Defne Ferah'la ilgili yazı yazmayalı baya olmuş. En son işe başlarken yazmışım. Sonrasında ara ara notlar almışım. En son blogda Defne Ferah'la ilgili yazdıklarımı okudum hayret ettim. Gerçekten de bebekler çok hızlı büyüyorlar. Her gün yeni bir şeyler öğreniyorlar.
23. Hafta
Defne Ferah 7000 g (400 g zayıflamış)
Ben 88,8 (400 g almışım)
24. Hafta
Defne Ferah 7400 g ( verdiği 400 gramı geri almış.)
Ben 89,9 (1100 g almışım)
24. Hafta
Ayak başparmağını emmeye başladı.
Masada objeleri tutup tadına bakıp yere atmayı seviyor. Tutma ve bırakma hareketi çalışıyor.
Bazen şarkı mırıldanıyor.
Şimdiye dek her hafta el tırnaklarını kesiyorduk. Artık ayak tırnakları da uzamış. Ayak tırnaklarını kesmeye başladım.
Artık sürekli kollarım uyuşuyor. Her yerim hamlaştı, ağrıyor. Yere düşen tebeşiri almak bir işkence benim için ya da ayağıma bir patik geçirmek.
05 Nisan 2016
Defne Ferah bugün ilk kez kendi kendine döndü.
Mutfakta Defne'nin çorbasını yapacaktım. Yere bir battaniye serdim. Bir kaç oyuncak koydum. Defne'yi de yüzüstü bıraktım. Defne ilk kez çok ağlamadı. Oyuncaklarına ilgi gösterdi. Halısında yer değiştirdi durdu.
Ve ilk kez döndü.
Ayrıca bu hafta ilk kez devrilmeden oturmayı başardı.
16 Nisan 2016
Defne Ferah bugün ilk kez alışveriş sepetine oturdu.
20 Nisan 2016
Defne Ferah artık gayet rahat oturabiliyor. Mama sandalyesine koyunca oyun oynuyor. Yere konulunca ise ağlıyor. Emekleme henüz yok. Ara ara dönüyor. Yattığı yerden yönünü değiştirebiliyor.
Bu aralar her şeyi merak ediyor. Her şeyi eline almak tadına bakmak istiyor. Özelikle de yiyecekleri. Boğazına kaçar diye ölüp ölüp dirilsem de yavaş yavaş tattırıyorum. Bugün salatalık dilimini sımsıkı kavrayışı vardı. Salatalığın en zayıf ve sulu kısmı yani ortasını keşfedip cork cork emerken öldüm gülmekten.
Dün de haşlanmış yumurtayı merak etti. Eline verince bütün yumurtayı ağzına sokmaya kalktı da çok korktum.
Artık iletişimimiz çok daha iyi. Bazen beraber gülüyoruz. İletişim demişken bizim kız çok sosyal. Özellikle de küçük çocuklar, bebekler görünce çok mutlu oluyor. Konuşuyor bir şeyler diyor. Küçük biri görünce elleri kolları oynamaya başlıyor.
23 Nisan 2016
Bugün sabah bir sesle yataktan sıçradım. Defne yataktan düştü. Böyle bir ihtimali düşünüp yatağın yanına yastık diziyordum ne zamandır. Bizim yatağın da baya alçak olması ve yastıkların etkisi ile yavrum hiç bir şey anlamadı, ağlamadı. Sadece çok şaşırdı, çok şükür.
Defne Ferah 8400 g
Ben 91 kg
Defne Ferah bu ay artık çok daha iyi iletişim kurabiliyor.
Kucağa alalım diye kollarını açıyor.
Okuldan dönerken balkondan beni görebiliyor ve heyecanlanıyor. Sevincini elini ayağını oynayarak belki ediyor.
Gündüzleri artık 2-3 defa uyuyor. Bazen uzun uyuyabiliyor. Uzun dediğim 2 saat... Eskiden hiç uyumazdı.
Geceleri ise artık beraber yatıyoruz. Çünkü en az 5-6 kez uyanıyor. Nadiren emziğini veriyorum geri dalıyor. Çoğu zaman ise mutlaka emmek istiyor, sonrasında ise kucağımda uyumak istiyor. Benim ise artık dermanım kalmadı.
Aylardır uykusuzum. Tam dalacakken Defne uyanıyor. Geceleri artık her saat başı bazen daha da çabuk uyanıyor. Aslında çok acıyorum. Minik serçem yana dönüyor beni kokluyor geri uykuya dalıyor.
Şu anda böyle güzel güzel yazıyorum ama geceler çok zor geçiyor. Sabah o kadar uykulu kalkıyorum ki şöyle uzun uzun huzurla deliksiz uyku çektiğim günleri çok arıyorum iyi ki de zamanında bol bol uyumuşum.
Defne Ferah uyurken elleri ile yakamı bir kavrıyor öyle uyuyabiliyor. O minicik elleri ille bir şeyleri tutacak. Genellikle bu yumuşak polar battaniyesi oluyor. bu aralar ise benim yakam ya da bluzum.
O yumuk yumuk elleri yerim ben.
Artık her gün akşam üstü patates havuç bezelye bulgur pirinç mercimek buğday kuzu eti ve evde hangisi varsa kereviz ıspanak brokoli karnıbahardan biri ile oluşan çorbasını yapıyorum tel süzgeçten geçirip tereyağı ve zeytinyağı ekliyorum. Son olarak da 2 kaşık yoğurt ekleyip bir kase yediriyorum.
Aynı zamanda öğlenleri kendi mayaladığım yoğurttan veriyorum.
Bir de bu hafta yumurta sarısına başladım. Kahvaltıda biraz peynirle birlikte yiyor.
Bazen de yoğurt çorbası ya da kıymalı tarhana çorbası yapıyorum.
Bir de her gün yarım muz ya da elma armut püresi yediriyorum.
Balık ve tavuk etini de ara ara minicik minicik tattırıyorum.
Artık ne yiyorsak azıcık azıcık veriyorum
Gündüzleri anne sütünü baya azalttı, yakında tamamen bırakır gibi geliyor bana.
Dişler ise hala yok.
Emekleme hala yok.
Hâlâ hacıyatmaz. Yere koyduğum anda ağlıyor. Defne ile yalnızken hiç iş yapamıyorum.
Islak mendillerin çok zararlı olduğunu öğrendim. Bu yüzden artık poposunu lavaboda yıkıyoruz.Bazen de yoğurt çorbası ya da kıymalı tarhana çorbası yapıyorum.
Bir de her gün yarım muz ya da elma armut püresi yediriyorum.
Balık ve tavuk etini de ara ara minicik minicik tattırıyorum.
Artık ne yiyorsak azıcık azıcık veriyorum
Gündüzleri anne sütünü baya azalttı, yakında tamamen bırakır gibi geliyor bana.
Dişler ise hala yok.
Emekleme hala yok.
Hâlâ hacıyatmaz. Yere koyduğum anda ağlıyor. Defne ile yalnızken hiç iş yapamıyorum.
Bana gelince her geçen gün sağlığım kötüye gidiyor. Doğumdan beri neredeyse 20 kilo aldım. Hiçbir kıyafetim olmuyor. Doğuma girerken giydiğim pantolonum bile olmuyor düşünün. Çok yorgunum, yürüyemiyorum eğilemiyorum. Ayakkabılarımı giymek patiklerimi ayağıma geçirmek çok zor... Kollarım hep uyuşuk gözlerim hep kanlı. Hep uykusuzum. Geceleri tam dalacağım anda bebiş uyanıyor. Saat başı yarım saatte bir uyanıyor. Gündüzleri bazen 5 dakikalık bir fırsat oluyor mesela altını değiştirirken bezini hemen kapamıyorum altını havalandırıyorum pişik olmasın diye Defne o sırada yatakta rahat duruyor. Genellikle ba ba ba ba diye şarkı söylüyor. Yanına yatıyorum anında dalıyorum bir sürü ba ba ba ba eşliğinde rüya görüyorum.
Cildim ise zaten kontrolden çıktı. Bir sürü sivilcem var artık. Bir ara düzelmişti son zamanlarda iyici cozuttular. Sanırım sıkıntıdan çıkıyor.
Bir bebek insanı ne denli değiştirebilir....
Artık son zamanlarda evim de kontrolden çıktı, toparlayamıyorum. Aradığım hiç bir şeyi bulamıyorum. Tam bir kısır döngü içindeyim. Dip köşe temizlik mümkün değil yapamıyorum. Anca çamaşır yıkıyorum bazen çocuğu ağlata ağlata yemek yapıyorum. Akşam mutfağı toplayıp banyomu da yapıp yattıysam bu en büyük başarım oluyor. Ben artık aşağıdaki gibi evi kanıksadım da eşim hâlâ kabul etmiyor. Evin dağınıklığı yüzünden bazen tartışıyoruz. Misafir gelmesi ise en büyük kabusum. Mümkünse bebiş büyüyene kadar ne kimse gelsin bana ne ben bir yere gideyim.
Tuvalete gitmek bile sorun... Defne her tuvalete gittiğimde arkamdan katılırcasına ağlıyor. Aşağıdaki resim abartı değil, bizzat her gün yaşadığım bir sahne.
Benim eşim bana yardımcı olur ev işi yapar, bulaşık makinesini boşaltır mutfağı toplar, cam siler çamaşır yıkar asar okuldan gelince kahvaltım hazırdır. Her türlü yardımcı olmaya çalışır ama yine de zaman zaman aşağıdaki gibi hissetmeme engel olamıyorum.
Geçenlerde yorgunluğum çok şiddetlendi, bütün gece inledim. Ağrı kesici de fayda etmedi. Kemal çok korktu başıma bir şey gelecek diye. Açıkçası ben de çok korktum ölüverecem diye. Zaten o sabah Kemal beni kampa aldı. Artık eve tatlı şekerli hiçbir şey alınmayacakmış acilen kilo verecekmişim. Hatta buzdolabının üstüne diyet listesi asmış. Haşlama yiyecekmişiz bundan böyle. Bakalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder