21.08.2021 Cumartesi
Bugün Efteni Gölü- Güzeldere Şelalesi- Topuk Yaylası turunda idik.
Servisimiz Merter'den sabah 06:00 'da kalkacağı için 5'te yola çıktım. Tam vaktinde oradaydım. Daha sonra Gayrettepe ardından Kadıköy Kartal Gebze duraklarında yolcuları aldıktan sonra arabamız neredeyse doldu ve yolculuğumuz başladı.
İlk durağımız Düzce Efteni Gölü
Efteni Gölü ile ilgili daha önceleri hiçbir şey duymamıştım. Görünce epey şaşırdım. Olumsuz manada değil ama. Ben masmavi bir göl kenarında yürüyüş yapacağımı düşünüyordum. Yukarıda fotoğrafta görüldüğü gibi bataklık bir yer çıktı. Burası koruma altına alınmış bir göl imiş. Bir tane nilüfer dahi koparmak yasakmış. Biraz dikkatli bakınca değişik kuşlar ve avlanmaya çıkan bir yılan gördüm.
Göl kenarında cumartesi olmasına rağmen ıssız bir piknik yeri mevcut.
Bir de kafetarya var.
Burada göle karşı çay içtik. ( Kafetaryada fiyatlar makul; çay 3 TL) Arkadaşlarla tanıştık sohbet ettik. Grubumuzu sevdim.
Ben beğendim burayı. Efteni Gölünü keşfetmekten mutluyum.
Buradan kahvaltı molasına geçmemiz gerekiyordu. Yöresel ürünlerden oluşan serpme kahvaltı vardı programda. Ama kahvaltı meğerse 30 Ağustos'ta tura katılanlar içinmiş, bize yokmuş. Benim gibi yanlış programa bakan yolcular için bir hayal kırıklığı oldu. Muhteşem bir serpme kahvaltı beklerken Jolly Tur'un bize dağıttığı sandviç kek kraker meyve suyu ve ıslak mendilden oluşan kahvaltı çantasına yöneldik mecburen.
Efteni gölünden çıkınca kıvrıla kıvrıla çok dar yollardan yukarı çıktık. Şimdiye dek karadeniz ortamına pek girmedim. Ama etrafa bakınca derslerden bu bölge ile ilgili öğrendiğim tüm bilgileri bir de gözlerimle görmüş oldum.
Her yer yemyeşil. Bir birinden uzak şirin güzel evler var. Buralar gerçekten çok güzel. Evler de birbirinden güzel. Buranın köyleri benim gördüğüm köylere hiç benzemiyor. Yazlık bir sayfiye alanı gibi. Tam yaşanılacak bir yer gibi görünüyor.
Buralarda hiç düzlük yok. Her yer ya yokuş yukarı ya yokuş aşağı.
Tüm evlerin çatısında balkonunda bahçelerinde hatta düz bir yer bulamadıkları için sanırım yollarda kahverengi bir şeyler serilmişti. Sonradan ögrendim ki fındıkmış bunlar. Herkes fındık kurutmaya çalışıyor.
Her yerde fındık ağaçları ve bu fındıkları toplamaya çalışan insanlar var.
Yemyeşil bahçeleri güzel bakımlı evleri seyrede seyrede kıvrım kıvrım yollardan epey bir çıktıktan sonra Güzeldere Şelalesine geldik.
Gelince önce oldukça geniş ferah düzlük yemyeşil bir alan karşımıza çıkıyor.
Yan tarafta ahşap evler kamp yapanlar şelale tarafında ise piknik yapanlar var.
Ayrıca bir de restoran var.
Oldukça büyük bir alan. Epey çaba gösterilmiş anlaşılıyor. İşini iyi yapan biri baya ilgilenmiş buralarla belli.
Bu tesisi kazandıranlara emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Buradan şelalenin yanına indik. Yalnız epey bir iniyoruz. Yaşlı çocuk ya da rahatsız olanların inmesine imkan yok. Baya baya iniyoruz yani.
Epey indikten sonra bir doğa harikası şelale karşımıza çıkıyor. Geldiğimizden beri sesini duyuyorduk şimdi ise kendisini görüyoruz.
Muhteşem.
Sırf bu şelaleyi görmek için bu yolu çekmeye değer diye düşünüyorum.
Burada şelaleyi izleyip manzaraya doyduktan sonra ulu ulu ağaçların arasından yukarı çıktık.
Çıkışta güzel bir çeşmeden buz gibi su ile elimizi yüzümüzü yıkayıp ferahladıktan sonra yemeğe geçtik.
Burada ömrümün en güzel tavuğu yemiş olabilirim. Yemekten sonra sadece ben değil herkes köftelerin sucukların ne kadar güzel olduğundan bahsediyordu. Yani buraya gelirseniz bu restaurantta mutlaka bir şeyler yemenizi tavsiye ederim. Aşcı epey başarılı. Fiyatlar da makul: ızgara çeşitleri 30 TL soğuk içecek 7 TL çay ücretsiz.
Buradan çıkıp Topuk Yaylasına geldik.
Arabadan inince ilk hissettiğimiz soğuktu. Ben havanın bozduğunu düşündüm ama arkadaşlar yaylaların hep böyle soğuk olduğunu söylediler. Bilenler kapşonlu sweetler hırkalarla gelmişler. Allahtan ne olur ne olmaz diye yanıma bir şal almıştım ben üşümedim ama otobüsümüzde hazırlıksız yakalananlar oldu.
Burası futbolcularin antreman ve dinlenme yeri imiş. Futbol sahaları ve futbolcular için bir otel var.
Biz şallarımıza hırkalarımıza sarınıp gölün etrafında yürüyüşe çıktık . Yürüyüş parkurunda yürüdük. Kimseler yoktu. Ormanın içinde parkuru tamamladık. Gölün etrafında dolaştık.
Etraf güzeldi.
Muhabbet hoştu.
Herkes olumlu idi herkes gülümsüyordu.
Aksilikleri kimse kafaya takmadı ki gerçekten asap bozucu şeyler de oldu. Ama kimse vıdı vıdı etmedi. Hatta molalarda bile kimse bunlardan bahsetmedi. Kimse can sıkıcı konulara girmedi. Herkes huzurlu bir gün geçirmek için çaba gösteriyordu.
Yol boyunca herkes sessiz sessiz kimseyi rahatsız etmeden konuştu. Bir sürü kişi yol boyu kitap okudu. Bağırış çağırış curcuna zaten hiç yoktu. Medeniyeti iliklerime kadar hissettim.
Topuk yaylasında da birer çay içip biraz muhabbetten sonra geri dönüş yolculuğuna geçtik.
Jolly tur Güzeldere Şelalesi Turu 179 TL (yemeksiz)
Saatler süren yolculuk İstanbul trafiği derken 22:30 civarı evdeydim.
Şimdi düşünüyorum da saatlerce arabada oturdum her yerim ağrıyor tüm bu yorgunluğa değdi mi diye...
Evde olsam akşama kadar yemek bulaşık çamaşır ev işleri ile uğraşacaktım. Yine akşam olacaktı. En azından bugün bir şelale ve bir yayla bir de göl gördüm. Enfes bir yemek yedim. Yeni güzel insanlarla tanıştım.
Evet son kararım değerdi.
Herkese mutlu hafta sonları...
Merhaba, gezilere yalniz mi katiliyorsunuz?esiniz ya da kiziniz da geliyor mu?bilmedigin yerlere turla gitmek en iyisi sanirim.
YanıtlaSilMerhaba:) Yorucu bir tur değilse kızımı götürüyorum. Defne'nin dayanamayacağı turlara ise kendim katılıyorum. Öğrenmiş oluyorum. Beğendiğim yerlere sonra kendim gidiyorum. Tabi gidebileceğim yerlerde ise..Çünkü bazi yollar çok kötü oluyor araba ile gitmeye gerek yok.
YanıtlaSil