Bugün Emin Saraç Kültür Merkezinde seminerimiz vardı.
Sosyolog Nurdoğan Arkış çok güzel bir sunum yaptı.
Kemalle birlikte dönüşümlü Defne ile ilgilendik. Defne bugün hiçbir şey yememesine rağmen bir saniye bile durmadı. Hopladı zıpladı merdivenleri indi çıktı. Dön dön başım döndü yorgunluktan düşüp bayılacaktım nerdeyse ama bizim kızda hiçbir yorgunluk emaresi yoktu.
Seminer bitince babaannesine uğradık. Dün iftarda burdaydık. Defnenin unuttuğumuz ayakkabıları alıcaktık. Yolda evde yemek yok babaannesinin dünden artan yemeklerden yedireyim diye aklıma geldi
Defneciğim maşallah babaannesinin tavuklu pilavından bol bol yedi. Yemek yiyince de mışıl mışıl uyudu.
Şimdi yemyeşil ağaçlara bakarak hiç duymadığım değişik kuş sesleri ve parkta oynayan çocukların cıvıltıları eşliğinde Defne huzur içinde uyurken ben de bu postu yazıyorum. Başakşehir 1. Etap gerçekten de çok huzurlu bir yer. Birazdan da bir yürüyüşe çıkıp ıhlamur ağaçlarını görmeye gidecegim.
Şimdi yemyeşil ağaçlara bakarak hiç duymadığım değişik kuş sesleri ve parkta oynayan çocukların cıvıltıları eşliğinde Defne huzur içinde uyurken ben de bu postu yazıyorum. Başakşehir 1. Etap gerçekten de çok huzurlu bir yer. Birazdan da bir yürüyüşe çıkıp ıhlamur ağaçlarını görmeye gidecegim.
İşte böyle... Bugün seminere gittiğimde etrafta bu çalılıktan vardı. Çok sık gördüğüm bir çalı. Bugünlerde hep çiçek araştırıyorum ya bunun da adını öğrendim.
Bu çalının ismi altuni taflanmış. (Euonymus japonica aurea)
Bol çiçekli bol yeşillikli günler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder