İlk altı ay sadece anne sütü verin deniliyor. Denedim çok uğraştım olmadı mecburen devam sütü kullanıyorum. Günde 500 cc civarında devam sütü içiyor Defne Ferah. Acıkınca alabildiği kadar anne sütü veriyorum bazen -aslında çok nadir- yeterli geliyor aramıyor ama çoğu zaman yetmiyor memenin ardından 60 cc mama hazırlıyorum. Mamadan bir müddet sonra Defne yeniden emmek istiyordu. Ben de doymadığı için ya da uykuya dalabilmek için emdiğini düşünüyordum. Bugün öğrendim ki sadece anne sütü içerken su verilmezmiş ama mamadan sonra mutlaka su verilmeliymiş. Çünkü mamalar çok proteinli olduğu için bebeği cips yemiş gibi susatıyormus. Sinirlerim yine çok bozuldu. Canım yavru kuşum ağzından süt akana kadar emmek istiyordu. Meğerse susuzluktanmış. Bir de sütüm yeterli değil ki. Bugün emzirdim her iki göğsümü de verdim ve sütüm bol gibiydi ama yine de 60 cc mama hazırladım cork cork hepsini içti tok zannettiğim bebişim. Sonra gaz çıkarma alt değiştirme etrafı gezdirme derken yine emmek istedi. Biraz içme suyu ısıtıp biberonu ile verdim. Tam 30 cc su içti içerken de bana gülümsedi nihayet der gibi... Canım kuzucum tecrübesiz annen bilmiyor ne yapacağını affet. Bebek olmak derdini anlatamamak ne zormuş yarabbim. Aç mı susuz mu bir yeri mi ağrıyor sıkıntısı mı var anlatamıyorlar.
Velhasılı kelam bebeklere su verin susuyorlar tv de orada burada söylenenlere değil tecrübeli anne anneanne babaanneleri dikkate alın (Bu cümleyi söylediğime inanmıyorum)
Geçen gün de ağlıyordu, (benim çocuğum sadece aç olunca ağlar) meme vermek istedim daha çok ağladı gazını çıkarmak istedim ağlamaya devam etti. Sonra altına bakayım dedim bir çiş bir çiş bütün sırtı kundağı battaniyesi ıslanmış ben ıslaklığı fark etmiştim ama çok terlemiş de ıslatmış zannediyordum. Canım kuşum bu yüzden huysuzlanıyormuş.
31 Ekim 2015 Cumartesi
30 Ekim 2015 Cuma
BEBİŞİN YENİ KIYAFETLERİ (5)
Kızlar için o kadar güzel kıyafetler var ki... Gelen hediyeler de ayrıca çok güzel.
Bu kışlık tulumu kızımın Eylem yengesi almış. Taa Bergamadan kızımı görmeye gelmişler sağ olsunlar. Kışlık kıyafeti hiç yoktu kuzumun iyi denk geldi.
Bu süslü takımı kızımın Ebruş teyzesi almış. Çok güzeller... Bir an önce büyüse de giydirsem.
Bu süslü elbiseyi de anneannesi almış.
Bu kışlık tulumu kızımın Eylem yengesi almış. Taa Bergamadan kızımı görmeye gelmişler sağ olsunlar. Kışlık kıyafeti hiç yoktu kuzumun iyi denk geldi.
Bu süslü takımı kızımın Ebruş teyzesi almış. Çok güzeller... Bir an önce büyüse de giydirsem.
Bu süslü elbiseyi de anneannesi almış.
27 Ekim 2015 Salı
DEFNE FERAH'LA 6. HAFTA
Bir yerde okumuştum çocuk sahibi olmak kadını gerizekalılaştırıyormuş!
Bebek doğduğundan beri tek yaptığım şeyin emzirmek, alt değiştirmek, gaz çıkarmak ve bebişimi sevmek olduğunu, geceleri 20-30 defa uyandığımı, deliksiz 3 saat bile uyuyamadığımı, geçen 42 günde tek bir satır kitap okuyamadığımı, entelektüel manada hiçbir faaliyet yapmadığımı düşünürsek bu söz doğru olabilir.
Peki bu durumu sorun yapıyor muyum?
Şimdilik hayır...
Evet pek çok şeyden mahrum kalıyorum ama buna karşılık iyi bir şey yapıyorum. Bu hayata yapılabilecek en değerli şey; bir çocuk büyütmek, yetiştirmek olduğunu düşünüyorum.
Defne Ferahla 6. haftayı geride bıraktık.
Gitgide Defne ile iletişimimiz daha iyiye gidiyor. Artık ne dediğini çoğu kez anlıyorum. Acıkmaya başlayınca önce minik bir ağlama sesi veriyor. O kadar komik ki hepimiz o dudağını büküpte o ağlama sesini bekliyoruz, çok gülüyoruz. Eğer devam sütü gecikirse ortalığı velveleye veriyor. Bu da acele edin çok acıktım dayanamıyorum ağlaması oluyor.
Devam sütünü vermeden önce gıdışına beyaz bir bez koyuyorum. O beyaz bezi görünce mama geleceğini anlıyor nasıl mutlu oluyor, gözleri parlıyor, küçük yavru kuşlar gibi ağzını açıp sabırla bekliyor kuzucum... O kadar komik ki her seferinde gülüyorum. Geçen gün kıyafeti biraz açık gelmiş göğsüne bir bez parçası koyayım da üşütmesin dedim. O bez de beyaz renkliydi, yavrucum yanlış anladı, mama gelecek zannetti, çok sevindi gözleri parladı, ağzını açtı aslında vakti gelmemişti ama yine de hemen mamasını hazırladım.
Bir de gaz ağlamaları var ki işte o kısımda çok çaresiz hissediyorum kendimi. Canım yavrucuğum çok acı çekiyor. Beslendikten sonra üstten gaz çıkıyor zaten ama asıl sancılı olan geceleri oluyor. Geceleyin 4-5 sularında kıvranmaya başlıyor. Acıdan nefesi kesiliyor. Sancı geliyor kıvranıyor, ıkınıyor, morarıyor, bazen acıdan ağlıyor, sancı bitince uyuyakalıyor. Saatlerce bu şekilde devam ediyor. Kucağımızda bir o yana bir bu yana turluyoruz gazı dağılsın diye. Sabah 7:30 8:00 gibi ise büyük bir volkan patlaması gibi çıkan gaz ve kaka ile rahatlıyor . O sırada babası anneannesi dedesi ben hepimiz derin bir ohhh çekiyoruz.
Zaten bu son 2 haftadır evdeki her 3 konuşmanın biri Defne' nin gazı ile ilgili. Evde sürekli bir gaz muhabbeti var;
- gazı çıktı mı
- ohh çok güzel gazını çıkardı
- kaplan gibi gürledi maşallah
- kıvranmaya başladı gazı geldi galiba
- bütün gece gazdan kıvrandı yavrum
- çıkmadı gitti şu gaz
- ne gazmış be
O kadar çok gaz çıkarıyor ki her seferinde hayret ediyorum. Geçenlerde Defne'yi banyo yaptırdık. Karnı bir balon gibi şişmişti çok korktum. Hatta banyosunu yarım yamalak yaptırdık karnına baskı olmasın diye. Banyodan 10 dakika sonra o kadar çok gaz çıktı ki bütün karnı indi çok şükür.
Geçen gün de anneannesi altını değiştiriyordu, daha yeni bezini koymuştuk ki ciş ve kaka ile birlikte gaz çıktı, resmen gaz bombası gibi fışkırttı annemle ikimizin ödü patladı. Etraf da biraz battı tabii.
Dün sabah yine bütün gece süren uzun bir gaz sancısı sonunda sabah bir yaptı ki hepimiz derinden bir ohhh çektik. Geceleyin de karnı çok şiş olduğu için bezini gevşetmiştim. Altına bir doldurmuş bir doldurmuş o sırada nasıl bir basınçla gaz çıkardıysa artık kaka bezden taşıp ensesi de dahil olmak üzere tüm sırta yayılmıştı. Temizle temizle olmadı. Başedemeyeceğimizi anlayınca hemen banyo yaptırdık. Aman temizlemeye razıyım yeter ki rahat etsin Defnecik. Alt değiştirdiğimde bezin ağırlığına da her seferinde hayret ediyorum. 4 kiloluk yavruşumdan yarım kilo falan bez çıkıyor.
22 Ekim
Üç gündür İstanbul'da vıcık vıcık nemli bir hava var. Hava hiç açmadı, ara ara yağmur yağıyor.
Aslında yağmurlu havaları çok severim. Böyle karanlık günlerde perdeleri açarım, dışarıyı görebilecek şekilde otururum. Bir battaniye, sıcak bir fincan çay, sevdiğim başucu kitaplarımdan biri... Bir yandan çay içerken bir yandan yağmuru seyrederim bir yandan da şekerleme yaparım. Genelde müzik açmam çünkü yağmuru dinlemek isterim. Cama vuran o damlaların sesini çok severim.
Bu sefer ise İstanbul'un yağmuru çok sıkıntı oldu. Evde bir sürü yıkanması gereken çamaşır vardı. Yıkadıklarım bir türlü kurumadılar. Hatta nem o denli fazla ki Defne'nin 2 adet kundağını kurutmayı bir türlü başaramıyorum. Üstüm başım koltuklar ev her yer ıslak ıslak. Geceleri Defneyi emzirmeden önce ağzıma 1-2 attığım naneli sakızlar bile yapış yapış iğrenç olmuşlar nemden. Camları dilediğim gibi açamıyorum ev havasız. Bunaldım.
En büyük sorunum ise Defne' yi nasıl örteceğim üşüyor mu terliyor mu bunalıyor mu bir türlü karar veremiyorum. Ben çok bunalık biri olduğum için az örtmek istiyorum bu sefer de üşütür müyüm diye korkuyorum. Örtüyorum bu sefer de ya benim gibbi bus bus bunalıyorsa diye düşünüyorum. Sürekli Defneyi kontrol ediyorum
Bebekli kalabalık ve küçük evler için İstanbul yağmuru çok kötü oluyormuş. Sabah uyanıp ta havayı görünce
"Bu sabah yağmur var İstanbul'da
Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye"
demek gelmiyor artık içimden.
24 Ekim
Bugün evlilik yıldönümümüz... 2 yılımız geride kaldı. Babam geçenlerde yıldönümünüzde pasta var mı dedi. Canı pasta çekti sanırım.
Eşime pelit pastanesinden pasta almasını söyledim. Oranın pastalarının güzel olduğunu biliyorum.
Eşim en küçük boy frambuazlı muzlu çikolatalı pasta almış. En küçük boy pasta pelit pastanesinde 65 tl . O kadar şaşırdım ki... Minicik bir pasta neden bu kadar pahalı ki anlamadım.
25 Ekim
Bugün kırkımız doldu çok şükür... Uzun ve zorlu bir süreçti atlattık. 40 günde pek çok şey değişiyor yerli yerine oturuyor diyorlardı doğruymuş.
Sabah banyo suyuna bir çimdik tuz attık. Maşrapasına da altın koyduk, adettenmis. Hayır duaları eşliğinde banyosunu yaptırdık. Sonra annem yasin sûresi okudu. Sonra ben de banyo yaptım.
Sonra kırk uçurma için kuzenim Filiz'i aradık müsaitmiş, gittik. Dönüşte bize yumurta ve şeker koydu. Bereketli ve güzel ömrün olsun demekmiş.
Az önce de kuzucuğum yatağında kendi kendine uyudu.
Bebek doğduğundan beri tek yaptığım şeyin emzirmek, alt değiştirmek, gaz çıkarmak ve bebişimi sevmek olduğunu, geceleri 20-30 defa uyandığımı, deliksiz 3 saat bile uyuyamadığımı, geçen 42 günde tek bir satır kitap okuyamadığımı, entelektüel manada hiçbir faaliyet yapmadığımı düşünürsek bu söz doğru olabilir.
Peki bu durumu sorun yapıyor muyum?
Şimdilik hayır...
Evet pek çok şeyden mahrum kalıyorum ama buna karşılık iyi bir şey yapıyorum. Bu hayata yapılabilecek en değerli şey; bir çocuk büyütmek, yetiştirmek olduğunu düşünüyorum.
Defne Ferahla 6. haftayı geride bıraktık.
Gitgide Defne ile iletişimimiz daha iyiye gidiyor. Artık ne dediğini çoğu kez anlıyorum. Acıkmaya başlayınca önce minik bir ağlama sesi veriyor. O kadar komik ki hepimiz o dudağını büküpte o ağlama sesini bekliyoruz, çok gülüyoruz. Eğer devam sütü gecikirse ortalığı velveleye veriyor. Bu da acele edin çok acıktım dayanamıyorum ağlaması oluyor.
Devam sütünü vermeden önce gıdışına beyaz bir bez koyuyorum. O beyaz bezi görünce mama geleceğini anlıyor nasıl mutlu oluyor, gözleri parlıyor, küçük yavru kuşlar gibi ağzını açıp sabırla bekliyor kuzucum... O kadar komik ki her seferinde gülüyorum. Geçen gün kıyafeti biraz açık gelmiş göğsüne bir bez parçası koyayım da üşütmesin dedim. O bez de beyaz renkliydi, yavrucum yanlış anladı, mama gelecek zannetti, çok sevindi gözleri parladı, ağzını açtı aslında vakti gelmemişti ama yine de hemen mamasını hazırladım.
Bir de gaz ağlamaları var ki işte o kısımda çok çaresiz hissediyorum kendimi. Canım yavrucuğum çok acı çekiyor. Beslendikten sonra üstten gaz çıkıyor zaten ama asıl sancılı olan geceleri oluyor. Geceleyin 4-5 sularında kıvranmaya başlıyor. Acıdan nefesi kesiliyor. Sancı geliyor kıvranıyor, ıkınıyor, morarıyor, bazen acıdan ağlıyor, sancı bitince uyuyakalıyor. Saatlerce bu şekilde devam ediyor. Kucağımızda bir o yana bir bu yana turluyoruz gazı dağılsın diye. Sabah 7:30 8:00 gibi ise büyük bir volkan patlaması gibi çıkan gaz ve kaka ile rahatlıyor . O sırada babası anneannesi dedesi ben hepimiz derin bir ohhh çekiyoruz.
Zaten bu son 2 haftadır evdeki her 3 konuşmanın biri Defne' nin gazı ile ilgili. Evde sürekli bir gaz muhabbeti var;
- gazı çıktı mı
- ohh çok güzel gazını çıkardı
- kaplan gibi gürledi maşallah
- kıvranmaya başladı gazı geldi galiba
- bütün gece gazdan kıvrandı yavrum
- çıkmadı gitti şu gaz
- ne gazmış be
O kadar çok gaz çıkarıyor ki her seferinde hayret ediyorum. Geçenlerde Defne'yi banyo yaptırdık. Karnı bir balon gibi şişmişti çok korktum. Hatta banyosunu yarım yamalak yaptırdık karnına baskı olmasın diye. Banyodan 10 dakika sonra o kadar çok gaz çıktı ki bütün karnı indi çok şükür.
Geçen gün de anneannesi altını değiştiriyordu, daha yeni bezini koymuştuk ki ciş ve kaka ile birlikte gaz çıktı, resmen gaz bombası gibi fışkırttı annemle ikimizin ödü patladı. Etraf da biraz battı tabii.
Dün sabah yine bütün gece süren uzun bir gaz sancısı sonunda sabah bir yaptı ki hepimiz derinden bir ohhh çektik. Geceleyin de karnı çok şiş olduğu için bezini gevşetmiştim. Altına bir doldurmuş bir doldurmuş o sırada nasıl bir basınçla gaz çıkardıysa artık kaka bezden taşıp ensesi de dahil olmak üzere tüm sırta yayılmıştı. Temizle temizle olmadı. Başedemeyeceğimizi anlayınca hemen banyo yaptırdık. Aman temizlemeye razıyım yeter ki rahat etsin Defnecik. Alt değiştirdiğimde bezin ağırlığına da her seferinde hayret ediyorum. 4 kiloluk yavruşumdan yarım kilo falan bez çıkıyor.
22 Ekim
Üç gündür İstanbul'da vıcık vıcık nemli bir hava var. Hava hiç açmadı, ara ara yağmur yağıyor.
Aslında yağmurlu havaları çok severim. Böyle karanlık günlerde perdeleri açarım, dışarıyı görebilecek şekilde otururum. Bir battaniye, sıcak bir fincan çay, sevdiğim başucu kitaplarımdan biri... Bir yandan çay içerken bir yandan yağmuru seyrederim bir yandan da şekerleme yaparım. Genelde müzik açmam çünkü yağmuru dinlemek isterim. Cama vuran o damlaların sesini çok severim.
Bu sefer ise İstanbul'un yağmuru çok sıkıntı oldu. Evde bir sürü yıkanması gereken çamaşır vardı. Yıkadıklarım bir türlü kurumadılar. Hatta nem o denli fazla ki Defne'nin 2 adet kundağını kurutmayı bir türlü başaramıyorum. Üstüm başım koltuklar ev her yer ıslak ıslak. Geceleri Defneyi emzirmeden önce ağzıma 1-2 attığım naneli sakızlar bile yapış yapış iğrenç olmuşlar nemden. Camları dilediğim gibi açamıyorum ev havasız. Bunaldım.
En büyük sorunum ise Defne' yi nasıl örteceğim üşüyor mu terliyor mu bunalıyor mu bir türlü karar veremiyorum. Ben çok bunalık biri olduğum için az örtmek istiyorum bu sefer de üşütür müyüm diye korkuyorum. Örtüyorum bu sefer de ya benim gibbi bus bus bunalıyorsa diye düşünüyorum. Sürekli Defneyi kontrol ediyorum
Bebekli kalabalık ve küçük evler için İstanbul yağmuru çok kötü oluyormuş. Sabah uyanıp ta havayı görünce
"Bu sabah yağmur var İstanbul'da
Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye"
demek gelmiyor artık içimden.
24 Ekim
Bugün evlilik yıldönümümüz... 2 yılımız geride kaldı. Babam geçenlerde yıldönümünüzde pasta var mı dedi. Canı pasta çekti sanırım.
Eşime pelit pastanesinden pasta almasını söyledim. Oranın pastalarının güzel olduğunu biliyorum.
Eşim en küçük boy frambuazlı muzlu çikolatalı pasta almış. En küçük boy pasta pelit pastanesinde 65 tl . O kadar şaşırdım ki... Minicik bir pasta neden bu kadar pahalı ki anlamadım.
25 Ekim
Bugün kırkımız doldu çok şükür... Uzun ve zorlu bir süreçti atlattık. 40 günde pek çok şey değişiyor yerli yerine oturuyor diyorlardı doğruymuş.
Sabah banyo suyuna bir çimdik tuz attık. Maşrapasına da altın koyduk, adettenmis. Hayır duaları eşliğinde banyosunu yaptırdık. Sonra annem yasin sûresi okudu. Sonra ben de banyo yaptım.
Sonra kırk uçurma için kuzenim Filiz'i aradık müsaitmiş, gittik. Dönüşte bize yumurta ve şeker koydu. Bereketli ve güzel ömrün olsun demekmiş.
Az önce de kuzucuğum yatağında kendi kendine uyudu.
21 Ekim 2015 Çarşamba
DEFNE FERAH'LA 5. HAFTA
Defne Ferah'la 5. haftayı geride bıraktık. Bu gün 36. günümüz bitiyor.
Geçen salı mamaya başlamıştık. Bu bir haftada Defne Ferah kendini baya toparladı. Kilo aldı. Eli yüzü düzeldi, güzelleşti. Yanakları tombik tombik olmaya başladı. Gıdışı bile hafiften çıktı. Çöp gibi olan bacacıkları birazcık tombikleşti, rengi normalleşti. Artık rahatça uyuyabiliyor çok şükür. Doyduğu ve uykusunu aldığı için ve tabii ki biraz büyüdüğü için etrafa olan ilgisi arttı. Çevreyi inceliyor, bizimle iletişim kurmaya çalışıyor. Bir şeyler demeye çalışıyor ama henüz sesi çıkmıyor.
Artık bebişim sürekli emmek istemiyor. Normalde 18-20 saat emen çocuğum artık 10-15 dakikada doyuyor. Mama aldığı için uyuyabiliyor. Ara verebildiğimiz için ve bunun sonucu ben de artık dinlenebildiğim için sütüm de birikiyor.( ya da ben öyle sanıyorum) Kısır döngüden kurtulduk gibi. Bu kadar büyük bir sorunu aşabildildiğimize hâlâ inanamıyorum.
Ve en güzeli uykuya daldığında geçmiş haftalara göre daha çok gülümsüyor, daha mutlu görünüyor minik serçem.
Bana gelince ...
Kendimi nasıl toparlarım bilmiyorum. Sürekli vicdan azabı içerisindeyim, acı çekiyorum. Sürekli aklıma geçen bir ay boyunca Defne Ferah'ın mücadelesi, sürekli çocuğumun anlatmaya çalıştığı açlığı aklıma geliyor. O çaresiz bakışları, emerken göğsümü tutmaya çalışması, babası onu oyalamaya çalışırken çaresizlik içinde inlemesi, o bakışları, dişsiz ağzı, ağlarken titreyen dili, eme eme nihayet yorgunluktan sızıp başını arkaya attığında fark ettiğim zayıflığı ve açlıktan rengi kararmış yüzünü görüp de hayrete düşüşüm... Hiç aklımdan çıkmıyor. Bizim kızın gazı yok zannediyorduk. Çünkü memeden sonra gaz minik bir gık şeklinde çıkıyordu o da nadiren. Nasıl çıksın ki. Gaz oluşması için öncelikle karnında süt olması gerek.
Nasıl unuturum nasıl atlatırım bilmiyorum.
Şimdi ise yine mutlu değilim. Çok endişeliyim.
Bu sefer de mamayı veriyorum ama kaç cc vermeliyim, mama bize çok iyi geldi ama herhangi bir yan etkisi var mı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Defne mamadan sonra sızıp kalıyor. Öyle boş boş bakıyor, hareket edemiyor nefesini bile zor alıyor, ağzı açık kalıyor, sesini bile çıkaramıyor yavrucuğum. Hatta ağlaması gerekiyorsa sesi incecik ve titrek çıkıyor. Tüm bunlar doğal mı karar veremiyorum.
Çocuğuma zarar mı veriyorum bilmiyorum.
Mamayı azaltmak için dün süt pompası aldık. Sütümü sağıyorum en azından bir kaç öğünü kendi sütümle atlatabilirsem yine kardır.
15 Ekim
Bugün Defne'nin kalça ultrasonu çekildi. Sol kalçası hafif çıkık, çift bez kullanacağız ve 1 ay sonra yeniden ultrason çekilecek.
Ultrason çekilirken doktor kızıma "prenses misin sen?!" dedi. Gerçekten de Defne bugün prenses gibiydi çok tatlıydı. Mavi beyaz takımları çok yakışmıştı. Aynı zamanda doktor Defne için çok güçlü bir bebek olduğunu zor zapt ettiğini her tarafının oynadığını söyledi.
Dönüşte sağlık ocağımıza uğrayıp hepatit B aşısının 2. dozu yapıldı. Bacaklarını sabitledim Zehra ebemiz de iğnesini yaptı. Zehra ebemizin eli çok hafiftir biliyorum ama yine de yavrucuğum bir ağladı, benim taa yüreğimin içi sızladı.
2550 gr olmuş, büyümüş yani 4 günde 250 gr almış maşallah... Boyu da 54 cm olmuş. 48 cm doğmuştu, 1 ayda 6 cm uzamış. Bugün keyfimin çok yerinde olmasının nedeni de bu olsa gerek...
16 Ekim
Artık karnı doyduğu için Defnecik ile konuşabiliyoruz. Anlamlı bakıyor, kedi gibi incecik sesler çıkarıyor, bir şeyler demeye çalışıyor sanki.
Bu akşam mamasından sonra da gazını çıkarmaya çalışırken etrafı inceledi. Özellikle de mutfak dolapları çok ilgisini çekti.
Bugün bir de felsefe kitaplarım geldi. Aöf 2. sınıf oldum. Bakalım bebişle becerebilecek miyim? Geçen yıl her iki dönem de yüksek onur belgesi almıştım bakalım bu yıl nasıl olacak...
Geçen salı mamaya başlamıştık. Bu bir haftada Defne Ferah kendini baya toparladı. Kilo aldı. Eli yüzü düzeldi, güzelleşti. Yanakları tombik tombik olmaya başladı. Gıdışı bile hafiften çıktı. Çöp gibi olan bacacıkları birazcık tombikleşti, rengi normalleşti. Artık rahatça uyuyabiliyor çok şükür. Doyduğu ve uykusunu aldığı için ve tabii ki biraz büyüdüğü için etrafa olan ilgisi arttı. Çevreyi inceliyor, bizimle iletişim kurmaya çalışıyor. Bir şeyler demeye çalışıyor ama henüz sesi çıkmıyor.
Artık bebişim sürekli emmek istemiyor. Normalde 18-20 saat emen çocuğum artık 10-15 dakikada doyuyor. Mama aldığı için uyuyabiliyor. Ara verebildiğimiz için ve bunun sonucu ben de artık dinlenebildiğim için sütüm de birikiyor.( ya da ben öyle sanıyorum) Kısır döngüden kurtulduk gibi. Bu kadar büyük bir sorunu aşabildildiğimize hâlâ inanamıyorum.
Ve en güzeli uykuya daldığında geçmiş haftalara göre daha çok gülümsüyor, daha mutlu görünüyor minik serçem.
Bana gelince ...
Kendimi nasıl toparlarım bilmiyorum. Sürekli vicdan azabı içerisindeyim, acı çekiyorum. Sürekli aklıma geçen bir ay boyunca Defne Ferah'ın mücadelesi, sürekli çocuğumun anlatmaya çalıştığı açlığı aklıma geliyor. O çaresiz bakışları, emerken göğsümü tutmaya çalışması, babası onu oyalamaya çalışırken çaresizlik içinde inlemesi, o bakışları, dişsiz ağzı, ağlarken titreyen dili, eme eme nihayet yorgunluktan sızıp başını arkaya attığında fark ettiğim zayıflığı ve açlıktan rengi kararmış yüzünü görüp de hayrete düşüşüm... Hiç aklımdan çıkmıyor. Bizim kızın gazı yok zannediyorduk. Çünkü memeden sonra gaz minik bir gık şeklinde çıkıyordu o da nadiren. Nasıl çıksın ki. Gaz oluşması için öncelikle karnında süt olması gerek.
Nasıl unuturum nasıl atlatırım bilmiyorum.
Şimdi ise yine mutlu değilim. Çok endişeliyim.
Bu sefer de mamayı veriyorum ama kaç cc vermeliyim, mama bize çok iyi geldi ama herhangi bir yan etkisi var mı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Defne mamadan sonra sızıp kalıyor. Öyle boş boş bakıyor, hareket edemiyor nefesini bile zor alıyor, ağzı açık kalıyor, sesini bile çıkaramıyor yavrucuğum. Hatta ağlaması gerekiyorsa sesi incecik ve titrek çıkıyor. Tüm bunlar doğal mı karar veremiyorum.
Çocuğuma zarar mı veriyorum bilmiyorum.
Mamayı azaltmak için dün süt pompası aldık. Sütümü sağıyorum en azından bir kaç öğünü kendi sütümle atlatabilirsem yine kardır.
15 Ekim
Bugün Defne'nin kalça ultrasonu çekildi. Sol kalçası hafif çıkık, çift bez kullanacağız ve 1 ay sonra yeniden ultrason çekilecek.
Ultrason çekilirken doktor kızıma "prenses misin sen?!" dedi. Gerçekten de Defne bugün prenses gibiydi çok tatlıydı. Mavi beyaz takımları çok yakışmıştı. Aynı zamanda doktor Defne için çok güçlü bir bebek olduğunu zor zapt ettiğini her tarafının oynadığını söyledi.
Dönüşte sağlık ocağımıza uğrayıp hepatit B aşısının 2. dozu yapıldı. Bacaklarını sabitledim Zehra ebemiz de iğnesini yaptı. Zehra ebemizin eli çok hafiftir biliyorum ama yine de yavrucuğum bir ağladı, benim taa yüreğimin içi sızladı.
2550 gr olmuş, büyümüş yani 4 günde 250 gr almış maşallah... Boyu da 54 cm olmuş. 48 cm doğmuştu, 1 ayda 6 cm uzamış. Bugün keyfimin çok yerinde olmasının nedeni de bu olsa gerek...
16 Ekim
Artık karnı doyduğu için Defnecik ile konuşabiliyoruz. Anlamlı bakıyor, kedi gibi incecik sesler çıkarıyor, bir şeyler demeye çalışıyor sanki.
Bu akşam mamasından sonra da gazını çıkarmaya çalışırken etrafı inceledi. Özellikle de mutfak dolapları çok ilgisini çekti.
Bugün bir de felsefe kitaplarım geldi. Aöf 2. sınıf oldum. Bakalım bebişle becerebilecek miyim? Geçen yıl her iki dönem de yüksek onur belgesi almıştım bakalım bu yıl nasıl olacak...
14 Ekim 2015 Çarşamba
PES ETTİM... DEFNE FERAH'LA 4. HAFTA
Bugün Defne Ferah 29. gününde. Böylece 4 haftayı geride bıraktık.
Bu gece de her zaman ki gibi zor geçti. Defne sürekli emmek istedi. Arada 10-15 dakika uyudu, uyandı. Benim için uykusuz rutin gecelerden biriydi işte. Sabah olduğunda Defne Ferah gözüme çok küçük göründü. Doğduğundan beri sanki hiç büyümedi yavrucuğum. Sanki değil büyümedi gerçekten. Topu topu bir ayda 220 gr aldı.
Bu sabah da onu iyice küçülmüş görünce artık pes ettim.
6 ay sadece anne sütü vermeye kararlı idim. Bu sabah vazgeçtim. Sabah su almak için evden çıkan eşime mama da al dedim. Aslında hiç istemiyordum mama vermeyi ama artık Defne'nin sürekli aç olduğunu doymadığını hatta uyuyakaldığında uyuduğunu değil de açlıktan bayılmış olma ihtimalini düşünmeye başlamıştım.
Eşim de eve Aptamil mama ve gaz yapmayan yeni doğanlar için yapılmış Mr Brown biberonla geldi.
Önce minik kuşumu güzelce yıkadık sonra bir güzel emzirdim. Her iki göğsümü de verdim, rahatladı, uyuyakaldı. Artık baya uyur dedik. ( Her banyodan sonra öyle diyordum ama aslında nadiren uzun süre uyuyordu) Denemek amaçlı 30 cc mama hazırladık. Ben mamayı almayacağına emindim. Çünkü gayet güzel emmişti. Gitti bir ölçek mama, ziyan oldu diyordum.
Ama benim minik serçem mamayı cork cork nefessiz içti neredeyse. O minicik elleri ile biberonu tutmaya çalıştı. Sanki sakın çekmeyin der gibiydi. Sonra bir rahatladı ki sormayın. Hiç aranmadan huzurla uyuyakaldı.
Yavru kuşumun doymasının şerefine keyifli güzel ve özel bir akşam yemeği yedik ailecek. Hepimiz nihayet Defne doyduğu için çok mutluyduk. Huzurla uyuduğunu bildiğimizden hepimiz gülümsüyorduk.
Sonra akşam üstü 30 cc ve yatmadan önce yaklaşık 50 cc mama içti. Ve neredeyse 6 saat uyudu. Hala da uyanacağı yoktu ama çok uyumanın bebekler için iyi olmadığını bildiğimden biraz çaba harcayarak uyandırdım, emzirdim.
*************
Bugün Defne'nin 30. günü. Belirgin bir şekilde bir sakinleşme var bebeğimde.
Vicdan azabı çekiyorum. Meğerse yavru kuşum 1 aydır açmış. Doğduğundan beri ağlaya ağlaya bütün çabasıyla doymaya çalıştı, neredeyse 18 saat çenesi yorulana, gücü bitene, yorgunluktan sızana dek emdi. Uyuyakaldığı zaman 10 dakika çeneyi dinlendirdi ve yine emmek istedi.
Ah yavruşum... Emzirmemek için oyalamaya çalıştığım, teselli etmeye çalıştığım zamanları hatırlıyorum. Emzik vermeye çalıştığım zamanlar... Emerken o minicik elleri ile göğsümü tutmaya çalışıyordu, var gücü ile emiyordu yavrucağım. Açlıktan ağladığı zaman o bakışları o dişsiz ağzı titreyen minicik dili sımsıkı kapattığı elleri çaresizliği aklıma geliyor sürekli ağlamak istiyorum.
*********
Aşağıda bu hafta aldığım notlar
Defne Ferah'la 4. hafta ...
6 Ekim:
Bugün kızımın gözlerinden yaş geldi ilk kez. Altının değiştirilmesi gerekiyordu. Önce sakin olması için emdirdim. Sonra her zamanki gibi uyuyakaldı. Bir yandan uyurken bir yandan altını değiştireyim dedim. Uyandı ve çok ağladı. Sakinleşmesi için konuştum fayda etmedi. Sonra yüzümü yaklaştırdım kokumu duyup ağlamayı bırakır diye. Minik kuşum yüzümü emmeye kalktı. Canım benim o zaman ne kadar savunmasız ne kadar küçük olduğunu anladım. O sırada gözlerinde yaş oluşmuş. İç çeke çeke emdi sonra kuzucum.
Uyku ve emme sorunumuz hala bitmedi. Sürekli emiyor kuzucuk.
7 Ekim:
Bugün çok mutluyum.
* Birincisi artık bir yandan emzirirken bir yandan uyumayı öğrendim.
Böylece gündüzleri daha dinç hissediyorum kendimi. Böylece sinirlerim de daha sağlam.
Defnecik hep memede. Bir gün değil iki gün değil her gece böyle ve gidişat gösteriyor ki uzun bir müddet de böyle devam edecek. Bir yastık alıyorum dizlerime, Defneyi de yastığa yatırıyorum. Kendim de oturduğum yerden kestiriyorum. Bazen sırtıma başıma yastık desteği yapıyorum dayanıp uyuyorum, bazen kollarıma yastık desteği yapıp kolumun üzerinde uyuyorum, bazen de Defneye doğru eğilip iki büklüm uyuyorum. Uzun süre uykusuz kalınca pozisyon o kadar da önemli değilmiş. Her şekilde uyuyabiliniyormuş. Şimdiye kadar pijamalı nevresimli mis gibi kokan yatağımda uyudum, tv karşısında sızdığımı hiç bilmem. Hep vaktinde yatıp vaktinde kalktım. Ve çoğu zaman deliksiz rahat uyku uyudum. Napalım 40 yaşından sonra da böyle olsun.
* Bugün Defne Ferah gündüz uzun uyudu yaklaşık 3- 4 saat. Fırsattan istifade evi toparladım.
* Önce banyoyu temizledim. Günlerdir banyoyu işgal eden geniz yakan idrar kokusu gitti. (Durumdan herkes haberdarmış meğer ama müdahale lohusa halimle benden bekleniyormuş!)
* Etrafta ne var ne yok topladım, dağınıklığı giderdim.
* Mutfak tezgahını, lavabosunu çamaşır suyuyla ovdum.
* Buzdolabını kabaca elden geçirdim.
* Mutfak dolaplarını kontrol ettim her şeyi yerli yerine koydum düzenledim.
* Tezgah altı mutfak dolaplarını sildim.
* Balkonu temizledim, sildim.
* Masa sehpalar çay lekesi olmuştu, çamaşır suyuyla sildim.
* Bu sırada 1. posta çamaşırlar yıkandı, astım. 2. postayı attım.
* Tüm camları açtım. (Defnenin yattığı oda hariç tabi) Ev havalandı mis gibi oldu.
* Yatak odasının topladım, tozunu aldım.
Evi süpürüp silemedim. Ama Defne uyanıncaya kadar bu kadar yaptığım iş evi baya ferahlattı tabii beni de çok ferahlattı. Enerjimi artırdı.
Şimdi gece 01:30 Defnecik emiyor her zamanki gibi 10 dakika kadar uyuyup yeniden emmek istiyor. O uyurken arada ise gündüz attığım 3. posta çamaşırları asıyorum.
Bu arada eşim annem babam çok yardımcı oluyorlar. Allah hepsinden razı olsun.
9 Ekim:
Artık her emzirmeden sonra mutlaka gaz çıkarıyorum. En azından uğraşıyorum. Her seferinde çıkmıyor ama anladım ki sürekli emmek istemesinin altında gaz var.
Bugün gaz yüzünden kıvrandı kıvrandı yavruşum. Bir türlü çıkmadı gaz... Sabah rezene kimyon anason dereotu karışımından çay yaptım. Ben zaten her gün 2-3 fincan içiyorum ama bu sabah Defneciğe 4 çay kaşığı içirdik.
10 Ekim:
Defnecik daha anlamlı bakıyor artık.
Ama hala memeyi vermek istediğimde hep zıt yöne dönüyor ağzını sonuna kadar açıyor bir türlü memenin olduğu tarafa döndüremiyoruz kafayı sonra da basıyor çığlığı. Her seferinde gülüyoruz.
Bu gece de her zaman ki gibi zor geçti. Defne sürekli emmek istedi. Arada 10-15 dakika uyudu, uyandı. Benim için uykusuz rutin gecelerden biriydi işte. Sabah olduğunda Defne Ferah gözüme çok küçük göründü. Doğduğundan beri sanki hiç büyümedi yavrucuğum. Sanki değil büyümedi gerçekten. Topu topu bir ayda 220 gr aldı.
Bu sabah da onu iyice küçülmüş görünce artık pes ettim.
6 ay sadece anne sütü vermeye kararlı idim. Bu sabah vazgeçtim. Sabah su almak için evden çıkan eşime mama da al dedim. Aslında hiç istemiyordum mama vermeyi ama artık Defne'nin sürekli aç olduğunu doymadığını hatta uyuyakaldığında uyuduğunu değil de açlıktan bayılmış olma ihtimalini düşünmeye başlamıştım.
Eşim de eve Aptamil mama ve gaz yapmayan yeni doğanlar için yapılmış Mr Brown biberonla geldi.
Önce minik kuşumu güzelce yıkadık sonra bir güzel emzirdim. Her iki göğsümü de verdim, rahatladı, uyuyakaldı. Artık baya uyur dedik. ( Her banyodan sonra öyle diyordum ama aslında nadiren uzun süre uyuyordu) Denemek amaçlı 30 cc mama hazırladık. Ben mamayı almayacağına emindim. Çünkü gayet güzel emmişti. Gitti bir ölçek mama, ziyan oldu diyordum.
Ama benim minik serçem mamayı cork cork nefessiz içti neredeyse. O minicik elleri ile biberonu tutmaya çalıştı. Sanki sakın çekmeyin der gibiydi. Sonra bir rahatladı ki sormayın. Hiç aranmadan huzurla uyuyakaldı.
Yavru kuşumun doymasının şerefine keyifli güzel ve özel bir akşam yemeği yedik ailecek. Hepimiz nihayet Defne doyduğu için çok mutluyduk. Huzurla uyuduğunu bildiğimizden hepimiz gülümsüyorduk.
Sonra akşam üstü 30 cc ve yatmadan önce yaklaşık 50 cc mama içti. Ve neredeyse 6 saat uyudu. Hala da uyanacağı yoktu ama çok uyumanın bebekler için iyi olmadığını bildiğimden biraz çaba harcayarak uyandırdım, emzirdim.
*************
Bugün Defne'nin 30. günü. Belirgin bir şekilde bir sakinleşme var bebeğimde.
Vicdan azabı çekiyorum. Meğerse yavru kuşum 1 aydır açmış. Doğduğundan beri ağlaya ağlaya bütün çabasıyla doymaya çalıştı, neredeyse 18 saat çenesi yorulana, gücü bitene, yorgunluktan sızana dek emdi. Uyuyakaldığı zaman 10 dakika çeneyi dinlendirdi ve yine emmek istedi.
Ah yavruşum... Emzirmemek için oyalamaya çalıştığım, teselli etmeye çalıştığım zamanları hatırlıyorum. Emzik vermeye çalıştığım zamanlar... Emerken o minicik elleri ile göğsümü tutmaya çalışıyordu, var gücü ile emiyordu yavrucağım. Açlıktan ağladığı zaman o bakışları o dişsiz ağzı titreyen minicik dili sımsıkı kapattığı elleri çaresizliği aklıma geliyor sürekli ağlamak istiyorum.
*********
Aşağıda bu hafta aldığım notlar
Defne Ferah'la 4. hafta ...
6 Ekim:
Bugün kızımın gözlerinden yaş geldi ilk kez. Altının değiştirilmesi gerekiyordu. Önce sakin olması için emdirdim. Sonra her zamanki gibi uyuyakaldı. Bir yandan uyurken bir yandan altını değiştireyim dedim. Uyandı ve çok ağladı. Sakinleşmesi için konuştum fayda etmedi. Sonra yüzümü yaklaştırdım kokumu duyup ağlamayı bırakır diye. Minik kuşum yüzümü emmeye kalktı. Canım benim o zaman ne kadar savunmasız ne kadar küçük olduğunu anladım. O sırada gözlerinde yaş oluşmuş. İç çeke çeke emdi sonra kuzucum.
Uyku ve emme sorunumuz hala bitmedi. Sürekli emiyor kuzucuk.
7 Ekim:
Bugün çok mutluyum.
* Birincisi artık bir yandan emzirirken bir yandan uyumayı öğrendim.
Böylece gündüzleri daha dinç hissediyorum kendimi. Böylece sinirlerim de daha sağlam.
Defnecik hep memede. Bir gün değil iki gün değil her gece böyle ve gidişat gösteriyor ki uzun bir müddet de böyle devam edecek. Bir yastık alıyorum dizlerime, Defneyi de yastığa yatırıyorum. Kendim de oturduğum yerden kestiriyorum. Bazen sırtıma başıma yastık desteği yapıyorum dayanıp uyuyorum, bazen kollarıma yastık desteği yapıp kolumun üzerinde uyuyorum, bazen de Defneye doğru eğilip iki büklüm uyuyorum. Uzun süre uykusuz kalınca pozisyon o kadar da önemli değilmiş. Her şekilde uyuyabiliniyormuş. Şimdiye kadar pijamalı nevresimli mis gibi kokan yatağımda uyudum, tv karşısında sızdığımı hiç bilmem. Hep vaktinde yatıp vaktinde kalktım. Ve çoğu zaman deliksiz rahat uyku uyudum. Napalım 40 yaşından sonra da böyle olsun.
* Bugün Defne Ferah gündüz uzun uyudu yaklaşık 3- 4 saat. Fırsattan istifade evi toparladım.
* Önce banyoyu temizledim. Günlerdir banyoyu işgal eden geniz yakan idrar kokusu gitti. (Durumdan herkes haberdarmış meğer ama müdahale lohusa halimle benden bekleniyormuş!)
* Etrafta ne var ne yok topladım, dağınıklığı giderdim.
* Mutfak tezgahını, lavabosunu çamaşır suyuyla ovdum.
* Buzdolabını kabaca elden geçirdim.
* Mutfak dolaplarını kontrol ettim her şeyi yerli yerine koydum düzenledim.
* Tezgah altı mutfak dolaplarını sildim.
* Balkonu temizledim, sildim.
* Masa sehpalar çay lekesi olmuştu, çamaşır suyuyla sildim.
* Bu sırada 1. posta çamaşırlar yıkandı, astım. 2. postayı attım.
* Tüm camları açtım. (Defnenin yattığı oda hariç tabi) Ev havalandı mis gibi oldu.
* Yatak odasının topladım, tozunu aldım.
Evi süpürüp silemedim. Ama Defne uyanıncaya kadar bu kadar yaptığım iş evi baya ferahlattı tabii beni de çok ferahlattı. Enerjimi artırdı.
Şimdi gece 01:30 Defnecik emiyor her zamanki gibi 10 dakika kadar uyuyup yeniden emmek istiyor. O uyurken arada ise gündüz attığım 3. posta çamaşırları asıyorum.
Bu arada eşim annem babam çok yardımcı oluyorlar. Allah hepsinden razı olsun.
9 Ekim:
Artık her emzirmeden sonra mutlaka gaz çıkarıyorum. En azından uğraşıyorum. Her seferinde çıkmıyor ama anladım ki sürekli emmek istemesinin altında gaz var.
Bugün gaz yüzünden kıvrandı kıvrandı yavruşum. Bir türlü çıkmadı gaz... Sabah rezene kimyon anason dereotu karışımından çay yaptım. Ben zaten her gün 2-3 fincan içiyorum ama bu sabah Defneciğe 4 çay kaşığı içirdik.
10 Ekim:
Defnecik daha anlamlı bakıyor artık.
Ama hala memeyi vermek istediğimde hep zıt yöne dönüyor ağzını sonuna kadar açıyor bir türlü memenin olduğu tarafa döndüremiyoruz kafayı sonra da basıyor çığlığı. Her seferinde gülüyoruz.
12 Ekim 2015 Pazartesi
BU BEBEK AÇ!?
Bu bebek aç... Bebeğini sadece anne sütü ile beslemek isteyen bir lohusanın en son duymak istediği ama en çok duyduğu cümledir herhalde.
Konu komşunun, akrabanın pervasızca dile getirdigi "sütün mü yok" ya da " sütün mü yetmiyor" diğer sinir bozucu cümleler arasında top 10 da bulunur.
Bu cümleleri defalarca farklı kişilerden duyunca bir müddet sonra sanki çocuğuna eziyet eden anne konumuna geliyorsunuz. Sanki bebek büyümek istiyor ama ben sırf inat olsun diye mama vermiyorum çocuk da aç kalıyor büyüyemiyor, küçük kalıyor.
Defne Ferah doğduğu günden beri sürekli emiyor. Emerken sanırım yoruluyor ve uykuya dalıyor 5 dakika sonra yine uyanıyor ve yine emmek istiyor. Günde belki 18 saat emiyordur. Bu işte ters olan bir şeyler var ben de biliyorum ama hiçbir şey yapamıyorum -şimdilik- Dolayısıyla etrafımda herkesin fikri çocuğun aç ve benim sütümün yetersiz olduğu dolayısıyla çocuğa mama verilmesi yönünde.
Bugün sabah çocuğu tartıp da kilosunun çok düşük olduğunu görünce 6 ay sadece anne sütü diye diye mamaya karşı kuşandığım tüm zırhlar bir anda düştü, tüm gücümü bir saniyede yitirdim, zaten yıpranmış olan sinirlerim bir anda boşaldı, çaresizlikten ağlamaya başladım.
Defne Ferah 3080 gr doğdu. Bugün 27. günü 3290 gr yani doğduğundan bu yana sadece 210 gr almış.
Tüm uykusuz gecelerimin, gözlerimin altında oluşan mor halkaların ve haşat olmuş göğüs uçlarımın, eğilip saatlerce emzirmekten kopan belimin karşılığı bu mu olmalıydı. Kızım sadece 120 gr almış ama her fırsatta süt olsun diye kayısı kompostosu (hiç sevmem), lohusa şerbetleri, rezene çayları, çorbalar, yemekler, bisküviler bana tam tamına 3 kilo olarak geri dönmüş. Yediğim içtiğim şeyler çocuğa değil bana yaramış yani.
Bugün artık annem de mama verelim demeye başladı . Bu çocuk küçük büyümedi, eziyet etmeyelim çocuğa, herkes mama veriyor çocuğuna gibi cümleler ara ara evde yankılandı.
Biz de doktora gittik. Doktor dönüşü mama almaya kararlıydım. Doktor ise mama vermememi emzirmeye devam etmemi 2 hafta daha kontrol etmem gerektiğini söyledi.
İçim rahat mi hayır hâlâ hiç değil. Daha doğduğu gün mama verelim ben bütün çocuklarıma torunlarıma verdim diyen kayınvalidem baştan beri haklı mı çıkacak göreceğiz.( Kayınvalidemi seviyorum fikirlerine değer veriyorum yanlış anlaşılmasın)
Bir hafta sonra yeniden bakacağım. Kilo almazsa mama vereceğim bebişime. Yavrucuğuma başından beri eziyet mi etmişim göreceğiz.
İçim rahat mi hayır hâlâ hiç değil. Daha doğduğu gün mama verelim ben bütün çocuklarıma torunlarıma verdim diyen kayınvalidem baştan beri haklı mı çıkacak göreceğiz.( Kayınvalidemi seviyorum fikirlerine değer veriyorum yanlış anlaşılmasın)
Bir hafta sonra yeniden bakacağım. Kilo almazsa mama vereceğim bebişime. Yavrucuğuma başından beri eziyet mi etmişim göreceğiz.
6 Ekim 2015 Salı
DEFNE FERAH'LA 3. HAFTA
3. Haftayı da bitirdik Defne Ferah Hanımla.
Çok çok zor bir haftaydı. Moral olarak çöktüm. Uykusuzluk iyice bastırıyor artık. Tüm gün gece gündüz öğle akşam Defne Ferah'ı emziriyorum. Emzik almıyor. Sürekli emmek istiyor. Emerken uyuyakalıyor, 10 dak kucağımda uyuyor sonra uyanıyor yeniden emmek istiyor. Gazını çıkaramıyorum. Hem gazı bir türlü çıkmıyor hem de gazını çıkarmaya çalışırken sanki 10 saattir açmış gibi yıkıyor ortalığı. Hep gazlı bebişim. Gezdiriyorum sallıyorum nafile.. Kundak iyi gelirmiş yaptım bizimki daha çok ağladı. Acaba kolik mi diye fön makinası sesi dinlettim. Sonuç hüsran...
Bugünler de geçecekmiş. 21 gündür kendime eve hiç bakamadım. Yatağın kenarında oturmuş bebek emziriyorum 21 gündür tek yaptığım şey bu... Uykusuzum, göğüs uçlarım acıyor, belim ağrıyor, artık rezene çayı içmek istemiyorum, evimi temizlemek istiyorum vee sinirlerim çok bozuk.
29 Eylül:
Dün ve bugün Defne Ferah emmek istemeden ağlamadan sakin bir 40-45 dak durdu. O arada evi gezdik, konuştuk. Bakışları değişti. Bugün ilk kez bana anlamlı baktı. Resmen inceledi beni... Babası ile de geceleyin oynadılar. Ayrıca uzun uyuyabildi. Uzun dediğim 2 saat ve üstü... Rahatladı galiba.
1 Ekim:
Bu gece ilk kez 4,5 saat uyudu. Tabii ben de... Uzun zamandır ilk kez ben de böyle uzun gece uykusu uyuyabildiğim için bugün çok dinçtim.
Bugün ilk kez göğsümde uyuyakaldı. Miniminicik bir tırtıl koynumda...
2 Ekim:
Bu gece zor bir gece oldu. 01:00 sularında uyandı Defnecik bir daha da tam anlamı ile uyuyamadı. Daha doğrusu her emmeden sonra uyuyakaldı ama bir türlü derin uykuya geçemedi. Çok gaz sancısı vardı bu akşam 5-6 kez gaz çıkardık ama yetmedi. Artık sabaha karşı gazdan ağlıyordu. Gaz yapıcı bir şey de yememiştim üstelik.
Nihayet 6:30 da hem alttan hem üstten çıkardı gazını da rahatlayakaldı yavruşum. Ama yine derin uykuya dalamadı. Ta ki saat 09: 00 civarına kadar. Şimdi rahat ve huzurlu uyuyor . Böylece ben de geceyi uykusuz geçirdim. Uyumam gerek ama Defne Ferah kucağımda.
5 Ekim:
Bugün 3. Haftamız da bitiyor. Nasıl geçti zaman hiç anlamadım. Yarın kilo kontrolü yapacağız. Sonuçlara göre mama takviyesiye başlayacağım. İnş gerek kalmaz. Sürekli emmek istediği için genel kanaat bebişin doymadığı bu yüzden de mamaya başlamam gerektiği. Sadece anne sütü vermek istiyorum ama büyümediyse de mecburen vereceğim.
Çok çok zor bir haftaydı. Moral olarak çöktüm. Uykusuzluk iyice bastırıyor artık. Tüm gün gece gündüz öğle akşam Defne Ferah'ı emziriyorum. Emzik almıyor. Sürekli emmek istiyor. Emerken uyuyakalıyor, 10 dak kucağımda uyuyor sonra uyanıyor yeniden emmek istiyor. Gazını çıkaramıyorum. Hem gazı bir türlü çıkmıyor hem de gazını çıkarmaya çalışırken sanki 10 saattir açmış gibi yıkıyor ortalığı. Hep gazlı bebişim. Gezdiriyorum sallıyorum nafile.. Kundak iyi gelirmiş yaptım bizimki daha çok ağladı. Acaba kolik mi diye fön makinası sesi dinlettim. Sonuç hüsran...
Bugünler de geçecekmiş. 21 gündür kendime eve hiç bakamadım. Yatağın kenarında oturmuş bebek emziriyorum 21 gündür tek yaptığım şey bu... Uykusuzum, göğüs uçlarım acıyor, belim ağrıyor, artık rezene çayı içmek istemiyorum, evimi temizlemek istiyorum vee sinirlerim çok bozuk.
29 Eylül:
Dün ve bugün Defne Ferah emmek istemeden ağlamadan sakin bir 40-45 dak durdu. O arada evi gezdik, konuştuk. Bakışları değişti. Bugün ilk kez bana anlamlı baktı. Resmen inceledi beni... Babası ile de geceleyin oynadılar. Ayrıca uzun uyuyabildi. Uzun dediğim 2 saat ve üstü... Rahatladı galiba.
1 Ekim:
Bu gece ilk kez 4,5 saat uyudu. Tabii ben de... Uzun zamandır ilk kez ben de böyle uzun gece uykusu uyuyabildiğim için bugün çok dinçtim.
Bugün ilk kez göğsümde uyuyakaldı. Miniminicik bir tırtıl koynumda...
2 Ekim:
Bu gece zor bir gece oldu. 01:00 sularında uyandı Defnecik bir daha da tam anlamı ile uyuyamadı. Daha doğrusu her emmeden sonra uyuyakaldı ama bir türlü derin uykuya geçemedi. Çok gaz sancısı vardı bu akşam 5-6 kez gaz çıkardık ama yetmedi. Artık sabaha karşı gazdan ağlıyordu. Gaz yapıcı bir şey de yememiştim üstelik.
Nihayet 6:30 da hem alttan hem üstten çıkardı gazını da rahatlayakaldı yavruşum. Ama yine derin uykuya dalamadı. Ta ki saat 09: 00 civarına kadar. Şimdi rahat ve huzurlu uyuyor . Böylece ben de geceyi uykusuz geçirdim. Uyumam gerek ama Defne Ferah kucağımda.
5 Ekim:
Bugün 3. Haftamız da bitiyor. Nasıl geçti zaman hiç anlamadım. Yarın kilo kontrolü yapacağız. Sonuçlara göre mama takviyesiye başlayacağım. İnş gerek kalmaz. Sürekli emmek istediği için genel kanaat bebişin doymadığı bu yüzden de mamaya başlamam gerektiği. Sadece anne sütü vermek istiyorum ama büyümediyse de mecburen vereceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)