. Resim resim en ince ayrıntısına kadar anlatmış, Leyla Hanım'a teşekkürler...
http://www.leylaileyemeksaati.com/hashasli-cevizli-corek/
Biz sadece 2 kişi olduğumuz için verilen malzemenin yarısını kullandım buna rağmen bir tepsi çörek çıktı... Bir daha ki sefere 4'te birini yapmayı düşünüyorum.
Tarif
2 bardak ılık süt
1 paket (42 gr) yaş mayanın yarısı
1 tatlı kaşığı şeker
Karıştırıp biraz bekliyoruz. Böylece maya etkileşime geçiyor.
2 yumurtanın beyazı
1 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz
yeterli un
Ekleyip hamur yoğuruyoruz.
Sıcak bir yerde 1 saat kadar mayalanmaya bırakıyoruz.
İç malzeme
1 çay bardağı zeytinyağı
2 kaşık ezilmiş haşhaş
1 bardak kadar dövülmüş ceviz
Hamurumuz mayalanınca 3 eşit parçaya bölüyoruz. Her bir parçayı servis tabağı büyüklüğünde elimizle genişletip üzerine harcımızı sürüyoruz. Ve üst üste koyuyoruz. Üç kattan oluşan hamurumuzu 2 parmak genişliğinde şeritler halinde kesip büküyoruz ve açma şekli veriyoruz.
Yarım saat de tepsi mayası için bekledikten sonra 2 yumurtanın sarısını üzerine sürüyoruz. 190 ° sıcaklıkta pişiriyoruz.
Afiyet olsun...
25 Haziran 2015 Perşembe
22 Haziran 2015 Pazartesi
DOLMABAHÇE SARAYI GEZİSİ
Bugün Dolmabahçe Sarayındaydım.
İstanbul'da çiçekleri ile özdeşleşen yerler vardır. Mesela
Lale denilince akla Emirgan gelir.
Papatya denilince Fenerbahçe Parkı,
Erguvan denilince Rumeli Hisarı,
Mimoza denilince Büyükada,
Akasya denilince Moda Çay Bahçesi.
Listeye bu sene bir kaç ekleme yaptım;
Defne denilince Hidiv Kasrı,
Pittosporyum denilince Fındıklı Parkı,
Katırtırnağı denilince Başakşehir Kayaşehir arasındaki yol üzeri,
Ihlamur denilince Başakşehir 1. Etap Camii yanı.
Listeye bu sene bir kaç ekleme yaptım;
Defne denilince Hidiv Kasrı,
Pittosporyum denilince Fındıklı Parkı,
Katırtırnağı denilince Başakşehir Kayaşehir arasındaki yol üzeri,
Ihlamur denilince Başakşehir 1. Etap Camii yanı.
Evet bugün kişisel ağaç,çiçek-mekan eşleştirmeme birini daha ekledim;
Manolya= Dolmabahçe Sarayı
Manolya= Dolmabahçe Sarayı
Çok şükür bu sene baharı doya doya yaşadım. Önce çiçeklenmiş defne ağaçlarını sonra sırasıyla sümbülleri laleleri ardından erguvanları mimozaları sonra akasya ağaçlarını (Bu arada İstanbul'da ne kadar çok akasya ağacı varmış bu sene hayretle fark ettim ) pittosporyumları ve haziran gelmesiyle Başakşehir'de her yerde görünen katırtırnaklarını ve onların da bittiği bu dönemde manolyaları gördüm. Ihlamur ağaçlarını da unutmayalım. Bugünlerde özellikle akşam üstleri tüm caddeler sokaklar mis gibi ıhlamur kokuyor.
Eskiden nefret ettiğim haziran ayını da artık ıhlamurlar ve manolyalar sayesinde seviyorum
Eskiden nefret ettiğim haziran ayını da artık ıhlamurlar ve manolyalar sayesinde seviyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)