Selçuklular Sergisini gezdikten sonra Türk-İslam Eserleri Müzesini yani İbrahim Paşa Sarayını gezdim.
Daha önceleri defalarca gezmiştim bu müzeyi ama hayret verici bir şekilde aklımda hiçbir şey kalmamış. Sarayın sadece mimarisini hatırlıyorum ama eserlerden hatırladığım pek bir şey yok. Sanki ilk kez görüyor gibi gezdim bugün.
Sarayın iç avlusundan Sultanahmet Cami ve Theodosius Anıtı
Bu yaz gününde gayet ferahtı müzenin içi. Ayrıca tenha idi, çok fazla turist yoktu. Turist diyorum çünkü hiç Türkçe konuşan biri görmedim.
İbrahim Paşa Sarayını gezdikten sonra hipodroma çıktım. Hipodrom yani At meydanı da denilen bu geniş avluda gezinirken Dikilitaşlar hakkındaki bilgileri okudum ve bu anıtları yeniden inceledim. Bakış açım ve tarih bilgim geçmişe göre çok değiştiği için bu eserler daha da bir hoşuma gitti.
Theodosius Dikilitaşı
Yılanlı sutün
(Bu foto google görsellerden alınmadır)
Örme sütun
Tapu Kadastro Binası
Marmara Üniversitesi Rektörlüğü
Daha önceleri defalarca gezmiştim bu müzeyi ama hayret verici bir şekilde aklımda hiçbir şey kalmamış. Sarayın sadece mimarisini hatırlıyorum ama eserlerden hatırladığım pek bir şey yok. Sanki ilk kez görüyor gibi gezdim bugün.
Sarayın iç avlusundan Sultanahmet Cami ve Theodosius Anıtı
Bu yaz gününde gayet ferahtı müzenin içi. Ayrıca tenha idi, çok fazla turist yoktu. Turist diyorum çünkü hiç Türkçe konuşan biri görmedim.
İbrahim Paşa Sarayını gezdikten sonra hipodroma çıktım. Hipodrom yani At meydanı da denilen bu geniş avluda gezinirken Dikilitaşlar hakkındaki bilgileri okudum ve bu anıtları yeniden inceledim. Bakış açım ve tarih bilgim geçmişe göre çok değiştiği için bu eserler daha da bir hoşuma gitti.
Theodosius Dikilitaşı
Yılanlı sutün
(Bu foto google görsellerden alınmadır)
Örme sütun
Tapu Kadastro Binası
Marmara Üniversitesi Rektörlüğü
Dikilitaşlar ve Alman Çeşmesi
At kestanelerinin ferah gölgesinde huzurla dolaştım.
Ayrıca bir sürü gülibrişim ağacı gördüm. Demek ki Ağustos ayını Gülibrişim mevsimi olarak düşünebiliriz
Gülibrişim ağacını bilmiyenler için
Gülibrişim işte böyle bir ağaç... Çiçeklerinin çok güzel hafif bir kokusu vardır. Edremit parkında bulunan gülibrişim mükemmel kokar. Sultanahmettekilerin kokusunu ise alamadım.
Sadece Selçuklu Sergisi, İbrahim Paşa Sarayı ve At meydanını dolaşarak aşırı yoruldum. Gebelikte 36. haftamın içindeyim olsun o kadar... Diğer yapmayı planladığım aktiviteleri başka bir güne bırakarak Eminönü'ne yürüdüm ve eve döndüm. Trafik çok fena idi. Otobüsün kalkması ile eve gelmem 1,5 saatten fazla sürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder