15 Ekim 2012 Pazartesi

NAR AĞACI

Bugün çok mutluyum çünkü bugün  hem internetime kavuştum hem de  bilgisayarıma format attırdım. Ayrıca bugün pazar... Sabah taze ekmek, taze çay ve  gazetemle güzel bir kahvaltı. Ders notlarım hazır. Yarın giyeceğim kıyafetlerim hazır. Evimi temizledim. Çamaşırlarımı yıkadım, ütüledim. Alışverişimi yaptım. Sonra Mardin sokaklarını turladım. Hem hava da nihayet biraz ferahlamış- gezerken pişmedim - Ev sahibimle görüştüm sorunlarımın bir kısmını hiç sinirlenmeden anlatabildim. Ayrıca  akşam eve gelirken bir dilim pasta  aldım. Güzel bir çay demledim. Bugün İstanbul'da boğazda kahvaltı yapamadım ya da Sarıyer sahillerinde turlayamadım. Yavuz Selimden Haliç'e bakamadım ya da ne bileyim Taksimde kalabalıklara karışamadım, Eminönü'nde balık ekmek yiyemedim, Kuzguncukta banklara oturup gelen geçen gemileri seyredemedim. Mardin'de yapabileceklerimin en iyisini yapmaya çalıştım.

Ve şimdi günün en güzel kısmı başlıyor;  en sevdiğim yazar Nazan Bekiroğlu'nun Nar Ağacını okuyacağım ...






           İlk izlenim;
           Kırmızı nar ağacı yazısının kabartmalı olması, ele gelmesi hoşuma gitti.(tabii resimden anlaşılmıyor dokunmanız gerek)  Kitabın altındaki işleme fotoğrafı  gayet güzel ve ilgi çekici... Bunun haricinde kapak resmi ve fotoğraf bana itici geldi . Ayrıca ilk yüz bin yazısı ya da başka kitaplarda olan kapakta bilmem kaçıncı baskı  bana çok itici geliyor...  Kitabın fiyatı 22,5 TL ama ben öğretmen indirimiyle 18,5 tl ye aldım.




14 Ekim 2012 Pazar

SONUNDA YİNE İNTERNETTEYİM.

Nihayet internetime kavuştum... Dile kolay Mardine geldiğimden beri yani şubat ayından beri bağlanma sorunu yaşıyordum. Artık sonunda yeniden web' deyim . Hoşgeldim...