Kardeşlerim sağ olsun güzel bir tatil organizasyonu yapmışlar. Sayelerinde bol bol gezdim.
İşte bu tatilde en çok akılda kalanlar...
1. KOZAK YAYLALARI, BAKIRÇAY ve PİNEA CAFE DE KAHVALTI
Sabah erkenden uyandık, yola çıktık. Hava çok güzeldi. Güneşli, üşütmeyen bir kış havası... Fıstık çamlarının arasından şırıl şırıl Bakırçay akıyordu. Manzaralar çok güzeldi.
Kozak ormanı gerçekten de çok güzelmiş. Ömrümde böyle bakımlı bir orman görmedim. Tüm ağaçlar budanmış, her yerde çim var ve yerlerde herhangi bir poşet, plastik, çöp ya da en azından yangına neden olabilecek bir dal parçası bile yok. Aşağıdaki görsellere bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Bu bakımlılığın sebebini ise kardeşim açıkladı. Meğerse fıstık çamı ekonomik değeri çok yüksek bir ağaçmış. Bu yayladaki fıstık çamlarının fıstıklarını köylüler topluyor ve bundan oldukça yüksek bir gelir elde ediyorlarmış. Kozak köylüleri gözü gibi bakıyormuş bu ağaçlara. Vatandaşın biri mangal yakmaya kalksa bizzat köylüler engel oluyormuş.
TEK KELİME İLE MUHTEŞEM
BU GÜZELLİĞİ HERKES GÖRMELİ..
Bu manzaralar eşliğinde Pinea Cafe'ye geldik. Pinea fıstık demek. Fıstık çamlarının arasında çok şirin bir mekan. Burada kahvaltı yaptık. Ambiyans ne kadar güzelse kahvaltılık yiyecekler de bir o kadar lezzetliydi. Kozak yaylasından geçerseniz kahvaltınızı mutlaka burada yapın derim. Fiyatlar ise inanılmaz uygun. Pinea Cafe de kahvaltı kişi başı 13 TL. Kahvaltının üstüne buranın meşhur fıstık tatlısından yedik. Fıstık tatlısını beğenmedim. Daha doğrusu fıstık tadını alamadım ama kardeşlerim çok beğendiler.
Pinea Cafe de fıstık tatlısı 5 TL
2. GÖLCÜK ÖDEMİŞ
Açık ve güzel bir günde gittik Gölcük'e. Biraz yüksekte kalıyor herhalde o yüzden oldukça soğuktu. Kimsecikler yoktu etrafta. Terk edilmiş evler, bomboş banklar. Tenha, huzurlu, sessiz... Çok ama çok güzeldi Gölcük.
Buraya sıcak bir havada yine gelmeli.
3. BİRGİ ÖDEMİŞ
Birgi köyünü duymamıştım. Ne güzel yerler var canım vatanımda. Köyün girişinde caminin yanında arabalarımız park ettik. İlk olarak dikkatimizi çeken çamlardan gelen güzel kuş sesleri ve derenin şırıltısı idi. Bir müddet bir müzik dinler gibi dinledik bu sesleri. Sonra dereyi görmek için köprüye koştuk.
Çok hoş, otantik, huzurlu bir köy. Biz gittiğimize hava karardığı için fazla gezemedik, fotoğraflar da haliyle güzel çıkmadı ama yazın ne yapıp ne edip tekrar görmeye geleceğimize söz verip ayrıldık buradan.
4. DENİZKÖY DİKİLİ
Hayatımda birkaç kez oldu. Bir yer görürsünüz ve içinizden son hızla koşmak gelir. İşte Denizköy'ü görünce böyle kış günü, kimsecikler yokken, ıpıssız, terk edilmiş, içimde son hızla gücüm yettiğince koşma hissi uyandı, koştum da ...
Sanki cennetten bir köşe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder