14 Temmuz 2015 Salı

BAYRAM TEMİZLİĞİ

TOKİ KAYAŞEHİR'DE OTURMAK...

İstanbul'da Tokinin yapmış olduğu brütte 85m2 nette 60-63 m2 2+1 evde oturuyorum. Evim çok küçük. Allah'a çok şükür başımı sokacak bir evim var, kirada değilim, İstanbul'da çok daha küçük evlerde çoluk çocuğuyla yaşayanlar var biliyorum, nankörlük olmasın ama evin küçüklüğünden ötürü ruhum çok daralıyordu.


Bekar yaşarken rahat rahat yaşıyordum, sorun yoktu, evim tertemizdi.

Bu arada evimin temiz olması benim için çok önemli.

Hiç bir zaman dağınık pasaklı bir insan olmadım. Ayrıca muhit olarak evim çok güzel bir konumdaydı. Bir tane odam boştaydı tüm ıvır zıvırımı  ortalıkta görmek istemediğim her şeyi oraya koyuyordum. Bir de Mardin'e tayin olup gidince orada da yayla gibi evde oturmaya alışınca İstanbul'a döndüğümde Kayaşehir'de 65 m2 evim bana kümes gibi geldi. Aynı zamanda dar gelir grubundan aldığım bu evde pek çok eksiklik vardı. 20 000 TL peşinatla girdiğim ayda 480 TL ödeyerek aldığım bu evin iç malzemeleri de doğal olarak standartların çok altındaydı. Kapılar, camlar, mutfak dolapları, banyo, fayanslar en kalitesiz malzeme ile yapılmıştı.  Bir de üstüne ben Mardindeyken 2 yıl kiracı oturmuştu ( herkesin temizlik anlayışı çok farklı) ev çok pis kullanılmıştı. Evin her yanı yağ bağlamıştı. Şubat tatilinde eş durumundan İstanbul'a geldim bir yandan okul bir yandan evin boyası badanası temizliği bir yandan eşya alma derken geçen baharı hiç hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey ise okuldan eve gelip evi temizlemeye çalıştığım. 

Hayatımda hiç iz bırakmadan sadece temizlik yaparak böyle bir bahar geçti inanamıyorum ve çok üzülüyorum.


Geçen yıl Şubat ayında eş durumundan İstanbul'uma geri gelip bu eve yerleştiğimde ve bir baharımı sadece bu evi temizlemeye çalıştıktan sonra tek düşündüğüm şey bu evin adam edilemeyeceği en kısa zamanda bu evden kurtulmam gerektiği idi. Sürekli başka güzel ferah bir eve taşınma hayalleri kuruyordum. Evimden maalesef çok nefret ediyordum. Yeni evliyim eşyalarım yeniydi ama yok nefret ediyordum bu evden. Hatta bir ara keşke kura bana hiç çıkmasaydı diye bile düşünmeye başlamıştım. Böylece kira öderdim ama temiz düzgün bir evde yaşardım. Bir müddet sonra depresyona girdim. Ne temizlik yapmak ne kıpırdamak... Hiçbir şey yapmak gelmiyordu içimden. (bu arada çok titiz bir insanım hatta temizlik hususunda takıntılı -obsessive kompulsive  bozukluk-  olmama ramak kaldı diyebilirim )  


En büyük sorunum ise evden gitmek bilmeyen lağım kokusuydu. Ne kadar temizlik yaparsam yapayım bir kaç saat sonra başlayan arkadan arkaya inceden gelen zaman zaman şiddetlenen bir lağım kokusu. Uzun uğraşlar ve araştırmalar sonucu kokunun kaynağını tespit ettik. Bizim banyo yapılırken es borusu yapılması unutulmuş meğerse oradan geliyormuş koku ben de giderin üstüne bir taş koyuyordum ama koku yine de bitmiyordu  bu yüzden üst kattan klozetten sızıntı olduğunu falan düşünüyordum. 


Bir gün yine evde daralmışken (Bu arada  dertlerimden hiç bahsetmediğimden kocam neden daraldığımı sinirlendiğimi nefes alamadığımı boğulur gibi olduğumu hiç anlamıyordu) kendimi dışarı attım saatlerce yürüdüm ağlamaktan gözlerim şişti. Hamileliğim de etkisi ile biraz daha fazla tepkisel davranmaya başlamıştım kokular artık daha fazla beni rahatsız ediyordu zaten sürekli içim bulanıyordu ve evdeki lağım kokusundan daha da çok kusasım geliyordu. Artık kocama belli etmeden sessizce çilemi çekemiyordum. 


Sonra bir gün daralmaktan uyuyamadım kalktım bloga dertlerimi yazdım.( hep taslak halinde kaldı) evimi hiç sevmediğimi falan yazdım. Bu evi neden sevemediğimi maddeler halinde getirdim,yazarken insan daha iyi düşünüyor.


* Evim ne yapsam da kokuyor.


* Mutfağımda böcek var ve ne yapsam da gitmiyorlar. Yani dolap açmaya yalın ayak yürümeye korkar olmuştum. Dolaptan bir kase alacağım mesela tezgaha pat diye bir böcek düşüyordu. Gündüz vakti bile tavanlarda böcek yürüyordu. Her akşam uykumdan uyanıp böcek operasyonu yapıyordum günde 10-15 böcek öldürüyordum ama bunların soyları tükenmek bilmiyordu. Mutfağımdan aşırı derecede iğreniyordum. Dediğim gibi standartların çok üstünde titiz bir insanım ve böyle imtihan olmak çok kötüydü. 


* Evim küçüktü sığmıyordum. Her şey üst üste idi. Birazcık rahat davranma ile evden her yandan eşya fışkırıyordu. Mutfağıma sığmıyordum, giysi dolabım yetersizdi, ayakkabılarımı koyacak yer bulamıyordum.


* Hiç bitmeyen bir gürültü problemim vardı. Toki ana yol üzerine binaları dikmiş. Benim ev bir de yokuş üzeri. Hafriyat kamyonlarının gürültüsü bitmek bilmiyordu. 


İşte oturup beni rahatsız eden şeyleri madde madde bloğa yazdım ama yayınlamadım. Her daraldığımda gece kalkıp böcek operasyonundan sonra bilgisayarımı açıp taslakta yazdığım maddelerime bakıyordum beni bugün sinirlendiren şeyin ne olduğunu düşünüyordum. Aslında yeni eklenecek madde yoktu. Hep aynı şeylerden daralıyordum ve çözümün olmadığını düşünüyordum, taşınma yeni eve geçme hayalleri kuruyordum.


Bir pazar günü  yine heyheylerim geldi, boğulur gibi oldum, ruhum daraldı yine... Eşime belli etmemek için ben biraz dolaşa
cağım deyip dışarı attım kendimi. Saatlerce yürüdüm gözleri şişti ağlamaktan. Eve geldiğimde ( tabii ki eşim anlamıştı bir sorun olduğunu) neden ağladığımı bu sefer geçiştirmedi nedenini  sordu benim de hep klasik hamilelik hormanlarım depreşti cevabımı kabul etmedi tam olarak neden böyle olduğumu üsteledi. Ben de çözüldüm anlattım da anlattım böceklerden çok tiksindiğimi kokudan nefret ettiğimi bu evi ateşe vermeyi bile ( tövbe tövbe ) düşündüğümü söyledim. 

Eşim de o zaman tamam ev bakalım taşınalım neden bu kadar dert ettin ki dedi ve böylece ev bakmaya başladık. O an taşınma fikri bile beni çok aşırı derecede rahatlattı.


Bu arada annemler ziyaretimize gelmişti ve Allah razı olsun annem bu banyo yapılacak dedi,ısrar etti  ve o hafta sonu eve ustalar geldi banyoyu yıkıp es borusu taktılar. Aman Allahım koku tamamen geçti.  Ama ben bir müddet sonra yeniden başlayacağını bu kadar kolay bir çözüm olabileceğine ihtimal vermiyordum. Bir müddet bekledim yok koku başlamadı. Bu kadar basit bir çözümü olan bir sorun için bir yıldır bu kokuyu çektiğim için çok hayıflandım. 


Ev arama çalışmalarımız devam etti bu sırada. İstanbul'da yaşayanlar bilir. Adam gibi düzgün 3+1 evlerin fiyatları 600.000 TL den başlıyor. Üstelik arsadan girme haliyle. Önce bunları değerlendirdik. Öğretmen olduğumuzdan ve 600.000 bir öğretmen için çok yüksek bir rakam olduğu için ve  en az 10 yıl borç ödemek zorunda kalacağım için ve de 50 yaşımda hala borçlu yaşamak istemediğim için bu evleri bir müddet sonra eledik. Bu sefer Kayaşehir Tokiden 3+1 evlere bakmaya başladık.  Toki'den alacağım eve yapacağım tadilatları eşime anlatınca eşim tepki gösterdi hem dünya kadar para verip yeni ev alacağım hem de bir de 80 000 -100 000 tl arası tadilat parası mı ödeyeceğim dedi mantıklı olarak ve çok haklıydı. Ama yeni eve girdiğimde yine benim istediğim olmayacaktı ki. Kapılar yine berbat kapılar mutfakta yine iğrenç mutfak dolapları vs... Ben istiyordum ki eve gireyim kapıları, camları, parkeleri, fayansları,mutfağı, banyoyu toptan değiştireyim. Hadi neyse bunu da sonunda eşime kabul ettirdim. Tamam yeni bir ev alalım sen de dilediğin gibi tadilat yap ondan sonra taşınalım dedi.


Ev aramalarımız sonuç vermedi. Hiçbir ev içime sinmedi. Toki'de yaşamak istemiyordum yaşamak istediğim sitelere ise bütçem yetmiyordu. ( Daha doğrusu istesem alabilirdim ama 10 yıl kendimi borç harca bağlamak istemedim. 40 yaşındayım ilk bebeğime hamileyim mutlu mesut ferah bir şekilde yaşamak istiyorum kendimi sıkmak istemiyorum)  Toki'den ev alırsam aynı sorunlarımı yaşayacağımı ruhumun o evlerde yine daralacağını düşünmeye başladım. Bu sefer taşınma fikri de beni bunaltmaya başladı.


Yoğun hesap kitap işleri banka faizlerinin durumu emlakçılarla görüşme evleri görmeye gitme derken bir an geldi... Bir eve gidip baktık ve resmen bir ışık çaktı beynimde ... Aslında yaşadığım sorunlar ortadan kalksa şimdi yaşadığım evimde ne kadar mutlu olacağımı düşündüm. Tabii bunda en büyük faktör banyodan eve yayılan kokunun sona ermesi artık eve geldiğimde evimin lağım değil mis gibi temizlik kokmaya başlaması ve sorunlarımın aslında basit bir şekilde halledilebileceği fikrinin bende gelişmesiydi.


Bir akşam eşim bilgisayar başında satılık ev ilanlarını incelerken içim çok rahat bir şekilde bu evde yaşamak istediğimi hiçbir evin içime sinmediğini bu evimizi adam etmek istediğimi söyledim. Eşim gülümsedi. Çünkü o da bu evi çok seviyor sırf ben istediğim için taşınmak istiyordu.


Böylece yeni bir döneme girdik.Öncelikle evde neler yapmak istediğimi tek tek belirledim, maddeler halinde sıkıntılarımı yazdım. Sonra eşim de kendi listesini getirdi. Tüm maddeler üzerinde tek tek durduk. Neleri değiştirebiliriz neleri değiştiremeyiz tespit ettik ve  bir bütçe çıkardık. 

Vira bismillah deyip işlere başladık. 



BAYRAM TEMİZLİĞİ...


Seminer döneminin bitmesi ile yaz temizliğine başladım. Öğretmen olmayanlar için açıklama: Okullar kapandıktan sonra 2 hafta boyunca öğretmenlerin seminer dönemi başlar. 28 Haziran Cuma itibari ile bizim de tatilimiz başlamış oldu. Bu sene farklı olarak evimizde tadilat da oldu. Malum eylülde bebek geliyor evde değişiklikler yapmak lazım. 


Beklediğimden çok daha kapsamlı bir tadilat oldu. Ve çok daha dipten içime sinen bir temizlik yapmak durumunda kaldım. 

Böylece bu seneki yaz temizliği aynı zamanda bayram temizliği oldu.


Bakalım neler yapmışız...


*İlk aşama olarak evdeki tüm kıyafetler gözden geçirildi.


Dolaplar tamamen boşaltıldı. Bir gün giyerim deyip dolapta yer işgal eden eskiyen rengi kaçan modası geçen tüm kıyafetler ayrıldı. Kışlıklar kutulara kaldırıldı. Dolabın her yeri silindikten sonra kalanlar ütülü bir şekilde  yerlerine yerleştirildi.

*Kullanılmayan ayakkabılar- çantalar elden çıkarıldı.

*Kullanılmayan takılar, incik-boncuk, kemer, şal, aksesuar hepsi gitti.


*Kullanılmayan mutfak kap- kacakları, araç gereçleri, çizilmiş tavalar eskimiş tencereler hepsi atıldı.

 *Yer darlığından ötürü en sevdiğim başucu kitaplarım hariç koli koli kitaplarım evden gitti. (İşte bu canımı çok acıttı. Küçük evde oturmak zorunda kaldığım için lanet etmemek için kendimi zor tuttum) Kitaplar okulumuzun kütüphanesine bağışlandı.


*Okul ders kitaplarımı ise okuldaki dolabıma götürdüm.

*Belki bir gün lazım olur diyerekten köşede bekleyip yer işgal eden (yorgan, nevresim, plastik eşyalar, kablo, kavanoz) gibi her türlü ıvır zıvır da gitti.

Bu aşamada evden poşet poşet eşya çıktı.


Ev baya boşaldı... İnşallah keşke demem ama ne yalan söyleyeyim çok ferahladım.


* Bekarken çok severek aldığım genç odamı (gardrop, kitaplık, şifonyer, çalışma masası ve çekyat) artık bizim evimize uymadığı ve o odayı  artık başka türlü değerlendirmek istediğimiz için bir arkadaşımıza verdik. Böylece bir odamız boşa çıktı.

* Mutfak dolaplarım baştan aşağı yenilendi. 



Böylece Toki'nin uyduruk dolaplarından kurtuldum. Beğenip kullananlar lütfen kusuruma bakmasın ama ben nefret ediyordum o dolaplardan. Çünkü evi teslim aldığım gün kiraya vermek zorunda kalmıştım. 2 yıl kiracı oturmuştu ve geri geldiğimde dolaplarım küflenmişti . Leş gibi kokuyordu. Çekmecelerin içlerine kadar yağ bağlamıştı.  Günlerce uğraşıdan sonra nihayet temizlemeyi başarmıştım  ama küf izleri ne yapsam da çıkmadı. Ayrıca başta o yağları gördüğüm için ne yapsam da bana artık psikolojik olarak temiz gelmiyordu. Temizlediğimde temizlendiğini hissedemiyordum Dolaplar ne yapsam da sanki hep yağlı hep pisti.

* Ekstra mutfak dolapları geldi.

Böylece mutfakta çok ferahladım.



* Tezgahım yenilendi.

Şimdiye dek hiçbir evin tezgahına dikkat etmemişimdir. Mutfağı yenileme sürecinde tezgahlar hakkında da bilgi sahibi oldum. Belenco white angel mutfak tezgahı aldım. Bir tezgahın beni bu kadar mutlu edeceğini bilmezdim. Sildiğimde parlıyor temiz görünüyor. Eski iğrenç tezgahtan da kurtulduğum için nasıl da mutluyum. Bir de eski mutfağı yapan ustalar tezgahı alçak yaptıkları için bulaşık makinemin tepesini çıkarmak zorunda kalmıştım. İğrenç bir görüntü oluşuyordu. Bundan da kurtuldum çok şükür. Ha bir de tezgahların bu kadar pahalı olduğunu hiç bilmiyordum. 1300 TL tutarı ile bu tezgah fiyatı benim hayatta çok hayret ettiğim şeyler arasına girdi.

*Fortmantomuz yapıldı.




Bizim evin fortmanto olması gereken yer oldukça derin. İlk evlendiğimizde  biz de ne alsak diye bakarken o derinliğe uygun dolap bulamadığımızdan ve de bu geniş hacmi ziyan etmemek adına o kısma ikeadan 2 adet raf sistemi alıp önüne perde çekmiştik. Aslında perdeli fortmantomuz çok hoşuma gidiyordu. Zamanla burası doldu doldu  en nihayet artık taşmaya başladı. Biz de hem öğretmen hem marangoz olan arkadaşımızla konuştuk. Çizimini biz yaptık o da uyguladı. Böylece her bir köşesini iyi değerlendirdiğimiz bir gömme dolap oluştu. İçi de bir sürü şey aldı. 

*Banyo dolapları yapıldı.




Yine evlenirken biz biriktirici olmayacağız diyerekten eve dolap yapma fikrine sıcak bakmamıştık. Evet eşim ve ben eşyanın kölesi değiliz ama yine de her evin ihtiyacı şeyler oluyor ve maalesef 60 - 65 m2 ev biriktirici olmasak da bize yetmiyor. Mecburen banyomuza yaptırdığımız şirin raflarımızı söküp yerine yine bizim çizdiğimiz banyo dolaplarımız geldi. Evin tüm  plastik eşyalarını temizlik ıvır zıvırını da buraya yerleştirdik.

* Cam balkonumuz yapıldı.


Yine evimizin küçüklüğü sebebiyle balkonu iyi değerlendirmek adına cam balkon yaptırdık. Aslında hiçbir zaman kapalı balkonlara sıcak bakmamışımdır. Hele balkona konan eşyalara çok sinir olurum. Eskimiş dolapların içinden  kullanılmayan çaydanlık, salamura yaprak kavanozları, turşu bidonları görünen o balkonlara uyarı yapılması için site yönetimine gitmeyi bile düşünürüm. Ama bizim balkonumuz öyle olmadı çok şükür.  İyi ki de yaptırdım bile diyorum. Bir kere evi hiç  karanlık yapmadı. Balkonum her daim temiz kalıyor. Aynı zamanda eski perdeli fortmantoda kullandığımız rafları kapının arkasında kalan atıl mekana koyduk. Güzel şeffaf depolama kutularımızı da buraya dizdik. Aşağıdan balkonumuza baktığımızda belli belirsiz fark ediliyor ve en önemlisi çok şükür kesinlikle kötü görünmüyor. 

* Pencerelerimiz çift açılır pencerelere dönüştürüldü. Aynı zamanda tangur tungurdu zor açılıp kapanıyordu, ayarları yapıldı, artık normal bir şekilde açılıyor kapanıyor.

* Banyonun uyduruk menfezi ses koku geçirmez pvc sistemle değiştirildi. Böylece her banyoyu kullandığımda  komşunun çocuklarına bağırma seslerini duymuyorum ve dışarıdan koku da gelmiyor.


* Televizyonumuz yer kazanmak açısından duvara monte edildi. Televizyon sehpası da evden gitti. Salonumuz da böylece daha da  ferah oldu.




* Eskiden çok yer kaplayan kitaplığımız yerine daha yüksek ama daha dar bir kitaplık aldık. Böylece mekandan tasarruf yapmış olduk.



* Yatak odasına ekstra bir dolap aldık. Eşim o dolaba geçti. kalan dolap tamamen benim oldu. Artık giysilerimi ve eşyalarımı rahat ferah bir şekilde yerleştirdim. 

* Küçük odamıza hem yatak olabilen hem bazası olan hem de kılıfları çıkıp yıkanabilen aynı zamanda çok rahat bir kanepe aldık 2 gün sonra gelecek.


* Evlendiğimde yatak odama perde almamıştım. Geçici olarak bekarken kullandığım perdeleri takmıştım.  Bir daha da perde almayı düşünmedim (hep taşınmayı düşündüğümden ihmal etmiştim). Nihayet bugün onu da aldım. 2 gün sonra o da gelecek. Bir de küçük odamızın perdelerin de hiç beğenmiyordum onu da değiştirdim. 


Tüm bu tadilat işlemleri devam ederken ev de içime sinen bir şekilde temizlendi. Çok şükür...


* Halılar yıkamaya verildi.

* Koltuk kılıfları yıkandı.

* Yorganlar yastıklar havalandırıldı. Battaniyeler, pikeler yıkandı


* Sandalye minderleri silindi.

* Camlar silindi.

* Perdeler yıkandı, ütülendi, asıldı.

* Evin tüm yüzeyi çamaşır suyu ile silindi, dezenfekte edildi.

* Masa sandalye sehpalar çamaşır suyuyla en ince ayrıntısına kadar silindi.

* Avizelerin tozu alındı.

MUTFAK

* Buzdolabındaki tüm yiyecekler çıkarıldı. Ardından tüm raflar sökülüp buzdolabı baştan ayağa temizlendi.

* Zaten dolaplarım yeni olduğu için tüm mutfak eşyaları zevkle  yıkandı kurulandı tertemiz bir şekilde raflara yerleştirildi.


* Fırın baştan ayağa elden geçti, temizlendi.

* Mini fırınım en ince ayrıntısına kadar temizlendi.

* Tüm cam eşya çamaşır suyuyla dezenfekte edildi. Tencereler tavalar çaydanlıklar elden geçti, parlatıldı.

* Buzdolabı fırın bulaşık makinesi çekildi altları temizlendi.

* Mutfak fayansları temizlendi.

* Mutfakta kalan bakliyatlar, baharatlar  ayıklandı, tarihi gelenler atıldı.


* Mutfakta kullanılan tüm örtüler yıkandı.

BANYO

* Öncelikle banyoda  kullanılmayan her türlü araç gereç atıldı.


* Duşa kabin ovuldu.

* Banyo duvarları silindi.

* Çamaşır sepeti yıkandı.

* Diğer lavabo klozet döşemeler zaten rutin günlük olarak temizleniyor.


Tüm bu işler çok fazla vakit aldı. Hem de yorucuydu ama değdi. Gerçi çoğu işi eşim yaptı. (Hamileliğimin 8. ayında olduğum için ben ufak tefek yorucu olmayan işleri yaptım yine de yoruldum ama zevkli bir yorgunluktu ) Ramazan nasıl geçti hiç anlamadım.


Geriye şu işlemler kaldı..


* Derz kalemi aldım tüm fayansları gözden geçireceğim.


* Kapılar boyanacak.


* Duvarlar silinecek.


* Radyatörler silinecek.


* Böcek için ilaçlama yapılacak. 



Tam işlerim bitmemesine rağmen ruhum çok ferahladı. Artık evim evim güzel evim diyebiliyorum. Oh be... 


Tüm bu işlemler için yapılan masraflar ise şu şekilde


Mutfak dolapları-yüklük - banyo dolabı 6400 TL

Mutfak tezgahı 1300 TL
Cam Balkon 700 TL
Çift Açılır Pencere + Banyo pvc si 330 TL
Halı yıkama 230 TL
Kitaplık 240 TL
Gardrop 490 TL+ 46 kargo
Yatak odası perdesi 580 TL
Yataklı kanepe 1746 + 46 kargo

Temizlik yaparken bu sene yeni temizleyiciler keşfettim. 

1. si BİM'de satılan sır aspirins . Evde duruyordu ama hiç kullanmamıştım. Bu büyük temizlikte leke çıkarmada  süper bir ürün olduğunu fark ettim. Mesela kaloriferin borusunun yanında hiç çıkaramadığım siyah bir leke vardı; gördükçe sinir oluyordum. Sır aspirins döktüm 15 dakika bekledim bezle ovaladığımda leke hemencecik çıktı inanamadım.

2. si yine BİM'de satılan yağ çözücü var. Bir kere kullanmıştım ellerimi mahvetmişti. Bir daha da kullanmamıştım. Bu sefer mutfağımı temizlerken bir bakayım dedim . Meğerse o da süper bir ürünmüş. Yağları hiç ovalamaya gerek kalmadan temizliyor. Pahalı kaliteli dediğimiz ürünler kadar memnun kaldım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder